Şehit Halil Kantarcı, Türküyle Yaşatılacak

Sanatçı Arif Nazım, FETÖ'nün darbe girişiminde Çengelköy'de şehit olan Halil Kantarcı için uyarlanan 'Aslan Be Halil Kantarcı' türküsünü seslendirdi Nazım: 'Halil Kantarcı vatanı uğruna toprağa düşmeyi göze almış genç bir fidan, ben de karınca misali onun için yapılmış bir eseri okumamazlık yapamazdım'.

SALİHA ÖZDEMİR - Sanatçı Arif Nazım, FETÖ'nün darbe girişiminde Çengelköy'de şehit olan Halil Kantarcı için uyarlanan 'Aslan Be Halil Kantarcı' türküsünü seslendirdi.

'Kahpe uzaktan atar, meydanda Halil'im yatar/Sanma yiğitler biter, aslan be Halil Kantarcı/Kapkara saçlarına, kan düşmüş uçlarına/Bedir'den dostlarına seslen be Halil Kantarcı.' sözleriyle başlayan ve sanatçı Arif Nazım'ın seslendirdiği 'Aslan Be Halil Kantarcı' türküsünde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde Çengelköy'de şehit edilen Halil Kantarcı'nın kahramanlığı anlatılıyor.

Musa Eroğlu'nun 'Halil İbrahim' türküsünün müziğiyle, Naif Kelmendi'nin yazdığı sözlerle şehit Halil Kantarcı'ya uyarlanan türküyü seslendiren sanatçı Nazım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da evinde olduğunu, darbe girişimini televizyonlardan öğrendiğini söyledi.

Nazım, önce terör saldırısı olduğunu düşündüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:

'Sonra televizyonda sayın Başbakan 'Bir kalkışma var' dedi. Bir gün önce İstanbul dışından gelmiştim, yorgun olduğum için darbeyle ilişkilendiremedim tam olarak. Eşimle aile dostumuzdaki çocukları almak için dışarı çıktık, yolda bana 'Arif bu Ankara'dakiyle Boğaz Köprüsü'ndekinin alakası var, göreceksin bak' dedi. 'Yok ya olmaz öyle bir şey' dedim ama 15-20 dakika sonra geri dönerken işin rengi çok değişmişti.'

Sanatçı, 1980 ihtilaline de tanık olduğunu belirterek, 'Belki idmanlıyız diye çok ürkmedim ama yolda dönerken insanlara baktım, bankamatiklerden para çekenler, fırınların, marketlerin önünde kuyruğa girenler olduğunu gördüm. Sonra bunun bir emir-komuta zincirindeki darbe olmadığını, FETÖ'nün işi olduğunu öğrenince ürkmeye başladım açık söyleyeyim.' diye konuştu.

- 'Eşime, bunlar zalimlerdir, başarırlarsa herkese zulmederler dedim'

Nazım, 'Eşime her şeye hazırlıklı olun, Allah muhafaza bunlar başarırsa, bunlar zalimlerdir, herkese zulmederler dedim.' diyerek, sokağa çıktığını, fakat trafik nedeniyle köprü, belediye, havalimanı gibi kritik noktalara ulaşamadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın televizyonlara çıkmasıyla rahatladığını dile getiren Nazım, şunları aktardı:

'Cumhurbaşkanımızın 'Meydanlara çıkın' demesiyle Allah var, ben rahatladım çünkü aklın yolu bir diye düşündüm. Sayın Cumhurbaşkanımızın haberlerdeki o telefon konuşmasını izlemeden önce ben de geçmiş yıllarda ülkelerin tarihlerinde buna benzer yaşadığımız olayları düşünerek ve bu kez meydanlara çıkmak gerektiğini düşünmüştüm. Zaten Cumhurbaşkanımızın o anonsu geldikten sonra da çok kısa bir sürede herkes sokaklardaydı.'

Nazım, 15 Temmuz'dan sonra Beşiktaş, Taksim, Kısıklı gibi meydanlarındaki nöbetlere katıldığı bilgisini vererek, 'Halkımız vatanına, milletine meydanlarda da günlerce sahip çıktı. Birçok kahramanlık hikayesi yaşandı, birçok şehit verdik ama bir olarak atlattık inşallah.' dedi.

Şehit Halil Kantarcı için uyarlanan türküyü seslendirmesi için Taha Ün'den teklif aldığını söyleyen Nazım, şunları anlattı:

'Taha kardeşimiz aradı 'Bir söz yazdık, bilinen de bir türküye uyarlamak istiyoruz, okur musun?' diyerek sözleri yolladı, sözleri görünce 'Halil İbrahim' türküsüne uyarlanacağını anladım tabii. Fakat ben o türkü formatta eseri daha önce sanat hayatımda hiç okumadım. Taha'ya 'Biraz tedirginim' dedim, okuyamayabilirim neticede, ben tarzım itibarıyla sahnede bazen türkü söylüyorum. Fakat hamdolsun cenabı Allah'ta yardım etti, beğenilen bir şey çıktı.'

Nazım, daha önce şehit Halil Kantarcı'yla ilgili hiçbir bilgisi olmadığını ifade ederek, 'Halil'in mücadeleyle dolu hayat hikayesi öğrendim. Öyle olmasaydı da, toplumca beğenilmeyen bir vatandaş olsaydı, onun için bir şiir yazılsaydı da yine okurdum. Neticede vatanı için canını feda etmiş bir şehitten, bir candan bahsediyoruz. Halil Kantarcı vatanı uğruna toprağa düşmeyi göze almış genç bir fidan, ben de karınca misali onun için yapılmış bir eseri okumamazlık yapamazdım.' şeklinde konuştu.

- 'Halil'in hayatı çok hüzünlü'

Türküyü seslendirmek için stüdyoya girdiğinde, yönetmen Osman Doğan'ın şehit Kantarcı hakkında kendisine bilgi verdiğini aktaran Nazım, şu düşüncelerini paylaştı:

'Kantarcı'nın 28 Şubat sürecinde, 14-15 yaşlarında bir çocukken cezaevine girdiğini duydum ve sadece cübbesinden, sakalından dolayı cezaeviyle tanıştığını öğrendim. Bu tabiri caizse beni iyice yıktı. Yani bir çocuğa bu muamele nasıl yapılır? Hayatı çok hüzünlü. Çocuk yaşta, ne olduğunu bile bilmeden hapse gireceksiniz, henüz reşit bile değil, sadece duygularıyla hareket eden bir çocuk. Cezaevinden çıkıyor ailesiyle 2-3 yıl geçiriyor ve sonra şehit oluyor. Bu çok hicran verici, yaralayıcı.'

Nazım, şehitlerin ulaştığı makam dolayısıyla onlar için büyük üzüntü duymadığını, geride kalan aileler için üzüldüğünü ve sabır dilediğini vurguladı.

- 'Halk, sanatçılardan daha cesur'

Sanatçı olarak şehitler için çalışmalar yapmanın bir vatan görevi olduğu düşüncesini dile getiren Nazım, şu değerlendirmeyi yaptı:

'Sanatçıların çoğu birkaç gün neler olacağını görmek için bekledi maalesef. Halk, sanatçılardan daha cesur. Sanatçının yaşananlar karşısında bir sorumluluğu var. Ben bu konuları zaten çok tartışan bir insanım. Sanatçının sorumluluğu olmalı. Sanatçı toplumun önünde yürümeli. Ama nasıl yürümeli? Yani ülkenin gündemi böyle kabarıkken, başımıza bu belalar bu sıkıntılar gelmişken bunun için bir şey söyleyemeyecek sanatçılara ayrı bakmak lazım. Böyle zor günlerde işin bir tarafında olmak, bizi buralara getiren bu halkın sözcüsü olmak zorundayız.'

Nazım, sanatçının halkın adına konuşması, şehitlerin, gazilerin, yaşayanların adına konuşması gerektiği görüşünü dile getirerek, 'Yeri geldiğinde meydanlarda sanatçı kimliğini bir tarafa bırakıp şehitler için el-Fatiha diyebilmelisin. Sanatçısın diye hiçbir şeye karışmayacaksın, ülkenin sorunlarıyla ilgilenmeyeceksin, bunları dert edinmeyeceksin, bunları haykırmayacaksın şeklindeki bir sanatçılığı ben kabul etmiyorum.' dedi.

Yaşananların, devlet, millet ve din meselesi olduğu yorumunu yapan Nazım, şu düşüncelerini ifade etti:

'Halkın darbe girişimine gösterdiği tepkide ne tiyatro, ne şov söz konusu. Sanatçı da, halkın yanına hesapsız gitmeli. Yurt dışına bakıyoruz, bir şey yaşandığında bir sürü dünya çapında sanatçı sahneye çıkıyor. Ben meydanlarda kendi dinimi anlattığım zaman neden farklı bir sanatçı oluyorum? Ya da işte milletimden, bayrağımdan bahsettiğim zaman niçin ikinci sınıf sanatçı muamelesi görüyorum? Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Sanatçı dediğiniz kesinlikle bu işlerde samimi bir şekilde, önder olmalı. İş işten geçtikten sonra kendi hesabına bir şeyler devşirmeye kalkmamalı.'

- 'Aslan Be Halil Kantarcı' türküsü

Arif Nazım'ın, şehit Halil Kantarcı için seslendirdiği, klibini yönetmen Osman Doğan'ın hazırladığı türkünün sözleri ise şöyle:

'Kahpe uzaktan atar, meydanda Halil'im yatar/Sanma yiğitler biter, aslan be Halil Kantarcı/Kapkara saçlarına, kan düşmüş uçlarına/Bedir'den dostlarına seslen be Halil Kantarcı/Namert kulede durur, meydanda yiğit vurulur/Yarın hesabı sorulur, görsen be Halil Kantarcı/Saydığın bu şafak söker, tuttuğun bu nöbet biter/Ardına dağlar düşer, yaslan be Halil Kantarcı.'

Kaynak: AA