Yabancı Parlamenterlere Hitabında Batı'yı Topa Tuttu

Başbakan Binali Yıldırım, yabancı parlamenterlere verdiği yemekte, 15 Temmuz darbe girişimine sessiz kalan Batı ülkelerini eleştirdi.

Yabancı Parlamenterlere Hitabında Batı'yı Topa Tuttu
Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde Uluslararası Parlamenter Asamble Başkanları onuruna verilen öğle yemeğinde yaptığı konuşmada, "Milletimiz ve demokrasimize verdiğiniz destek bizim için çok anlamlı ve önemlidir. Bu ilkeli ve onurlu duruşunuzu daima hatırlayacağız. Bu sabah TBMM’ye gittiniz ve darbe gecesi oranını nasıl bombalandığını bizzat gözlerinizle gördünüz. Bu konuda hazırlanan bir kısa film de görme imkanınız oldu. 15 Temmuz’da yaşanan terörist darbe girişimi hakkında zannediyorum yeterince fikir sahibi oldunuz, Eli kanlı FETÖ terör örgütünün siviller üzerine ateş açabilecek kadar insanlıktan yoksun olduğunu artık çok daha net bir şekilde anladığınızı tahmin ediyorum. FETÖ terör örgütün meclisimizi bombalayacak kadar demokrasiye düşman olduğuna şahit oldunuz. Bu alçak darbe girişimi esnasında 241 kahraman sivil vatandaşımızı şehit verdik. 2 bin 194 vatandaşımız yaralandı, gazilik mertebesine çıktı. Demokrasiyi ve Türk milletini hedef alan böyle bir saldırının benzeri herhalde dünyada başka bir yerde görülmemiştir" ifadelerini kullandı. Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Milletimiz bu alçak saldırıya karşı net bir duruş göstermiş, gelecek nesiller tarafından gururla hatırlanacak gece yaşatmıştır. Türk insanı 15 Temmuz akşamı tankın, topun karşısına sadece ve sadece memleket sevdası, inancıyla, yüreğiyle karşı koymuştur. Bu alçakça girişime her türlü siyasi görüşten vatandaşlarımız bir ve beraber olarak karşı durmuştur. Milletimizin darbe girişimine karşı sergilediği bu hassasiyetli duruş biz siyasetçiler için aynı zamanda önemli bir mesajdır. Verilen mesaj, demokrasiye sahip çıkalım. Bu mesaj, devletin içerisine sızmış FETÖ mensuplarını birer birer devletin içinden ayıklayın mesajıdır. Siyaset olarak biz de bu mesajın gereğini yerine getiriyoruz. Türkiye, bu darbe girişimiyle beraber iktidar-muhalefet her birlikte, siyasetçiler olarak bu alçak örgüte karşı topyekün bir mücadele başlattık. Yakın tarihimizde böyle bir dayanışma, birliktelik ve kenetlenme pek de görülmüş bir şey değildir."

“DOST BİLDİĞİMİZ BİRÇOK ÜLKE MAALESEF SESSİZ KALMAYI TERCİH ETTİ”

"Türkiye’de farklılıklarımız var, biz bu farklılıkları birbirimizi kaynaştıran zenginlik olduğunu biliyoruz, bundan gurur duyuyoruz" diyen Yıldırım, "Siyasi görüşlerimiz, hayata bakışımız, yaşantılar, inançlarımız farklı olabilir ancak gözlerimizden akan yaşın rengi hep aynıdır. Onun için her zaman ülke söz konusu, bayrak söz konusu olunca demokrasi ve milli irade söz konusu olunca bu millet, bütün ayrışmayı, farklılıkları bir kenara bırakıp aynı hedef uğrunda bir, beraber olmayı, bölücü terör örgütlerine karşı birlikte karşı koymayı başarmıştır. Birileri kalkıp da demokrasiyi ortadan kaldırmak isterse, devleti ele geçirmeye kalkarsa, bizi biz yapan değerlerimizi yok etmeye kalkarsa orada herşey bitmiştir. 15 Temmuz’da meydanlara inen vatandaşlarımız bu hisle adeta, bombalara, mermilere meydan okuyarak bu darbeye ’dur’ demiştir. Darbe yapmak isteyenler milletten darbeyi yemiştir. 15 Temmuz sonrasında günler boyu süren demokrasi nöbetlerinde, mitinglerde insanlarımız tek ses, yürek oldu ve biz birlikte Türkiye’yiz diye bütün dünyaya haykırdı. Her devletin kendisini yok etmeye yönelik bu tür alçakça girişimler karşısında savunması meşrudur. Demokratik sınırlar içinde savunma mekanizmasını işletmek doğal olarak bizim hakkımızdır. Hiçbir demokraside, devlet vatandaşlarının çağrısına duyarsız olamaz. Bir daha böylesine alçakça bir girişimle karşı karşıya kalmamak için gerekli adımları attık atmaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye olarak dost ve kardeş bilinen her ülkenin zor zamanında yanında olduklarına dikkati çeken Yıldırım, "Yapacağımız yardım olduğunda desteğimizi bir saniye bile geciktirmedik. Biz de bir söz vardır, dost kara günde bile belli olur. Terör saldırısına uğrayan dost ve kardeş ülkelerle dayanışma içinde olduk. Ancak, üzülerek ifade etmek isterim, 15 Temmuz’da Türkiye olarak yaşadığımız alçak saldırı karşısında desteklerini ortaya koyan dostlarımız oldu, ancak dost bildiğimiz ve çok güvendiğimiz birçok ülke maalesef sessiz kalmayı tercih etti. Halbuki yapılan saldırı demokrasiye, milletin iradesine, millete yapılan bir saldırıydı. Darbe girişimin ilk anında, bu olayın vahametini yeterince anlaşılamamış olması bizim tarafımızdan bir türlü anlaşılamamıştır" ifadelerini kullandı.

"BU DARBE GİRİŞİMİ BİR ANLAMDA BİR SINAVDI"

"Türkiye, bu kötü tecrübeyi yaşadı" diyen Başbakan Yıldırım, "İsteriz ki hiçbir dostumuz böylesine bir acı yaşamasın. Onun için bu darbe girişimi bir anlamda bir sınavdı. Demokrasiden yana olanlarla, demokrasi karşıtı darbe tarafında olanlar arasında bir tercihti. Gerçek dostlarımızı bir orada hemen gördük ama bazı dost bildiklerimiz maalesef tepkilerini göstermekte gerekli cesareti gösteremediler. Günler sonra, gerçeklerin daha iyi anlaşılmasıyla bu durumun olumluya dönmeye başlaması aslında geç de olsa bir kazanımdır. Gelecek için bir kazanımdır. Demokrasiler için, millet iradesi için bir kazanımdır. Demokratik değerler konusunda en ufak bir olayda her türlü eleştiriyi yapan bazı ülkelerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı ülkeler doğrudan demokrasiyi hedef alan bir saldırıda demokrasiyi savunmakta aciz kalmışlar ve en ufak deyimiyle susmak suretiyle darbeden yana tavır sergilemişlerdir. Bu esef vericidir ve dünyanın geleceği için endişe vericidir. Demokratik değerlerin savunulmasında çifte standardı asla kabul etmiyoruz, aksine bir davranış insanlığa olan sadakatimiz ve borcumuzla da asla bağdaşmaz" şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Sizler, Türkiye’ye verdiğiniz desteğin bu zor günlerde bizimle dayanışmanızın nişanesi olarak, göstergesi olarak bugün buradasınız. TBMM’nin çağrısına kulak verip buraya geldiniz, bu bizim için çok değerlidir. Sizlerden beklentimiz, Türkiye’nin yaşadıklarını, Türk insanının o karanlık gecede demokrasisine canı pahasına nasıl sahip çıktığını bütün cümle aleme anlatmanızdır. Bunu, sadece temsil ettiğiniz parlamenter asamblesinde değil kendi ülke parlamentolarında da anlatmalısınız. Gösterdiğiniz dayanışma için bir kez daha teşekkür ediyorum."

Kaynak: İHA