Hasta Yatağında, Şehit Düştüğünü Bilmediği Babasının Aramasını Bekliyor

FETÖ'nün darbe girişiminde, Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına atılan bomba ile şehit düşen özel harekat polisinin lösemi tedavisi gören 10 yaşındaki kızı Ela, şehit olduğunu bilmediği babasına 'Neredesin merak ediyorum' mesajları gönderiyor Kemoterapi alan ve tedavisinin bitmesine yaklaşık bir yıl kalan küçük Ela mücadelesini, acısını içine atan annesinin kollarında sürdürüyor Şehit polisin arkadaşı Önal: 'Ela'nın bu gelişmelerden haberi yok. Eline cep telefonunu almış, sadece 'Baba, neredesin?' diye mesaj atıyor. Biz de babasının şehir dışında göreve gittiğini söylüyoruz' 'Hissetmiş gibi yemiyor, içmiyor, sadece babasını soruyor çünkü hayatında ilk defa babası onu 5 gündür aramıyor'

YEŞİM SERT KARAASLAN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında şehit düşen özel harekat polisi Mustafa Serin'in lösemi tedavisi gören 10 yaşındaki kızı Ela, yaşananlardan habersiz babasının aramasını bekliyor. Günlerdir babasının cep telefonuna 'Baba neredesin, merak ediyorum' mesajı gönderen Ela, hastalıkla mücadelesini, acısını içine atan annesinin kollarında sürdürüyor.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit düşen özel harekat polislerinden Mustafa Serin'in arkadaşı Nuri Önal, hem şehit ile arkadaşlıklarını hem de Serin'in şehit olmasından sonra ailesinin yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Önal, Mustafa Serin ile arkadaşlıklarının, çocuklarına 2013'te lösemi teşhisi konulması ile başladığını belirterek, 'O zamandan beri aramızda iletişimimiz vardı. Kemoterapi sürecinde onunla birlikte çocuklarımızın başında birlikte durduk.' dedi.

-'Darbeciler, baba kızı birbirinden ayırdı'

Önal, şehit Mustafa Serin'in kızına çok düşkün olduğunu ve tedavi sürecinde her an Ela'nın yanında bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Kızı şimdi 10 yaşında ve lösemi hastası. Tedavisinin bitmesine bir yılı var. Tedavisiyle annesi de babası da ilgileniyordu. Hastaneye, genellikle babası getiriyordu çünkü ilaçları o ayarlıyordu. İlişkilerini tarif edemem. Bir baba kızını bu kadar sevemez. Baba kız arasında böyle bir aşk görmedim. Maalesef, darbeciler onları ayırdı. Gündüzleri işe gidiyor, akşamları da kızının tedavisiyle ilgileniyordu.

Devre arkadaşlarından öğrendiğime göre Mustafa polisimiz, olay anında Gölbaşı'nda karargaha çağrılıyor. O da kamuflajlarını giyiyor ve gidiyor. Toplama alanında toplandıklarında, darbecilerin attığı bombayla şehitlerimizden biri de Mustafa abi oluyor. Olay, yerinde hayatını kaybediyor. Tüm şehitlerimizle birlikte onun da mekanı cennet olsun.'

-'Babasından gözleri miras kaldı'

'Ela'nın hiç günahı yoktu babasından ayrılması için.' diyen Önal, 'Bugün darbeciler, lösemi hastası Ela'yı babasından ayırdı. Ela'nın bu gelişmelerden haberi yok. Şu an eline cep telefonunu almış, sadece 'Baba, neredesin?' diye mesaj atıyor. Biz de babasının şehir dışında göreve gittiğini söylüyoruz. Geleceğini iletiyoruz. Şu anda hissetmiş gibi. Yemiyor, içmiyor, sadece babasını soruyor çünkü hayatında ilk defa babası onu 5 gündür aramıyor. Çok zor bir durum.' diye konuştu.

Bu durumu ne kadar süreyle saklayabileceklerini bilmediğini dile getiren Önal, durumu öğrendiğinde Ela'nın sağlığının tehlikeye girmesinden endişe ettiklerini belirtti. Lösemi tedavisinin en önemli ilacının moral olduğunu vurgulayan Önal, 'Löseminin en önemli şifası anne-baba sevgisidir. Ela, şimdi tedavi açısından çok önemli bir dönemde. Tedavisinin büyük bir kısmını aşmış, zirveye varmak üzereydi. Şimdi, ciddi bir morale ihtiyacı var.' ifadesini kullandı.

Önal, Ela'nın fiziksel özelliklerinin de babasına çok benzediğini belirterek, 'Babasının aynısı diyebiliriz. Gözleri özellikle babasının aynısı. Babasının gözleriyle bakar. Şimdi, babasından bir tek gözleri miras kaldı.' dedi.

Ela'nın 13 yaşında bir de ablası olduğunu ifade eden Önal, onun durumdan haberdar olduğunu ve kabullenmeye çalıştığını söyledi.

-'Hiç korkmadan şehit olabileceğini söylerdi'

Nuri Önal, arkadaşı Serin'in terör örgütü PKK ile yürütülen operasyonlarda şehit düşenler için çok üzüldüğünü belirterek, aralarında geçen bir konuşmayı şu sözlerle aktardı:

'Kendisi o dönemde bölgede görevli değildi ama hep takip ediyordu. Ben de ona bir gün, 'Lösemi hastası kızın var. Sen de özel harekatçısın ama sana bir şey olursa kızın duramaz. Kendini geride tutma gibi bir şansın var mı? diye sordum.' ama sorduğuma çok pişman oldum. Bana, 'Arkadaşlarının hepsinin şehit olduğunu ve kendisinin de hiç korkmadan şehit olabileceğini ve bununla da gurur duyacağını' söyledi. Beni azarlamıştı. İlk defa, tartışmıştık.'

Ela'yı ve daha birçok çocuğu annesiz babasız bırakanlara hakkını helal etmediğini kaydeden Önal, 'Mustafa ağabey, dünyada görülebilecek en tatlı insanlardan biriydi. Hastanedeki tüm arkadaşlarımız büyük üzüntü içinde. Doktorlarımız, hasta yakınları çok üzüntülü. Bunu yapanların, bedel ödemeleri gerektiğini düşünüyoruz.' dedi.
Kaynak: AA