Asırlık Tahta Tezgahta 'Rengarenk Keşan' Dokuyorlar

Sarı, kırmızı, siyah ve beyaz ipliklerle dokunan keşan, makinelerin yaygınlaşmasına rağmen Trabzon'un Çarşıbaşı ilçesinde halen geleneksel tahta tezgahlarda üretiliyor Keşan üreticisi Saka:'Keşan bezinin geleneksel yöntemlerle üretilmesi önemli. Bu geleneğin yaşamasını istiyorum' Geleneksel Çarşıbaşı Keşanını Geliştirme, Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Kul: 'Dernek olarak, tahta tezgahta keşan dokuyan kişi sayısını artırmayı hedefliyoruz'

TUĞBA YARDIMCI - Karadeniz Bölgesi'nde yüz yıllardır sarı, kırmızı, siyah ve beyaz ipliklerle üretilen keşan, bu ürünü dokumak için kullanılan makinelerin yaygınlaşmasına rağmen Trabzon'un Çarşıbaşı ilçesinde halen geleneksel tahta tezgahlarda dokunuyor.

Özellikle Rize, Giresun ve Trabzon'un bazı ilçelerinde kadınların örtünme amacıyla tercih ettiği keşan bezi, günümüzde ev mefruşatından kıyafete kadar birçok alanda kullanılıyor.

Masa örtüsünden yeleğe, çantadan elbise ve şapkaya kadar tasarımcının hayal gücüne bağlı olarak yüzlerce ürünün hazırlanabildiği keşan, Trabzon'da sadece Çarşıbaşı ilçesine bağlı Kavaklı Mahallesi'nde üretiliyor.

Geçmiş yıllara oranla mahalledeki tahta tezgah sayısının azalmasına rağmen yaklaşık 20 kişi, keşanı geleneksel yöntemle üreterek aile ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyor.

- 'Tahta tezgahlarda dokunan ipliğin kalitesi yüksek'

Keşan dokumayı çocukluk döneminde anne ve babasından öğrendiğini belirten Fatma Saka (45), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kavaklı'daki hemen hemen her çocuğun boyu tezgah koluna yetiştiği andan itibaren keşan dokumayı öğrenmeye başladığını söyledi.

İki çocuk annesi Saka, keşanın, dolayısıyla da tahta tezgahın hayatında hep var olduğunu ifade ederek, 'Kendimi bildim bileli evimizde tahta tezgahta keşan dokunuyor. Babam bizi, dokuduğu keşan bezini satarak geçindirdi. 8 kardeşiz, babam bizi bu şekilde okuttu ve baktı.' dedi.

Fatma Saka, geçmiş yıllarda keşan bezinin örtünme amacıyla kullanıldığını, ancak teknolojik gelişmelere bağlı olarak hemen hemen her türlü ürünün hazırlanabildiğini anlattı.

Kendisinin de dokuduğu keşan bezini satarak geçimlerini sağladığını ifade eden Saka, 'Bu işi yapmasam başka mesleğim yok. Keşan, makinede dokunmaya başlamadan önce beyimle beraber çalışırdık ve rahat geçinirdik. Şimdi ise parası kalmadı. 3,5 ay çalışıyorum elime geçen para yaklaşık bin 500 lira.' diye konuştu.

Fatma Saka, geçmiş yıllarda dokuduğu keşanı kendisinin sattığını, ancak artık yeterli gelir elde edemediği için anlaştığı bir iş yeri için üretim yaptığını söyledi.

Günde ortalama 6-7 saat keşan dokuduğunu dile getiren Saka, günde yaklaşık 20 metre keşan bezi dokuyabildiğini belirtti.

Fatma Saka, keşan bezinin geleneksel yöntemlerle üretilmesinin önemli olduğuna da dikkati çekerek, şunları kaydetti:

'Bu geleneğin yaşamasını istiyorum. Tahta tezgahlarda dokunan ipliğin kalitesi yüksek. Tezgahta dokunan ile makinede dokunan ürün kalite açısından da görünüm açısından da çok farklı, ancak makine ürününün fiyatı daha ucuz olduğu için piyasada o tercih ediliyor. Makinelerin kalkmasını, bu işin eskiden olduğu gibi evlerdeki tahta tezgahlarda dokunmasını istiyorum. Böylece hem geleneğimiz yaşar hem de bizler özellikle kadınlar gelir elde edebiliriz.'

- 'Birlik ve beraberlik olsa herkes kazanır'

Geleneksel Çarşıbaşı Keşanını Geliştirme, Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Abdullah Kul ise derneğin yaklaşık 6 yıl önce keşan dokuyanların ürününün kalitesini artırmak ve pazarını geliştirmek amacıyla kurulduğunu söyledi.

Türk Patent Enstitüsünce keşanın coğrafi işaret marka tescilinin yapıldığını anımsatan Kul, dernek olarak ev ortamında keşan üretimini artırmak arzusuyla çeşitli çalışmalar yaptıklarını, ancak bu çalışmaların sektörde birlik sağlanamadığı için kesintiye uğradığını dile getirdi.

Abdullah Kul, daha önce köy statüsünde olan Kavaklı Mahallesi'nde yaklaşık 10 yıl önce 200 tezgah bulunduğuna işaret ederek, 'Keşan denilince akla ilk önce ilçemiz ve mahallemiz geliyor. Kavaklı halkının hepsi sanatkardı. Maalesef zaman içinde ekonomik nedenler ve tekstilde yaşanan gelişmeler sonucu da insanlar bu kültürden uzaklaştı. Biz de bu noktada eksik kaldık, üzgünüz.' şeklinde konuştu.

Makinelerin sayısının artmasının ardından tezgahta keşan dokuyan kişi sayısının 20'ye kadar düştüğünü vurgulayan Kul, şöyle devam etti:

'Göz nuru döken insanlarımız para kazanamadığını söyleyerek keşan dokumaktan vazgeçtiler. Makinede işçilik, iplik ucuz. Burada dokunan ile kıyaslandığında kalitesiz olduğu açık şekilde anlaşılıyor. Bu işin toptancılığını yapanlar daha fazla kazanmak adı altında üreticiye gerektiği ücreti vermiyor ve makine kullanmayı tercih ediyor. Makinede ucuza ürettiği için de el tezgahında üretilenle yüzde 100'e yakın fark oluşuyor.'

Başkan Abdullah Kul, dernek olarak, tahta tezgahta keşan dokuyan kişi sayısını artırmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:

'Aslında birlik ve beraberlik olsa herkes kazanır. Bu işten hem onlar kazanacak hem de evde üretenler kazanacak. 'Makine yapmasın' demiyoruz ama makine ürünüyle el tezgahının ürünü arasında çok büyük farklar olduğunu kabul etmelerini istiyoruz. Yapılan ürünün ömür boyu yaşamasını istiyoruz. Kalitesiz olunca maalesef kısa sürede gözden düşüyor ve atılıyor. Bu da keşana zarar veriyor.'
Kaynak: AA