'Çocuklarım Benim Davamın Devamıdır'

MUSA ALCAN - Yazar, şair ve fikir adamı Mustafa Miyasoğlu'nun eşi Nilüfer Miyasoğlu, 'Ben onu çok sevdim. İslam davasının samimi bir eri olduğu için sevdim. Riyasız, gösterişsiz, sade, gerçek iman sahibi bir insan olduğu için sevdim.' dedi.

Üç yıl önce hayatını kaybeden şair, yazar ve edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu'nun eşi Nilüfer Miyasoğlu ile çocukları Mehmet, Emre ve Eren Miyasoğlu, AA muhabirine usta edebiyatçıyı anlattı.

Nilüfer Miyasoğlu, eşiyle yemek sofralarında edebiyat, şiir ve sanattan başka şey konuşmadıklarını belirterek, 'Lezzetli bir yemek yiyormuş gibi, 'İşte bak hanım' derdi. 'Üstad ne demiş, Yahya Kemal ne demiş' diye bir başlardı. İki-üç saatte biterdi kahvaltımız ama bundan biz de memnunduk. Hiç sıkılmazdık. Ben onu çok sevdim. İslam davasının samimi bir eri olduğu için sevdim. Riyasız, gösterişsiz, sade, gerçek iman sahibi bir insan olduğu için sevdim.' diye konuştu.

Mustafa Miyasoğlu'nun, çocuklarını çok seven, müşfik, aynı zamanda her anını ciddi yaşayan bir baba olduğunu dile getiren Nilüfer Miyasoğlu, çocuklarını davasının geleceği olarak gördüğünü dile getirdi.

- 'Siz vatan, millet şuurunda, aklı başında gençler olmalısınız'

Nilüfer Miyasoğlu, eşinin çocuklarıyla kimi zaman arkadaş, kimi zaman kardeş olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

'Onlarla iyi bir diyaloğu vardı. Onların gönlünü fethetmişti. 'Siz vatan, millet şuurunda, aklı başında gençler olmalısınız. Siz ciddi eserler okumalısınız' derdi.'

Mustafa Miyasoğlu'nun hastalığının son dönemine de değinen Nilüfer Miyasoğlu, hiç unutamadığı bir anısını şöyle anlattı:

'Ölmeden bir hafta önce, artık susuyordu. Beni çağırttı, yoğun bakımdaydı gittim. 'Ben sana müteşekkirim' dedi. 'Neden?' dedim. 'Çünkü sen benim evlatlarımı Müslüman yetiştirdin. Senden Allah razı olsun' dedi. Gözlerinden yaşlar akıyordu. 'Onlar benim biriciğim, benim davamın devamıdır. Hakkını helal et' dedi. Helalleştik. O anı hiç unutamıyorum. 40 senelik evlilik hayatımızda saygılı ve sevgili olmanın mükafatını işte o gün gördüm.'

Usta yazarın büyük oğlu Mehmet Miyasoğlu, babalarıyla her zaman şeref ve övünç duyduklarını söyleyerek, babasının çok yönlü bir şair, yazar ve romancı olduğunu ve bir konuda birden çok kitap yazdığını ifade etti.

Babasının Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Yahya Kemal, Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Akif Ersoy gibi üstatları örnek aldığını vurgulayan Mehmet Miyasoğlu, şöyle konuştu:

'Mustafa Miyasoğlu ve o damardan, o ekolden giden insanların hepsinin ortak bir özelliği var. Hepsi normal dışı insanlar. Babam, son zamanlarına kadar, artık kendini iyice yorgun hissettiği dönemlerde bile, iki gün üst üste uyumadan çalıştığı günler oluyordu. Özellikle de şiir yazdığı geceler, çok ciddi şekilde kendini motive ettiği için, oturduğu yerde 15 dakika uyusa, bütün gece uyumuş kadar dinlenir, kaldığı yerden devam ederdi. Hiçbirimizde o enerji yok maalesef.'

- 'İnsan nerede düşerse oradan kalkar'

Mustafa Miyasoğlu'nun ortanca oğlu Emre Miyasoğlu da babasının, kendinde otoriter bir baba izlenimi bıraktığını ve her zaman Müslüman bir nesil yetiştirmeyi dert edinen bir dava adamı olduğunu söyledi.

Kendisi 31 yaşındayken babasını kaybettiğini söyleyen Emre Miyasoğlu, şöyle devam etti:

'Kendimi bildim bileli, yaşadığım binlerce vakada hiçbir zaman babamın hatalı olduğuna rastlamadım. Bu sizde olağanüstü bir saygı uyandırıyor ve bu haksız olma durumundan da bir taraftan onur ve gurur duyuyorsunuz. Çünkü sizi doğru eğiten bir adam ve baba olduğunu fark etmeniz farklı bir duygu. Kibirlenmemeyi, sürekli boynunuzu bükmeniz gerektiğini anlıyorsunuz. Mustafa Miyasoğlu sanatçı, fikir adamı ve otoriter bir insan olmanın yanı sıra, ailesinin gerçek reisiydi. Fikir ve ahlak reisiydi.'

- 'Müslümanları kültürle yıktılar ve tekrar ayağa kalkmak kültürle olacaktır'

Babasının izinden giderek, edebi eserler kaleme aldığını anlatan Emre Miyasoğu, 'Babamdan, bir Müslümanın tüm dünya Müslümanlarına, en çok kültür alanında faydalı olacağını öğrendim. Çünkü Müslümanları kültürle yıktılar ve tekrar ayağa kalkmak kültürle olacaktır. İnsan nerede düşerse, oradan kalkar. Babam, böyle bir modeldi bizim için.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Türkiye'nin dünya üzerinde yalnız olmadığını yaşayarak gördük'

Usta yazarın küçük oğlu Eren Miyasoğlu ise babasının Pakistan'da görev yaptığı yıllardan bahsederek, 'Biz Pakistan'a 2 yıllığına gitmiştik fakat verdiği Türkçe eğitim çok beğenildiği için, görev süresi 4 yıla uzatıldı. Babam Pakistan'ı özellikle bizim için düşünerek seçmiş. 'Benim evlatlarım Müslüman bir ülkede büyüsün. Ezan sesini duysunlar' demiş. İyi ki de gitmişiz. Türkiye'nin dünya üzerinde yalnız olmadığını yaşayarak gördük.' dedi.

- 'Onun cihadı, bu ümmet için, bu millet için faydalı eserler yazmaktı'

Babasının, hayatı boyunca her anında fikir çalışması yaptığının altını çizen Eren Miyasoğlu, şunları aktardı:

'Gece gündüz çalışırdı. Çalışma odasında, bilgisayarın başında, bazen televizyonun başında bile çalışırdı. Haberlerde takip ettiği olayları, son anlarında bile en küçük ayrıntılarına kadar inceler, takip ederdi. Bütün hayatı çalışmayla geçti. Onun cihadı, bu ümmet için, bu millet için faydalı eserler yazmaktı. Biz bunu çok küçük yaşlarımızda anlamıştık ve kabul etmiştik. 'Babamla niye top oynayamıyoruz, babamla niye şuraya buraya gidemiyoruz' diye bir şey sorma gereği bile hissetmedik.'

Şiirin yanında deneme, hikaye, tiyatro ve roman türlerinde verdiği çok sayıda eserle tanınan Mustafa Miyasoğlu, 1 Ağustos 2013'te 67 yaşındayken beyin tümörü nedeniyle İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti.