AK Parti'li Ünal, Darbe Girişiminde Yaşadıklarını Kaleme Aldı Açıklaması

'Büyük bir patlama oldu... Hiç ama hiç kimse korkmadı. Kimse ne salonu ne Meclisi terk etti. Kadın milletvekillerinin neredeyse tamamı oradaydı. Bursa Milletvekilimiz Karaburun tekerlekli sandalyesiyle darbeye direniyordu' 'Hiçbir tehdide aldırmadan, bir yandan el koyacak askerleri bekleyip bir yandan hızlı ve güvenilir haber geçen Anadolu Ajansı'na… Tüm medyaya teşekkürler' 'Allah bir daha yaşatmasın; Kurtuluş Savaşı sonrası en büyük zaferimiz kutlu, mübarek, daim olsun. Şehitlerimizin ruhu şad olsun'

AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Meclise atılan bombanın büyük bir patlamaya neden olduğunu ancak hiç kimsenin korkmadığını belirterek, 'Kimse ne salonu, ne Meclisi terk etti. Kadın milletvekillerinin neredeyse tamamı oradaydı. Bursa Milletvekilimiz Bennur Karaburun tekerlekli sandalyesiyle darbeye direniyordu.' ifadelerini kullandı.

Ünal, Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında, darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece yaşadıklarını kaleme aldı.

Satırlarına 'Sevgili kardeşim Mustafa Varank'ın ağabeyi İlhan Varank'a, yıllarca beraber çok güzel işler çıkardığımız, hayat dolu, neşe dolu, zeka dolu, cesur yol arkadaşı Erol Olçak ağabey ve onun delikanlı mı delikanlı oğluna, gazetemiz Yeni Şafak çalışanı Mustafa Cambaz'a, Ankara'nın Kazan ilçesinin kahramanlarına, tüm 15 Temmuz şehitlerine rahmet niyazıyla, hürmet ve minnetle…' ifadeleriyle başlayan Ünal, darbe girişiminin başladığı sırada evine girdiğini aktardı.

'Ankara semalarında o saatte bir jetin uçmasının düşünülemeyeceğine' dikkat çeken Ünal, İstanbul'daki köprülerin kapatıldığını da öğrendikten sonra darbe girişiminde bulunulduğunu anladığını belirtti. Daha sonra 'eğer darbeyi başarırlarsa yaşatmazlar' diye düşünerek, evde esir gibi değil sokakta ya da Mecliste ölmek istediğini dile getiren Ünal, evden çıkarken bir daha geri dönemeyeceği düşüncesiyle eşiyle helalleştiğini kaydetti. Ünal, şöyle devam etti:

'TBMM Güvenlik Amiri, TBMM İdare Amiri Ahmet Gündoğdu'ya 'burada kalmanız güvenliğiniz için tehlikeli' dedi. Haklıydı, kaygılıydı. Ahmet Gündoğdu 'Milli iradeyi sonuna kadar savunacağız, gerekiyorsa da burada öleceğiz.' TBMM'de 5 kadar AK Parti'li vekildik, daha ilk anlarda CHP'li vekiller de geldi, ardından MHP'liler. Işıkları yaktık, Genel Kurul salonunu açtık, personel gelinceye kadar mikrofonlar kapalı konuştuk. Yavaş yavaş vekiller toplanmaya başladı. Her yeni gelenin yeni bir hikayesi vardı. Genelkurmay önünden geçenler ölülerden, yaralılardan, önlerine düşen kurşunlardan bahsediyordu. Polis arkadaşlar, elleri silahlarında, darbecilerin her an girme teşebbüsünü bekliyor, canlarını vermeye hazırlanıyorlardı. En küçük korku emaresi yoktu… Genel Kurul'da o an kural yoktu. Bütün vekiller kravatsızdı. TBMM TV çalışmadığı için basın da Genel Kurul'a girdi.'

- 'İnşallah hakim mahkemede yüzümüze okumaz'

Aydın Ünal, Meclise atılan ilk bomba nedeniyle büyük bir patlama olduğunu, Genel Kurul salonunun camlarından bazılarının kırıldığını ve içeriye toz girmeye başladığını belirtti. Bu sırada kimsenin korkmadığını ve ne salonu ne de Meclisi terk ettiğini kaydeden Ünal, kadın milletvekillerinin neredeyse tamamının Mecliste bulunduğunu, Bursa Milletvekili Bennur Karaburun'un tekerlekli sandalyesiyle darbeye direndiğini ifade etti. Daha sonra sığınağa indiklerini ve uzun gecenin başladığını aktaran Ünal, dışarıdan sürekli silah seslerinin geldiğini ve Meclisin etrafındaki tankların araçları ezerek, ağaçları devirerek gezindiklerini anlattı. Bütün bunlara rağmen korkmadıklarını vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:

'Meclis Başkanımız, eski başkanlarımız, AK Parti, CHP ve MHP grup başkanvekilleri ile sığınaktaki bir odada toplandık. 4 partinin ortak açıklama taslağını sığınakta hazırladık. El yazısı taslağı cebime koydum. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e 'Tarihi değeri büyük ama darbe başarılı olursa aleyhimize delil olur' dedim. Özgür Bey 'İnşallah hakim mahkemede yüzümüze okumaz' dedi. Gülüştük. Gün ağarınca, hava almaya yukarıya çıktık. Meclis harabeye dönmüştü. Darbe püskürtülmüştü. Meclis önünden jandarma binası önüne indik. Çok sayıda insan orada toplanmış slogan atıyorlardı. Polis arkadaşlar 'Aman dikkat, Genelkurmaydan ateş edebilirler.' dedi. Bir ara üzerimize helikopter geldi, kimsede korku yoktu. Sonra yüksek irtifada uçan jetler göründü. Polis 'dost uçaklar' dedi. Genç bir arkadaş hıçkırıklarla ağlıyordu. Sarıldım. 'Gözümüzün önünde vurdular. Parçalandıklarını gördüm.' diyordu.'

Ünal, Keçiören, Altındağ, Sincan, Yozgat, hatta Erzurum'dan gelenlerin bulunduğunu ve darbe girişimi bastırılana kadar hiçbir yere gitmeyeceklerini ilettiklerini bildirdi.

- Hızlı ve güvenilir haber geçen AA'ya teşekkür

Darbe girişimi sırasında Anadolu Ajansının yayınladığı haberlere de dikkati çeken Ünal, yazısında şu satırlara yer verdi:

'Darbecilerin Whatsapp görüşmelerini yayınladı Anadolu Ajansı. Türk subayı görünümlü bir haşhaşi, komutanlarından gelen talimata 'all right' yani 'tamam' diye cevap veriyordu. 'Emredersiniz' değil, 'tamam' değil, 'okey' bile değil, dümdüz 'all right'. Bunların Fetullah Gülen'in efsunladığı Türk subayı görünümlü Amerikan subayı oldukları bu küçük ama anlamlı cevapta bile belliydi.'

Millete, polise, darbeye karşı dik duran askere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'a, siyasi partilere teşekkür eden Ünal, 'Darbeye ilk 'darbe' diyen ve halkı sokağa çağıran gazetem Yeni Şafak'a… Hiçbir tehdide aldırmadan, bir yandan el koyacak askerleri bekleyip bir yandan hızlı ve güvenilir haber geçen Anadolu Ajansı'na… Tüm medyaya teşekkürler. Allah bir daha yaşatmasın; Kurtuluş Savaşı sonrası en büyük zaferimiz kutlu, mübarek, daim olsun. Şehitlerimizin ruhu şad olsun​.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA