'Sağlıklı Yaşamın Önündeki En Büyük Engel Sigara'

Prof. Dr. Serhat Fındık, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’nde ciddi sağlık problemlerine neden olabilen sigaranın olumsuz etkileri konusunda açıklama yaptı.

Sigara kullanımının insan sağlığına verdiği zararla birlikte organlarda yarattığı tahribat ciddi oranda büyük olduğunu belirten Hisar Intercontinental Hospital Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Serhat Fındık, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’nde ciddi sağlık problemlerine neden olabilen sigaranın olumsuz etkileri konusunda açıklama yaptı. Birçok kanser türüne de sebebiyet verebilen sigaranın, en büyük hasarını tartışmasız akciğerlere verdiğini vurgulayan Fındık, akciğer başta olmak üzere, diğer organ kanserlerinin artmasına neden olduğunu, akla gelebilecek tüm hastalıklarda izlenen tedavi sürecini de yüksek oranda olumsuz etkilediğini söyledi.



Prof. Dr. Serhat Fındık, akla gelebilecek tüm hastalığın kökeninde birinci derecede etkili olabilen sigaranın, birçok hastalığın da temelini oluşturduğunu vurgulayarak, “Uzun süreli sigara kullanımı kişiyi zamanla, solunum sistemi hastalıkları, astım, bronşit, zatürre, uyku apnesi, akciğer kanseri, kalp damar hastalıkları ve KOAH gibi birçok hastalıkla mücadele etmek zorunda bırakabilmektedir. Bağımlılığı sağlayan nikotin, katran, tüp gaz, radon gazı, kurşun gibi birçok ham madde içeren sigara; kanser hastalığının da en büyük sebebi sayılabilmektedir. Sigara kullanımı özellikle kadınlarda oldukça tehlikeli riskler taşıyabiliyor. Sigara içen kadınlarda, beklenenden daha erken menopoz görülebilmektedir. Bu da kemiklerin erken erimesine neden olabiliyor. Aynı şekilde sigara içen kadınlar içmeyenlere göre 4 kat daha fazla rahim ağzı kanserine yakalanma riski taşımaktadır. Bununla birlikte sigara kullanımı kadınlarda düşük riski, doğurganlıkta azalmaya ve erken doğuma da yol açabiliyor” dedi.

Uzun süreli sigara kullanımında ortaya çıkabilen ciddi hastalıkların erken dönemde teşhis şansı da oldukça düşük olduğunu belirten Fındık, “Kişinin sigara içme süresi başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanser için de büyük oranda risk taşır. Ortalama 20 yıl ve üzeri, günde bir paket ve üstü sigara içenlerde, içmeyenler veya daha az içenlere göre akciğer kanseri görülme riski belirgin oranda artabiliyor. Kişi ne kadar erken yaşta sigaraya başlamışsa, sigara içme süresi ne kadar uzun ve günlük sigara tüketme adedi ne kadar fazlaysa, organ kanserine yakalanma riski de o kadar yükselebiliyor. Sigara içme süresi kadar sigaraya başlangıç yaşı da çok önemlidir. Sigarayı bıraktığınızda akciğerler başta olmak üzere tüm organlar kendi kendini yenilemeye başlar. Bu durum kişiden kişiye değişse de, yaş ilerledikçe akciğerlerin yenilenme süresi de uzayabiliyor” ifadelerini kullandı.

“DÜZENLİ YAPILAN KONTROLLER HASTALIKLARA KARŞI ERKEN ÖNLEM ALMANIZI SAĞLAR”

Sigarayla yapılan mücadele aslında kansere ve diğer hastalıklara karşı yapılan mücadele olduğunun altını çizen Prof. Dr. Serhat Fındık, sigara içen bir kişinin sigarayı bırakma sürecinde öncelikle kendine inanması, kararlı ve istekli olması, sigarayı bırakma yolunda oldukça önem taşıdığını söyledi.

Bir kişi sigara bırakmak istiyor, fakat başaramıyorsanız uzman kontrolünde düzenli tedavi görülmesi başarı oranını arttırdığını kaydeden Fındık, “Buna rağmen sigara içmeyi önleyemiyorsak o zaman da hastalıklarda erken teşhis çok önem taşıyor. Bunun için düzenli olarak akciğer grafisi, fizik muayene bulguları ve kan değerlerini içeren check-up yaptırmak hastalıkları başlangıç evresinde yakalama imkanı sağlar. Sigara içen kişilerin 30 yaşından itibaren, sigara içmiyorsa ancak ailesinde kanser öyküsü olanların 35 yaşından sonra mutlaka check-up yaptırmaları gerekir” dedi.

Kaynak: İHA