Uğur Okulları'ndan Eğitime Yepyeni Katkı

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, "Türkiye’nin her noktasında varız, Türkiye’nin her noktasına kaliteli eğitimi götürmeye çalışıyoruz" dedi.

Uğur Okulları'ndan Eğitime Yepyeni Katkı
Uğur Okulları, Anadolu Lisesi’nden sonra anaokulu, ilkokul, ortaokul ile Ankara Balgat’ta Türkiye’nin 11’inci kampüsü için açılış töreni düzenledi.

Açılışa eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş da katıldı.

Türkiye ve yurtdışında eğitim veren Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel açılışta yaptığı konuşmada, "Ankara’da dördüncü okulumuzu açıyoruz. Türkiye’nin her noktasında varız, Türkiye’nin her noktasına kaliteli eğitimi götürmeye çalışıyoruz. Gece gündüz çalışıyoruz, inanıyoruz ki bir ülkenin hangi ülke olursa olsun geleceğini inşa eden eğitimdir diyoruz, gençlerimiz, çocuklarımızdır diyoruz. Biz de bu uğurda uğraşıyoruz. Türkiye son 10 yılda 10 bin dolarlık milli gelire sahip oldu. Amaç 2023’te 20 bin dolar seviyesine çıkmak. Yani Türkiye’yi zenginleştirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin zenginliğinin yolu sadece geleneksel ürünler satarak olmuyor. Yani biz 10 binden 20 bin dolara çıkabilmek için mutlaka teknoloji üretmemiz lazım. Bugünlerde basında okuyorsunuz; 4.0 sanayi diye. Yani sanayinin dördüncü devriminden bahsediyoruz. O da dijital üretim oluyor bir noktada. O zaman demek ki biz eğitimimizi eski yöntem ve usullerle yapamayız, sürdüremeyiz" ifadelerini kullandı.

"EVRENSEL DÜNYAYA DA AÇIK OLACAĞIZ"

Dünyanın eğitimle ilgili neler yapıyorsa kendilerinin de onu yapması gerektiğini belirten Yücel, "Bunun temellerini daha anaokulundan itibaren oluşturacak bir yapı. Anaokulundaki çocuklara artık yazılımı öğretmeye başlayacağız, onlara kodlama öğretmeye başlayacağız. Bugünün gereksinimi neyse onu yapacağız ama bunları yaparken hiçbir zaman değerlerimizden kopmayacağız. Yolumuz aydınlık bir yol, bilim yolu olacak ama yanımızdaki güç kendi değerlerimiz ve kültürümüz olacak. Sadece kendi değer ve kültürümüzle değil evrensel dünyaya da açık olacağız. Bütün bunları yaparken devletimizin elinden gelen gayreti gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Eğitime ayrılan kaynakların ne kadar arttığını biliyoruz ama buna rağmen dünyanın hiçbir yerinde sadece devlet eliyle bir eğitim hizmeti yapılmıyor. Özel sektörün mutlaka bunun içerisinde olması gerekiyor. İşte o noktada Türkiye son 10 yılda yüzde 100 artıyor olmasına rağmen yine de özel sektörün dünyada en az olduğu ülke Türkiye, henüz daha yüzde 4’lerdeyiz. Bu oranın 2023-2025’lerde yüzde 15’lere mutlaka çıkması arzu ediliyor. İşte Uğur Okulları, Bahçeşehir Eğitim Kurumları da bu alanda uğraşı veriyor. Anaokulundan üniversiteye kadar çeşitli faaliyetler içerisinde eğitimimizi sürdürüyoruz. Ankara Balgat’taki Uğur Okulu geçen sene lisesini açtı, bu sene de anaokulunu, ilkokulunu, ortaokulunu açıyor. Bu yatırımı yapan Sayın Gökhan Kara’yı tebrik ediyorum. Tabii Sayın Bakan Burhan Kara Beyi de tebrik ediyorum. Çok güzel bir eser kazandırdılar bölgeye bunun için kutluyorum ve Ankara’ya, Balgat’a, ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olsun diyorum" şeklinde konuştu.

" TÜRKİYE GENELİNDE HER NOKTAYA KALİTELİ EĞİTİMİ GÖTÜRME ANLAYIŞIMIZ VE KÜLTÜRÜMÜZLE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ"

"Yeni bir kampus açılırken yeni bir heyecan, yeni arkadaşlar, yeni bir yöre mutluyuz, memnunuz. Uğur Okulları’nı geçen sene açmıştık, çok başarılı bir yıl geçirdik şimdi ise hemen yanı başında burada anaokulundan ortaokula kadar bir kampüsünü daha açıyoruz" diyen Yücel şöyle devam etti:

"Lisede uyguladığımız anlayış ve metodu anaokulundan itibaren başlatacağız bunu da STEM Programı anlayışıyla bunu yapacağız. Çok güzel bir kampüs oldu, toplam artık bin öğrenciye hitap eden Balgat’ta çok güzel bir mevkide, çok güzel bir koşulda okul oldu mutluyuz. Türkiye genelinde her noktaya kaliteli eğitimi götürme anlayışımız ve kültürümüzle büyümeye devam ediyoruz. Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları olarak Avrupa’nın sayıca en büyük kurumuyuz. Tabii sayıca büyük olmak yetmiyor artık kalite noktasında daha fazla kalite, daha fazla eğitimin içeriğine önem vermemiz lazım bunları yaparken teknolojiyi öğrencimize kullandırmak istiyoruz. Yine dil öğretimini kullandırmak istiyoruz ve öğrencilerimizin geleceğe yönelik olarak birer dünya vatandaşı olma noktasında programları dizayn ediyoruz. Bütün bunları yaparken de kendi kültür ve medeniyetlerinden kopmadan, geleceğe emin adımlarla yürüsün istiyoruz. Balgat Uğur Okulları’ndaki anlayış ve kültür Türkiye’nin geleceğidir. Türkiye’nin gelecekte daha muasır medeniyetler düzeyine çıkmak ve onu aşmak hedefidir.

Eğitimde ne getiriyoruz? Bir kere sonuç itibariyle Türkiye’nin Dördüncü Sanayi Devrimi’ne hazır olan bir nesil olsun istiyoruz. Dördüncü Sanayi Devrimi dünyada artık dijital üretimin çağı. Eğer biz bu dünyada gençlerimizi, çocuklarımızı bu anlayışa göre yetiştiremezsek geleceğe 21. yüzyıla hitap edemeyiz. Onun için de daha çok öğrencilerimize kodlama, yazılım buradan başlayıp diğer teknolojileri sanal gerçeklikle buluşturup bunarı öğreteceğiz. Yani bugünün dünyası bizden neyi bekliyorsa, ne olması gerekiyorsa bunu yapacağız. Artık dünya küçük bir köy haline geldi, dünyayı küçülttük. Teknolojilerle dünya artık küçük bir köy haline geldi, bu klasik söylem herkes tarafından söyleniyor. İşte bu dünyada gençler, öğrencilerimiz neler yapacak bunları öğreteceğiz."

"TEK İHTİYACIMIZ OLAN AZİMLE ÇALIŞMAK"

Davete katılan Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş ise şöyle konuştu:

"Eğitim alanında hakikaten özel sektörün devletle birlikte devletle yan yana ama deneyimleyerek, açılım yaparak, elde ettiği sonuçları da birlikte paylaşarak ürettiklerini birlikte değerlendirmesi ülkeler açısından son derece önemli. Bugün artık eğitim bütün sektörleri de içine alacak şekilde ana politikaları belirleyen en önemli tartışmalardan bir tanesi. Amerika’da Obama’nın ilk döneminde büyük mali sıkıntıların olduğu bir dönemde 800 milyon dolarlık bütçenin 100 milyon dolarını eğitim ve kalkınma ilişkisine harcama mantığı biraz da böyleydi. Gelişmişlik endeksi ile eğitim arasındaki hız ve ilişkiyi yakalamanın artık yoksul ülke, zengin ülke olmakla ilgili olmadığını Sanayi Devrimini doğuran veya Sanayileşme Dönemini kapsayan büyük toprak sahiplerin sanayileşmeye yaptığı yatırımı Türkiye o dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle ıskalamış olabilir ama insan kaynağı olarak, genç nüfus olarak çok fazla şeye ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan şey sadece özgüven. Gençlerimiz geleceğimiz, ben Türkiye’nin geleceğinden her daim umutlu olan bir siyasetçiyim, karamsarlığa yer yok çok güzel ilerlemeler oluyor. Tek ihtiyacımız olan azimle çalışmak."
Kaynak: İHA