Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (3)

'Türkiye, sadece DAEŞ ile PKK ile mücadele etmiyor, onların arkasında Türkiye'nin güçlü bir ülke olarak, bir istikrar adası olan bir ülke olarak ayağa kalkmasını önlemek isteyen bir sürü iç ve dış düşmanla boğuşuyor. Hatta bu darbe teşebbüsüyle bir kere daha ortaya çıktı ki bu örgütlerin hepsinin birbirleriyle çeşitli vesilelerle irtibatları var. FETÖ'yü de buna dahil ederek söylüyorum, çeşitli vesilelerle birbirlerini taşeron olarak kullandıkları artık biliniyor' '(FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında yaşananlarla ilgili görüntüler) Orada Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, komuta kademesindeki komutanlarının yerlerde sürülen, ellerine kelepçeler takılan, gözlerine bantların takıldığı o görüntülerin yayınlanmasının doğru olmadığını ifade etmek isterim' 'Bir kere daha 15 Temmuz gösterdi ki, siz devletin kadrolarının bir kısmını vatandaşın bir kısmına kapatırsanız, 'Şu hayat tarzını benimseyen, şu siyasal görüşü benimseyen, şu mezhebi, meşrebi, yaklaşımı olan' diye ayırıp, insanların bir kısmına devletin bazı kadrolarını kapatırsanız ortaya FETÖ çıkar'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Türkiye, sadece DAEŞ ile PKK ile mücadele etmiyor, onların arkasında Türkiye'nin güçlü bir ülke olarak, bir istikrar adası olan bir ülke olarak ayağa kalkmasını önlemek isteyen bir sürü iç ve dış düşmanla boğuşuyor. Hatta bu darbe teşebbüsüyle bir kere daha ortaya çıktı ki, bu örgütlerin hepsinin birbirleriyle çeşitli vesilelerle irtibatları var. FETÖ'yü de buna dahil ederek söylüyorum, çeşitli vesilelerle birbirlerini taşeron olarak kullandıkları artık biliniyor.' dedi.

Kurtulmuş, NTV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında yaşananlara ilişkin ortaya çıkan yeni görüntülerle ilgili bir soru üzerine Kurtulmuş, söz konusu fotoğraf karelerin yayımlanmasının doğru olmadığını söyledi.

'Keşke bu kareler yayınlanmasaydı' diyen Kurtulmuş, 15 Temmuz'da çok kötü ve karanlık bir gece yaşandığını ifade etti.

O gecenin en karanlık anlarında bile 'Sabah güneş doğduğunda Türkiye çok aydınlık bir güne doğacak' ifadelerini kullandıklarını anımsatan Kurtulmuş, söz konusu fotoğrafların arşiv bakımından önemli olabileceğini belirtti. Kurtulmuş, şöyle konuştu:

'Orada Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, komuta kademesindeki komutanlarının yerlerde sürülen, ellerine kelepçeler takılan, gözlerine bantların takıldığı o görüntülerin yayınlanmasının doğru olmadığını ifade etmek isterim. Bardağın dolu tarafından bakalım, milletimize bir kere daha hatırlatmak bakımından, belki yararlı olabilir, evet çok kötü bir geceydi. Türkiye gerçekten uçurumun kenarından döndü. Bu meczuplar, bu vatan düşmanları, millet düşmanları, bu terör örgütleri mensupları, onların da üstlerinde üniformalar var. O üniformalar içerisindeki eşkıyalar kendi komutanlarının bile ellerini bağlayacak, yüzüne çuval geçirecek, belki hakaret edecek kadar gözü dönmüş canilerdi. Kendi komutanlarına bunları yapanlar, eğer ellerine fırsat geçseydi Allah korusun, millete karşı neler yaparlardı? Bunu hatırlatması bakımından belki faydalıdır ama bu görüntülerin yayınlanmasının genel olarak olumlu olmadığı kanaatindeyim.'

Yapısal reformların kanun hükmünde kararnamelerle yapılmasının muhalefet tarafından eleştirildiğinin belirtilmesi üzerine Kurtulmuş, '15 Temmuz ruhunun' siyasetteki en değerli hususlardan birisi olduğuna dikkati çekti.

- 'Teklif varsa değerlendireceğiz'

'Parlamentoda çoğunluğumuz var istediğimizi yaparız' havası içerisinde asla olmayacaklarını dile getiren Numan Kurtulmuş, 'Muhalefet partilerinin 15 Temmuz'da ortaya koymuş olduğu bu birlik, milli beraberlik görüntüsünün gerçekten bir ete kemiğe büründürülmesi, muhteva kazandırılmasını isteriz. Bunun için de Sayın Başbakanımız dün Bakanlar Kurulu devam ederken Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile görüştü. Bu anlamda da onların eleştirilerini titizlikle dikkate alarak, not ederek bu konudaki eleştirilerinden istifade edeceğimizi ifade etti. Dolayısıyla bu süreçte biz muhalefetle her alanda görüşmelerimizi samimi bir diyalog çerçevesinde sürdüreceğiz ve yapılan işlerin de en düzgün şekilde yapılabilmesi için eğer bir teklif varsa bunları değerlendireceğiz.' ifadelerini kullandı.

Olağanüstü halin millete karşı değil, devlete karşı ilan edildiğini ve devleti daha sıkı çalıştırmak için olduğuna vurgulayan Kurtulmuş, vakit kazanıldığını, daha hızlı hareket edildiğini bu süreçte yapılan yanlışlarla ilgili de eleştirileri dinlediklerini, bunları düzeltmeye gayret ettiklerini aktardı.

'Yeni kanun hükmünde kararnameler beklemeli miyiz? Bir taraftan da bu istihbarattaki yeniden yapılanma KHK ile mi yapılacak?' sorusu üzerine Kurtulmuş, bunun bir süreç olduğunu ve bu süreçte de çeşitli KHK'ların gündeme gelebileceğini ifade etti.

İstihbarat meselesi, reform gerektiren alanlardaki konular, kamudan çıkartılacaklarla ilgili KHK'ların gerekeceğini bildiren Kurtulmuş, bu konuda da adalet duygusunu, hukukun üstünlüğü prensibini hiçbir şekilde zedelemeden hassasiyetle yollarına devam edeceklerini anlattı.

- 'Devletin bütün kadroları da herkese açık olmalıdır'

'657 Sayılı Kanun'daki değişikliğin de KHK'la ile yapılıp yapılmayacağına ilişkin Kurtulmuş, bu konunun başka bir mesele olduğunu ve Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiğinde konuşulabileceğini belirtti.

Atamalarla ilgili bazı açıklamalarının hatırlatılması ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Bu sözün arkasında durması lazım, duramıyorsa istifa etmesi lazım' şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'Bir kere daha 15 Temmuz gösterdi ki siz devletin kadrolarının bir kısmını vatandaşın bir kısmına kapatırsanız, 'Şu hayat tarzını benimseyen, şu siyasal görüşü benimseyen, şu mezhebi, meşrebi, yaklaşımı olan' diye ayırıp, insanların bir kısmına devletin bazı kadrolarını kapatırsanız ortaya FETÖ çıkar. Daha açık söyleyeyim, diyelim 28 Şubat'ta siz insanları ordu içinde fişler, işte 'Hanımları başörtülü mü, sosyal etkinliklere katılıyorlar mı, namazlarını niyazlarını kılıyorlar mı?' derseniz, birtakım, Türkiye'nin önemli büyük kısmını oluşturan muhafazakar kitlenin çocukları için 'Artık Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde sizin yeriniz yok' anlamına gelir. Eğer siz bunu, böyle bir yanlış uygulamayı ortaya koyarsanız, oradan da birisi çıkar, der ki 'Gel arkadaş bizim örgüte katıl, biz seni yükseltiriz' der. İşte FETÖ'yü ortaya çıkaran, gizli ya da kapalı, dini ya da seküler birtakım cemaatleri, grupları, birtakım locaları, birtakım merkezleri ortaya çıkaran esas şey budur. Devlet, 79 milyon milletimizin devletidir. Bu devletin bütün kadroları da herkese açık olmalıdır. Burada üç prensip esas olmalıdır; ehliyet, liyakat, millete ve vatana sadakat. Sadakat, şu bu gruba, şu örgüte değil, millete ve vatana olmalıdır. Bunları esas prensip olarak alırsak, bu anlamda kamuya devletin bütün kadrolarını açarsak Türkiye'de bu tartışmaların ortadan kalkacağını düşünüyorum. Bu işin siyasal iktidarların elini de rahatlatacağına inanıyorum. Söylediğim şey budur. Sayın Kılıçdaroğlu da bu görüşlerimize herhalde destek verir, destek vermesi gerekir.'

Türkiye'nin kamuda böylesi zihniyet reformunu gerçekleştirdiğinde birtakım paralel örgütlenmelerin zemininin kalmayacağını belirten Kurtulmuş, devletin içerisinde birtakım paralel örgütlenmelerin ortaya çıkmasını önlemenin yolunun devleti herkese açmak olduğunu dile getirdi.

Zor bir şey söylediğinin farkında olduğunu bildiren Numan Kurtulmuş, zihniyet değişimini hep birlikte yapacaklarının altını çizdi.

- 'Türkiye'nin mecburi istikameti yepyeni bir anayasadır'

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yeni yapısına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, bu konuda son noktaya gelinmediğini ve üç partinin bir noktaya gelmesinin bundan sonra topyekun bir anayasa değişikliği yapılması için de önemli olacağına dikkati çekti.

'Daha önce üzerinde uzlaşılan 60 maddenin de bu paketle birlikte gündeme gelmesi söz konusu olabilir mi?' sorusu üzerine Kurtulmuş, 'Bu adım atılır, atılmasını ümit ederiz. O 64 maddeyi de geçirsek bile Türkiye'nin felsefesi, yapısı yepyeni olan ve Türkiye'de yeni bir sistem öngören yeni bir anayasa ihtiyacı hiçbir zaman kalkmayacaktır ortadan. Yani Türkiye'nin bu anlamda topyekun ruhuyla, ortaya koymuş olduğu teşkilat, devlet yapısıyla yepyeni bir anayasaya ihtiyacı var. Belki şu anda bunun tartışılacağı zemin değil çünkü bu post darbe döneminde belli bir travmadan geçiyoruz, bunların ortadan kaldırılması, Türkiye'de demokratikleşme adımlarının sıkı bir şekilde atılmaya başlanması lazım. Ama Türkiye'nin mecburi istikameti kaçınılmaz bir şekilde yepyeni bir anayasadır. Türkiye buraya doğru gidecektir.' yanıtını verdi.

- Gaziantep'teki terör saldırısı

Gaziantep'teki terör saldırısını gerçekleştirenin bir çocuk olduğu yönündeki iddiaların sorulması üzerine Kurtulmuş, bu konuda çalışıldığını, bir takım emarelerin olduğunu, kesin bulgular olmadığını ve kesin bulgular ortaya çıktığında kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

Son saldırılardan sonra yapılan 'Güvenlik Zirveleri'nin ardından özellikle büyük şehirlere yönelik yeni önlemlerin olup olmadığına ilişkin Kurtulmuş, her saldırıdan sonra güvenlik birimlerinin eksiklikleri incelediğini ve tedbirler aldığını hatırlattı.

- 'Taşeron olarak birbirlerini kullanıyorlar'

Durgun değil, sürekli kendini yenileyen, ihtiyaçlar çerçevesinde gelişen bir güvenlik anlayışının var olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şunları söyledi:

'Tehdidin büyüklüğünü düşünün, Gaziantep saldırısının ardından herkes, bu vekalet savaşlarının patronları Türkiye'ye ders vermeye, Türkiye'ye mektup yazdılar aslında. Gaziantep saldırısı o. Herkes bir şey söylemeye çalıştı. Bir kısmı, 'Sakın ha karışma' demeye çalıştı. Bir kısmı başka şeyler söylemeye çalıştı. Dolayısıyla maalesef bu anlamda IŞİD'in de, PKK'nın da diğer örgütlerin de hepsinin, eğer şunu yaparsak çok büyük yanılgıya düşeriz, bunlar birkaç bin kişiden ibaret terör örgütleridir zannedersek en büyük yanılgımız bu olur. En büyük güvensizlik tedbirimiz de bu olur. Bu örgütlerin arkasında, her birisinin arkasında son derece ciddi destekler var. İstihbarat, lojistik, silah destekleri var. Belki bilmediğimiz başka bir sürü destekler var. Türkiye sadece DAEŞ'le, PKK ile mücadele etmiyor. Onların arkasında Türkiye'nin güçlü bir ülke olarak, bir istikrar adası olan bir ülke olarak ayağa kalkmasını önlemek isteyen bir sürü iç ve dış düşmanla boğuşuyor. Hatta bu darbe teşebbüsüyle bir kere daha ortaya çıktı ki bu örgütlerin hepsinin birbirleriyle çeşitli vesilelerle irtibatları var. FETÖ'yü de buna dahil ederek söylüyorum, çeşitli vesilelerle birbirlerini taşeron olarak kullandıkları artık biliniyor. Zor bir süreçteyiz. Nasıl FETÖ darbesine karşı bir milli birlik ve beraberlik oluşturduysak bu teröre karşı da, DAEŞ, PKK, kimden gelirse gelsin bu terör örgütlerine karşı da hiçbir siyasi polemik konusu yapmadan buradan da yekvücut durmamız lazım.'

Gaziantep'teki terör saldırısından sonra da Türk milletini büyük bir milli birlik ve beraberlik ortaya koyduğunu söyleyen Kurtulmuş, eksiklikleri gidererek aktif bir güvenlik anlayışı içerisinde devam ettiklerini belirtti.

'Bu bir 2. Kurtuluş Mücadelesi' diyen Kurtulmuş, bu mücadeleyi Türkiye'nin terör örgütlerine karşı kazanacağını sözlerine ekledi.

(Bitti)

Kaynak: AA