4 Yaşındaki Doruk'un 'Karagöz Ve Hacivat' Sevgisi

Antalya'da 2 yaşındayken televizyonda gördüğü 'Karagöz ve Hacivat' gölge oyunu sayesinde konuşmaya başlayan 4 yaşındaki Doruk Seven, zamanının çoğunu yaşıtlarının aksine gölge oyununda kullanılan kuklalarla geçiriyor Anne Seven: 'Yaşıtları Örümcek Adam, Batman, Süpermen'i izlerken o Karagöz ve Hacivat'ı izlemeyi seviyor. Bütün gün kukla oynatıyor'

Antalya'da 2 yaşındayken televizyonda gördüğü 'Karagöz ve Hacivat' gölge oyunu sayesinde ilk kelimelerini söyleyen 4 yaşındaki Doruk Seven, zamanının çoğunu gölge oyunu sanatçılarından büyük dedesi Osman Sönmez'den kalan kuklalarla geçiriyor.

Eski ramazanların vazgeçilmezlerinden olan ve 'Çelebi, Zenne, Tuzsuz Deli Bekir, Beberuhi' gibi karakterlerin bulunduğu 'Karagöz ve Hacivat' göle oyununa olan ilgi her geçen gün azalırken Antalya'da 4 yaşındaki bir çocuğun bu karakterlere olan sevgisi dikkat çekiyor.

Muratpaşa ilçesinde yaşayan Erdem ve Melek İrem Seven çiftinin ikinci çocukları Doruk, 2 yıl önce ramazan ayında televizyonda 'Karagöz ve Hacivat'ı izledi. Gölge oyununu izlerken ilk kelimeleri 'Kago' ve 'Abada'yı söyleyen Doruk, ailesini şaşırttı.

Anne Melek İrem Seven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun Karagöz ve Hacivat'ı sürekli izlemenin yanı sıra nasıl yapıldıklarını da öğrendiğini söyledi.

Annelerin geceleri çocuklarına Pamuk Prenses gibi masalları okuduğuna işaret eden Seven, 'Ben ise oğluma Karagöz ve Hacivat okuyorum. Yaşıtları Örümcek Adam, Batman, Süpermen'i izlerken o Karagöz ve Hacivat'ı izlemeyi seviyor. Bütün gün kukla oynatıyor. Sessiz, sakin bir çocuktu. Karagöz ve Hacivat sayesinde konuşmayı öğrendi.' dedi.

Seven, oğlunun tiyatral yeteneğinin de bu sayede geliştiğini dile getirdi.

Baba Erdem Seven ise annesinin babası olan Osman Sönmez'in Karagöz ve Hacivat sanatının en bilindik isimlerinden olduğunu söyledi.

1970 yılında hayatını kaybeden dedesi Sönmez'e ait Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi'nde 119 adet tasvirin bulunduğuna dikkati çeken Seven, 'Sanırım dedemin genleri oğluma geçmiş. Çocukluğumuzda dedeme ait kuklalar hep evimizde dururdu. Biz de oynardık ama Doruk çok farklı. Doruk yeteneklerini büyük dedesinden almış. Umarım bu sanatta kendisini iyi bir şekilde geliştirir ve 'hayali' olmayı başarır.' dedi.
Kaynak: AA