Amik Ovası'nda Kuraklık Tehlikesi

MKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ödemiş: 'Ayda 10 ton su kullanan bir ailenin 600 yıllık su ihtiyacını siz salma sulama yöntemiyle bir sulama sezonunda 100 dekarlık pamuk alanına veriyorsunuz. Bu sulama yöntemlerini kullanırsak önemli miktarda suyun zayiatı anlamına gelir' 'Aşırı sulamanın yarattığı tuzluluk nedeniyle tarım faaliyeti yapılamayan alanlarda bir süre sonra çölleşme ve göçlerin başladığını tarihten öğreniyoruz'

LALE KÖKLÜ - Pamuktan buğdaya, sebzeden meyveye kadar birçok ürünün ekildiği, sezonda birden fazla ürünün hasat edildiği Amik Ovası'nın, kontrolsüz sulama yüzünden oluşan tuzlanma yüzünden kuraklıkla karşı karşıya olduğu bildirildi.

Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş, AA muhabirine, iklim değişikliklerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hissedildiğini ve buna bağlı yeraltı sularında ciddi azalma meydana geldiğini söyledi.

Çiftçilerin bu durumdan etkilenmemek için salma sulama gibi 'vahşi' yöntemlere başvurduğuna işaret eden Ödemiş, şöyle devam etti:

'Yer altı su rezervlerimizde önemli miktarlarda düşmeler var. Bu yüzden çiftçilerin, suyu az kullanan yöntemlere bir an önce geçmeleri lazım. Çiftçilerimizin bir kısmı bu konuya sıcak bakarken bir kısmı da bürokratik işlemleri bahane göstererek maalesef yerine getirmiyor. Sadece pamuk bitkisi bir sezonda ortalama 800 milimetre su tüketir, 100 dekar alan olsa 800 milimetre yani 80 bin ton su yapar. 80 bin ton suyu siz ayda 10 ton su kullanan bir haneyi düşünecek olursanız 80 bin ton bölü 10 ton, 8 bin ay, bu da yaklaşık 600 yıl yapar.

Yani ayda 10 ton su kullanan bir ailenin 600 yıllık su ihtiyacını siz salma sulama yöntemiyle bir sulama sezonunda 100 dekarlık pamuk alanına veriyorsunuz. Bu sulama yöntemlerini kullanırsak önemli miktarda suyun zayiatı anlamına gelir. Bütün dünya kuraklık nedeniyle tarım ürünlerinde yavaş yavaş azalma yaşarken biz tarım topraklarımızı bilinçsiz sulamayla, kirli ve denetimsiz sularla karşı karşıya bırakıyoruz. Bu da bizim mevcut servetimiz Amik Ovası'na vurduğumuz en büyük darbelerden bir tanesidir.'

Yaptıkları saha çalışmalarında birçok çiftçinin hala salma sulamayı kullandıklarını gözlemlediklerini belirten Ödemiş, çiftçinin böyle yaparak hem yer altı sularını bilinçsiz kullanıp doğaya zarar verdiğini hem de aşırı sulama nedeniyle toprakta oluşan tuzluluğun önüne geçilemediğini aktardı.

- Tuzlanma, ovayı çölleşmeye kadar götürebilir

Ödemiş, toprakta tuzlanmanın da Amik Ovası için uzun vadede çölleşme riskini arttırdığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

'Aşırı sulama aynı zamanda tarım topraklarının tuzlanması gibi bir riskle de karşı karşıya getiriyor, bu önemli bir problem. Onun çiftçiye şöyle bir zararı var, özellikle Amik Ovası gibi çok ağır bünyeli topraklarda sulama yapıldığı zaman toprakların tuzlanması gibi bir risk oluşuyor ve aşırı sulama taban suyu seviyesinin yükselmesine neden oluyor. Bu da tarım topraklarının bir süre sonra tamamen tuzlanması, çölleşmesi anlamına gelir ki uzun vadede baktığımızda tarihte de bunun örnekleri çok fazla var. Aşırı sulamanın yarattığı tuzluluk nedeniyle tarım faaliyeti yapılamayan alanlarda bir süre sonra çölleşme ve göçlerin başladığını tarihten öğreniyoruz. Tabi biz belki henüz o noktada değiliz ama gelecekle ilgili projeksiyonlara baktığımızda eğer bununla ilgili önlemlerimizi alamazsak gelecekte çölleşmeyle karşılaşmayacağız diye bir şey yok.'

Kuraklıkla ilgili valiliklerin bir takım çalışmaları bulunduğunu vurgulayan Ödemiş, alınabilecek en doğru önlemin çiftçiyi aşırı sulama koşullarından uzak tutmaya çalışmak olduğunu belirtti.

- Asi Nehri tek başına çözüm olamaz

Ödemiş, kentten geçen ve tarımsal faaliyetler için büyük önem taşıyan Asi Nehri'nin, ovanın kuraklık sorununa tek başına çözüm olamayacağını söyledi.

Komşu ülke Suriye'deki iç savaş yüzünden şu anda Asi havzasında bir miktar su bulunduğunu ancak yeterli olmadığını aktaran Ödemiş, şunları kaydetti:

'Suriye'deki savaş öncesinde bu mevsimde Asi Nehrinde su görmemiz mümkün değildi ancak şu anda bir savaş olduğu için suyu bir miktar görüyoruz. Yine de bu bizim sorunumuzu tamamen çözmez çünkü biz su ile ilgili gelecekte bu bölgenin neler yapması gerektiği konusunda bir takım önlemleri şimdiden almamız ve geleceğe hazırlanmamız gerekiyor. Aksi takdirde Asi Nehri bizi kurtarmaz, hiç bir su kaynağı tek başına 100 bin hektarlık bir arazinin sulanması için tek bir çözüm yolu olamaz.'
Kaynak: AA