BM Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa Açıklaması

'(Suriye'den Türkiye göç) Burada altını çizmemiz gereken en önemli nokta, Türkiye'nin gerçekten bu krizi yönetme anlamında mükemmel bir iş çıkarttığı. Bu örnek bir davranış ve başarı. Böyle bir krizi yönetebilme başlı başına bir ders' 'Diğer ülkelerin burada mücadele edilen zorlukları tam olarak algıladıklarını ve anladıklarını düşünmüyorum. Burada Suriyelilere verilen hizmetli anladıklarını da düşünmüyorum' 'Suriye'den gelen herkes kırsal kesimden gelmiyor. Profesör, mühendis olanlar vardı tanıştıklarım arasında'

ERGÜN HAKTANIYAN - Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa, Suriye'den Türkiye'ye yönelik yaşanan göçle ilgili, 'Burada altını çizmemiz gereken en önemli nokta, Türkiye'nin gerçekten bu krizi yönetme anlamında mükemmel bir iş çıkarttığı. Bu örnek bir davranış ve başarı. Böyle bir krizi yönetebilme başlı başına bir ders' dedi.

Çeşitli incelemelerde bulunmak üzere Eskişehir'e gelen Kulessa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun Türkiye'de 1969'dan bu yana hizmet verdiğini bildirdi.

Fonun, Türkiye'de hizmete geçtiği dönemlerde nüfus dinamiklerine göre çalışmalar yaparken günümüzde gelinen noktada, cinsiyet eşitliği, kadını güçlendirme, cinsiyete dayalı şiddeti önleme, üreme sağlığı, nüfus ve kalkınma konusunda toplumu bilgilendirme adına araştırmalar yaptığını söyledi.

Kulessa, Türkiye'nin daha az kalkınmış bir ülke olmaktan yüksek kalkınmaya doğru hızla ilerlediğini aktararak, 'Bu doğrultuda baktığımızda aslında kendisi hizmet üreten bir ülke konumundan artık bu hizmetler üzerinden daha diyalog üreten, dünya ile entegre olmuş ve dünyada yerini bulan bir ülke olarak konumlanmış durumda. Uluslararası projeler ve camianın içerisinde kendi pozisyonunu alabilmek için bir diyalog oluşturmak zorunda. Biz de bunun için hizmet veriyoruz.' diye konuştu.

- '3 milyon insan, Türkiye'yi dünyanın en büyük göç alan ev sahibi durumuna dönüştürdü'

Türkiye'nin dünyanın en büyük göçmen akımının merkezi olması durumunun bir anda o gelişim süreci içinde konumunu ve odaklandığı noktaları değiştirmek zorunda kaldığını vurgulayan Kulessa, şöyle dedi:

'Bugün neredeyse 3 milyon insan, Türkiye'yi dünyanın en büyük göç alan ev sahibi durumuna dönüştürdü. Burada altını çizmemiz gereken en önemli nokta, Türkiye'nin gerçekten bu krizi yönetme anlamında mükemmel bir iş çıkarttığı. Bu örnek bir davranış ve başarı. Böyle bir krizi yönetebilme, başlı başına bir ders. Bu sosyal hizmet konusunda hangi sistem olursa olsun bir anda kendisine yığılan bu kadar insanı yönetme, bunlara çözüm üretme konusunda birtakım kırılganlıklar yaşandı. Bir örnek vereyim, Türkçe konuşulan bir ülkeye bir anda 3 milyon Arapça konuşan insan geliyor. Bu krizin birtakım iş birlikleri ile çözülmesi gerekiyor. İşte bu noktada Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, Kalkınma Fonu gibi farklı farklı Birleşmiş Milletlerin kuruluşları yardım üretmeye çalışıyor.'

Kulessa, Suriye krizi başladığında insanların ilk önce canlarını kurtarmaya çalıştığını anlatarak, 'Canlarını kurtarmaya çalışırken yemeğe, içmeye ve ilaca ihtiyaçları vardı. Belli bir süre sonra bu çalışmalar sayesinde bu daha kontrol edilebilir hale geldi. Bundan sonra ne olacak? Anahtar kelime entegrasyondur.' dedi.

Yapılan çalışmalar sırasında Suriye'den Türkiye'ye gelen nüfusun belli bir süre sonra ülkelerine dönmeyeceklerinin de değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Kulessa, düşünülmesi gereken konuların, bu insanların eğitimi ve ileride iş sahibi olabilmeleri olduğunu aktardı.

- 'Diğer ülkelerin burada mücadele edilen zorlukları anladıklarını düşünmüyorum'

UNICEF'in sadece eğitim ve okullaşma konusunda 100 milyon dolar gibi bir rakamı kullanmak için ayırdığını belirten Kulessa, şunları söyledi:

'Bakacak olursak bugün binlerce Suriyeli çocuğun eğitimi söz konusu. Bugün 700 bin çocuktan bahsediyoruz. Bunların okullaşmaya ihtiyacı var. Bugün yaklaşık 300 bin çocuk okullaşmış durumda. Halen yarısını okula kazanabilmiş değiliz. Bu anlamda okullara, sağlık merkezlerine ihtiyaç var. Bu anlamda hükümetin doğru attığı bir adım var, o da alt yapı hizmetlerini güçlendirmek. Burada özellikle alt yapıyı güçlendirmek için işbirliği ve finans üretmek için Avrupa Birliği ile adımlar attılar. Bu alt yapıyı özellikle Doğu'da ve Güneydoğu'da Suriyeli nüfusun yoğun olduğu yerde hem oranın yerel nüfusu hemde oraya yerleşmiş olan Suriyeli nüfusa bir arada hizmet verecek şekilde kurgulamak çok önemli. Benim görüşüme göre, diğer ülkelerin burada mücadele edilen zorlukları tam olarak algıladıklarını ve anladıklarını düşünmüyorum. Burada Suriyelilere verilen hizmetli anladıklarını da düşünmüyorum. Burada Suriyeliler kendilerine verilen hizmetlerden çok mutlular.'

Güneydoğu'ya Suriyeli göçmenlerle buluşmaya gittiğini de anlatan Kulessa, oradaki Suriyelilerin Türkiye'ye ev sahipliği konusunda şükran borçlu olduklarını gördüğünü ifade etti.

Kulessa, Suriyeli göçmenlerin Türkiye'de yapabilecekleri iş istediklerini belirterek, 'Suriye'den gelen herkes kırsal kesimden gelmiyor. Profesör, mühendis olanlar vardı tanıştıklarım arasında. Bu noktada devletle aralarında belki iş ve eğitim konusunda bir koordinasyon olabilir. Türkiye'nin başardığı şey bir mucize. Tabi bu mucize ile beraber bir mücadele alanı var. Artık Suriyeliler bu ülkenin içindeler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile beraber yaşamanın koşullarını geliştirmek zorundalar.' ifadesini kullandı.
Kaynak: AA