15 Temmuz Gazileri, 19 Eylül Gaziler Gününde O Geceyi Anlattı

15 Temmuz’da darbecilerin kullandığı kobra helikopterden açılan ateş sonucu yaralanan Piyade Uzman Çavuş Osman Gül’ün kızı Ecrin Eylül Gül, “Ben babam bu durumda olduğu için çok gurur duyuyorum. Benim için babamın sol bacağının gitmesi hiç önemli değil. Benim için babamın nefes alması önemliydi. Babam şuan bu durumda olmasaydı bu ülke böyle olmazdı. Ben babamla çok gurur duyuyorum” dedi.

15 Temmuz Gazileri, 19 Eylül Gaziler Gününde O Geceyi Anlattı
19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı Atatürk Kültür Sitesinde Gaziler Günü Töreni düzenlendi.

Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve eşi Şule Akar ile kuvvet komutanları, Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs Barış Harekâtı, terörle mücadele ve 15 Temmuz gazileri ile yakınları katıldı.

Türkiye’nin dört bir yanından 39 gazi ve 46 gazi yakınının davet edildiği törene ayrıca 15 Temmuz’da gazileri katıldı.

15 Temmuz darbe kalkışması sırasında Tümgeneral Zekai Aksakallı’yı korumak için görev yerine gittiği sırada kobra helikopterden açılan ateş sonucu vurulan Piyade Uzman Çavuş Osman Gül, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı:

“15 Temmuz olaylarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın karşısında bulunan spor okullarının orada darbecilerin yukardan attığı helikopter mermisi ile vuruldum. O akşam ben özel kuvvetlerde ART nöbetçisiydim. Daha sonra Zekai Paşanın alındığını duyduktan sonra bize Zekai Paşayı kurtarma görevi verildi.

O akşam kobra helikopter tarafından roket mühimmatı ile vuruldum. Şuan aynı görev tekrar verilse hiç tereddüt etmeden yine yaparım. Hayatımda değişen pek bir şeş yok. Çünkü bu bir görevdi. Bacak, kol gibi şeyler çok önemli bir şey değil. Bu ülkede, bu vatanda yaşamanın bir bedeli var. Bunu da inşallah layıkıyla yerine getiriyoruz. Hainliğin askeri, sivili, teröristi yoktur. Hain her zaman haindir.”

Piyade Uzman Çavuş Osman Gül’ün kızı Ecrin Eylül Gül, babasının bu durumda olmasından dolayı gurur duyduğunu belirterek, “Benim için babamın sol bacağının gitmesi hiç önemli değil. Benim için babamın nefes alması önemliydi. Babam şuan bu durumda olmasaydı bu ülke böyle olmazdı. Ben babamla çok gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz gecesi yaralanarak 2’nci kez gazi olan Özel Harekât Polis Memuru Erol Ay, “2012 yılında Şırnak Özel Harekatta çalışırken Cudi dağında PKK terör örgütü ile girilen çatışma neticesinde yaralandım. Emniyette eğitimci olarak çalışmaya devam ediyordum. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığı’na FETÖ terör örgütü mensuplarının atmış olduğu bomba neticesinde ikinci defa yaralandım. 15 Temmuz darbe gecesi, Polis Akademisinde eğitim vermek üzere görev almıştım. 10 Temmuz ve 15 Temmuz arasında eğitimlerimizi sürdürdük. 15 Temmuz günü Ankara’da ikamet eden kardeşime gitmiştim. Bir gurup FETÖ mensubunun darbe girişiminde bulunduğu haberine ulaştıktan sonra kendi imkanlarım ile Özel Harekat Daire Başkanlığına gittim. Hazırlık aşamasındaydık. Silah, teçhizat, mühimmat almaya çalışırken havadan bomba saldırısına maruz kaldık. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için hizmet eden askerimize, polisimize şükran ve minnetle bakıyoruz. Aralarında şerefli üniformayı giyerek arkasına sığınmış terör örgütleri olabilir. Bunları içimizden arındıracağız. Genelkurmay Başkanlığımızın düzenlemiş olduğu Gaziler Günü’nde burada olmaktan dolayı mutluyum” açıklamasını yaptı.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ı korurken darbeciler tarafından vurularak yaralanan Piyade Yüzbaşı Burak Akın ise, o gece yaşananları şöyle anlattı:

“15 Temmuz gecesi darbeye kalkışanlara karşı Kara Kuvvetleri Komutanımızı korumaya çalışırken 2 bacağımdan yaralandım. TSK’nın bu darbe girişimine karşı olduğunun örneklerinden bir tanesiyim. Beni yaralayanlar maalesef üniforma giyen hainlerdi. Durumum gayet iyi. Görevime şuan devam etmekteyim. Kara Kuvvetleri Komutanımızın koruma müdürüyüm. Karaya girdiğimiz esnada birliğin yere yatırıldığını görüp kara kuvvetleri komutanımıza yetişmeye çalışırken araçtan süratle inerek arkasından koştum. O esnada da yine aynı araçta bulunan Bülent Aydın Başçavuş, araçtan inip tabancasını çekiyor ve darbe girişimine kalkışan hainler tarafından şehit ediliyor. Ben makam aracına yetiştiğim esnada Kara Kuvvetleri Komutanımız, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanımız ve Emir Subayımız Genelkurmay Karargahı içerisinde derdest edilmişlerdi. Bende buna karşı koymaya çalışırken önce sol bacağımdan, yere düştükten sonra emeklediğim sırada da kafama doğrultulan tüfeğin mermisinin kafamı sıyırmasıyla sağ bacağımdan yaralandım. Gerekli tedavi sürecini atlattıktan sonra görevime döndüm. O gecenin bende bırakmış olduğu fiziksel olarak herhangi bir durum söz konusu değil fakat açmış olduğu manevi tahribatı atlatmaya çalışıyoruz. Maalesef tanıdığımız insanlar tarafından vurulduk. Üzücü olan da bu.”
Kaynak: İHA