Son Sözü 'Darbeciler Roket Atıyor' Oldu
İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı İbrahim Korkmaz, FETÖ mensubu askerlerin darbe girişiminde ilk hedef aldığı yerlerden Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığında şehit düşen hemşehrisi Dursun Acar ile son görüşmesini anlattı Korkmaz: 'Özel Harekat Şube Müdürü Acar ile telefon görüşmemde 'Darbeciler bize roket atıyorlar' dedi, devamı gelmedi. Şehit oldu' 'Bu saldırıda şehit olanların cesetleri tanınmaz halde. Söylentiye göre, oraya PKK'ya karşı kullanılan bombalardan atmışlar'
ÖMER SÜT / RAMAZAN ERCAN - İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı İbrahim Korkmaz, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerlerin darbe girişiminde ilk hedef aldığı yerlerden Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığında şehit düşen hemşehrisi Dursun Acar ile saldırı anında telefonda görüştüğünü belirterek, 'Görüşmemde 'Darbeciler bize roket atıyorlar' dedi, devamı gelmedi. Şehit oldu.' dedi.
Korkmaz, 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığında şehit olan Acar ile saldırı sırasında yaptığı telefon görüşmesini AA muhabirine anlattı.
Hemşehrisi Acar'ın bir dönem Adnan Menderes Havalimanı'nda emniyet amiri olarak görev yaptığını belirten Korkmaz, daha sonra emniyetteki FETÖ üyelerinin kendisini Ardahan'a sürdüğünü dile getirdi.
Korkmaz, 3-5 yıl burada görev yapan Acar'ın daha sonra gönüllü olarak Afganistan'a gittiğini kaydetti.
Buradaki barış gücünde görev aldıktan sonra Türkiye'ye dönen Acar'ın, Özel Harekat Şube Müdürlüğüne atandığını ifade eden Korkmaz, darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığının bombalandığını ve 17 polisin şehit olduğunu duyunca hemen kendisini aradığını bildirdi.
- 'Mermi sesleri geliyordu'
Acar'ı 15 Temmuz saat 23.58'de aradığını, meşgul olan telefonunun üçüncü aramasında açıldığını belirten Korkmaz, şöyle konuştu:
'23.59'da kendisiyle görüştük. Nasıl olduğunu sorduğumda 'İyiyim ancak darbeciler bize roket atıyorlar' dedi. Devamı gelmedi. 'Dursun Bey, Dursun Bey' dedim ancak cevap yok. Bu arada mermi sesleri geliyordu. Çok derinden de kadın ve çocuk ağlama sesleri geliyordu. Bir süre seslendim ancak yanıt gelmeyince başına kötü bir şey gelmiştir endişesiyle telefonu kapattım. Tekrar daha sonra aramaya devam ettim ancak görüşme imkanımız olmadı. Müşterek tanıdığımız Bursa'da görevli polis memuru vardı. Onu aradım. Sabah Dursun Bey'in şehit olduğunu mesajla bildirdi.'
Korkmaz, 'Dursun Bey'in eşi telefon kayıtlarını incelemiş ve eşinin en son benimle görüştüğünü tespit etmiş. Beni aradı, eşinin en son neler söylediğini sordu. Ben de kendisine olup biteni anlattım. Gölbaşı'na roketlerin atıldığını söyleyen Acar'ın şehit olması esnasında hiç sesinin çıkmadığını, bağırmadığını söyledim. Allah rahmet eylesin.' dedi.
- 'Çok cesur bir polisti'
Çok cesur bir polis olan Acar'ın, 5-6 yaşlarında kızının bulunduğunu söyleyen Korkmaz, şunları kaydetti:
'Şehit olanlardan 6'sının kimliğini DNA ile tespit etmişler. Cesetler tanınmaz halde. Dursun Beyin eşi, annelerin, babaların Gölbaşı'nda çocuklarının ellerini, kollarını aradığını, yani bombalamanın çok korkunç olduğunu, cesetlerin birçoğunun yandığını söyledi. Dursun Bey'in cesedinin ne halde olduğuyla ilgili bilgi ulaşmadı. O da öyledir herhalde. Dursun Bey'in anlatımına göre ilk roket atılmış, sonrasında bomba atılmış herhalde. Dursun Bey de büyük ihtimal bomba atılınca şehit oldu. Söylentiye göre, orada PKK'ya karşı kullanılan bombalardan atmışlar. Televizyonda da gördüğümüzde harabeye dönmüştü, arabalar yanmıştı, çok korkunç bir manzaraydı.'
Kaynak: AA
Korkmaz, 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığında şehit olan Acar ile saldırı sırasında yaptığı telefon görüşmesini AA muhabirine anlattı.
Hemşehrisi Acar'ın bir dönem Adnan Menderes Havalimanı'nda emniyet amiri olarak görev yaptığını belirten Korkmaz, daha sonra emniyetteki FETÖ üyelerinin kendisini Ardahan'a sürdüğünü dile getirdi.
Korkmaz, 3-5 yıl burada görev yapan Acar'ın daha sonra gönüllü olarak Afganistan'a gittiğini kaydetti.
Buradaki barış gücünde görev aldıktan sonra Türkiye'ye dönen Acar'ın, Özel Harekat Şube Müdürlüğüne atandığını ifade eden Korkmaz, darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığının bombalandığını ve 17 polisin şehit olduğunu duyunca hemen kendisini aradığını bildirdi.
- 'Mermi sesleri geliyordu'
Acar'ı 15 Temmuz saat 23.58'de aradığını, meşgul olan telefonunun üçüncü aramasında açıldığını belirten Korkmaz, şöyle konuştu:
'23.59'da kendisiyle görüştük. Nasıl olduğunu sorduğumda 'İyiyim ancak darbeciler bize roket atıyorlar' dedi. Devamı gelmedi. 'Dursun Bey, Dursun Bey' dedim ancak cevap yok. Bu arada mermi sesleri geliyordu. Çok derinden de kadın ve çocuk ağlama sesleri geliyordu. Bir süre seslendim ancak yanıt gelmeyince başına kötü bir şey gelmiştir endişesiyle telefonu kapattım. Tekrar daha sonra aramaya devam ettim ancak görüşme imkanımız olmadı. Müşterek tanıdığımız Bursa'da görevli polis memuru vardı. Onu aradım. Sabah Dursun Bey'in şehit olduğunu mesajla bildirdi.'
Korkmaz, 'Dursun Bey'in eşi telefon kayıtlarını incelemiş ve eşinin en son benimle görüştüğünü tespit etmiş. Beni aradı, eşinin en son neler söylediğini sordu. Ben de kendisine olup biteni anlattım. Gölbaşı'na roketlerin atıldığını söyleyen Acar'ın şehit olması esnasında hiç sesinin çıkmadığını, bağırmadığını söyledim. Allah rahmet eylesin.' dedi.
- 'Çok cesur bir polisti'
Çok cesur bir polis olan Acar'ın, 5-6 yaşlarında kızının bulunduğunu söyleyen Korkmaz, şunları kaydetti:
'Şehit olanlardan 6'sının kimliğini DNA ile tespit etmişler. Cesetler tanınmaz halde. Dursun Beyin eşi, annelerin, babaların Gölbaşı'nda çocuklarının ellerini, kollarını aradığını, yani bombalamanın çok korkunç olduğunu, cesetlerin birçoğunun yandığını söyledi. Dursun Bey'in cesedinin ne halde olduğuyla ilgili bilgi ulaşmadı. O da öyledir herhalde. Dursun Bey'in anlatımına göre ilk roket atılmış, sonrasında bomba atılmış herhalde. Dursun Bey de büyük ihtimal bomba atılınca şehit oldu. Söylentiye göre, orada PKK'ya karşı kullanılan bombalardan atmışlar. Televizyonda da gördüğümüzde harabeye dönmüştü, arabalar yanmıştı, çok korkunç bir manzaraydı.'