Ordu'da İki Ailenin Acı Bekleyişi

Ordu'da Ramazan Bayramı'nın ikinci gününde yaşanan sel ve heyelanda kaybolan Alim Canbulut ve Remzi Taktak'ın aileleri, en azından cenazelerine kavuşmayı diliyor Remzi Taktak'ın eşi Hamide Taktak: 'Eşimin mezarı olsa başına gidip dua edebilirdim. Ne yapacağımı bilmiyorum. İnşallah Rabbim bana hacımın cenazesini verir' Alim Canbulut'un eşi Songül Canbulut: 'Eşimin öldüğüne inanmak istemiyorum. Her an kapıdan içeri girecekmiş gibi bir düşünceye kapılıyorum'

HAYATİ AKÇAY - SEFA EYİ - Ordu'nun Perşembe ilçesinde Ramazan Bayramı'nın ikinci günü yaşanan sel ve heyelanda kaybolan, tüm aramalara rağmen bulunamayan iki kişinin ailelerinin acı bekleyişi sürüyor.

Perşembe ilçesinin Yumrutaş ve Kaleyaka mahallelerinde 6 Temmuz gecesi sele kapılan Alim Canbulut ve Remzi Taktak'ın bulunması için İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri tüm imkanlarını seferber etti.

UMKE ekipleri ve vatandaşların yanı sıra Ankara, Samsun ve Erzurum AFAD ekipleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığı Köpek Eğitim Merkezinden talep edilen arama köpeklerinin de destek verdiği çalışmalara, sonuç alamaması üzerine 22 Temmuz'da ara verildi.

Yaklaşık bir haftalık aranın ardından aramaya yeniden başlayan Ordu AFAD ekipleri, 2 gün sonunda kayıp kişilerin aileleriyle de görüşerek çalışmaları sonlandırdı.

Çalışmaların sona ermesi ve neredeyse 2 ayın geride bırakılmasına rağmen Canbulut ve Taktak aileleri, yakınlarının en azından cenazelerine kavuşacakları günü bekliyor.

Sel felaketinde eşi Remzi Taktak ile toprak altında kalan ve yaralı kurtarılan 76 yaşındaki Hamide Taktak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ramazan Bayramı'nın ikinci gününde eşiyle sabah namazını kıldıklarını, ardından şiddetli yağışın başladığını anlattı.

Eşinin evin önüne dolan suyu tahliye etmek için kanal açtığını belirten Taktak, 'Bir anda gürültüyle toprak üzerimize geldi. Ben boğazıma kadar toprak altında kaldım. 'Remzi neredesin' diye seslendim ama ses veren olmadı.' dedi.

Taktak, komşuları tarafından toprak altından çıkarıldığını ifade ederek, 'Daha sonrasını hatırlamıyorum. Komşular beni kurtarmış ve hastaneye götürmüş. Bacağım kırıldığı için bir süre hastanede yattım. Herkes seferber olmuş, eşimi aramış ama bulamamışlar. Hastaneden çıkınca ben de arama çalışmalarını izledim. Her yer arandı ama hacım bulunamadı.' diye konuştu.

Eşinin ölmüş olduğuna inanmak istemediğini, her an gelecekmiş gibi yolunu gözlediğini dile getiren Taktak, 'Eşimin bir mezarı olmadığı için çok üzülüyorum. Keşke en azından bana eşimin bir parçasını bulsalardı. Eşim toprak altında bir yerde ama bulunamadı. Eşimin mezarı olsa başına gidip dua edebilirdim. Ne yapacağımı bilmiyorum. İnşallah Rabbim bana hacımın cenazesini verir.' ifadesini kullandı.

- 'Allah aldı, Allah verecek'

Kayıp Alim Canbulut'un eşi Songül Canbulut (45) ise olay günü eşinin mahalledeki birkaç komşusuyla su kanallarını açmak için çaba harcadığını belirterek, 'Eşim sel uyarısının ardından evimizin üstündeki yolun kenarlarında olan su kanallarını açtı ve gerekli önlemleri aldı. Yalnız yağmur yağarken bana 'Bize zarar verirse yolun altında oluşabilecek heyelan zarar verir' demişti. Dediği gibi oldu ve o toprağın altında kaldı.' dedi.

Eşinin altında kaldığı toprağı elleriyle kazdığını anlatan Canbulut, 'Göçük olduktan sonra oğlum Kadircan yanıma gelerek 'ben iyiyim anne' dedi. Ben de ona 'baban yok oğlum' dedim ve onu aramaya başladık. Komşumuz ve akrabamız olan Mustafa Canbulut'la eşimi aramaya başladık ama bulamadık.' diye konuştu.

Canbulut, tüm devlet kurumlarının eşini bulmak için üzerine düşeni yaptığına dikkati çekerek, eşinin cenazesine günlerce yapılan arama çalışmalarına rağmen ulaşamadıklarını kaydetti.

Eşinin öldüğüne inanmak istemediğini, her an kapıdan içeri girecekmiş gibi bir düşünceye kapıldığını dile getiren Canbulut, şunları söyledi:

'Olayın ardından eşimin olabileceği her yeri aradık hatta kokuya duyarlı köpekler bile getirildi ancak onlar da bir iz bulamadı. Eşim muhtemelen akıntıyla birlikte denize gitti ve orada toprağın altında kaldı. Allah aldı, Allah verecek. Olayın ardından psikolojimiz bozuldu ve kabuslarla uyanır olduk.'

Kadircan Canbulut ise babasına bir an önce kavuşmak istediğini söyledi.

Babasının kaybolduğu ve bir akrabasının öldüğü olaydan sonra konuşmakta zorluk çektiğini, psikolojik terapi gördüğünü belirten Canbulut, yetkililerden tek isteğinin, göçüğün olduğu yerlere istinat duvarı örerek olası yeni bir afetin önlenmesi olduğunu sözlerine ekledi.

AFAD İl Müdürü Osman Işık, iki kişiyi gece gündüz aramalarına rağmen sonuç alamadıklarını ve arama çalışmalarını tamamladıklarını anımsatarak, 'Önümüzde günlerde son bir kez daha arama faaliyeti yürütebiliriz. Bunun için gerekli değerlendirmeler yapılıyor.' dedi.

Kaynak: AA