Memur- Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, Kilis'te

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, Ensar şehri olan Kilis’i, muhacir durumuna getirmek isteyenlerin bulunduğunu söyledi.

Memur- Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, Kilis'te
Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu ve beraberindeki heyet ile birlikte, atılan roketler nedeniyle mağdur olan vatandaşlar ile kamu görevlerinin yaşadıklarını yerinde görerek tetkik etmek amacıyla Kilis’e geldi.

Kilis’teki, konteyner kentleri ziyaret eden Memur- Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, roketlerin düştüğü yerlerde incelemelerde bulunduktan sonra ölenlerin evlerine taziye ziyaretinde bulunduktan sonra yaralıları da ziyaret etti. Kilis’te, bulunan Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte bir çalıştay gerçekleştiren Memur- Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, Kilis’in 5 yıldır muhacirlere ensarlık yaptığını, Ensar şehri olan Kilis’i, muhacir durumuna getirmek isteyenlerin bulunduğunu ifade etti.

Uslu, “Kilis’in nüfusundan fazla Suriyeli kardeşini barındıran bu kente atılan roketler, halkın moralini bozmuş, kenti terk etmeye zorlanmıştır. Kimin başına ne zaman roket düşeceğinin belli olmadığı şehirde insanların moral ve motivasyona ihtiyaçları vardır. Bir milyon üyesi ile Kilis’in sesini dünyaya duyurmak amacıyla kente geldik. Türkiye büyük bir devlettin 3 milyon Iraklı’ya kucak açmış, Bulgaristan’dan gelenlere kucak açmış Kırgızistan’dan gelenlere, Afganistan’dan gelenlere yardım elini uzatmış bir millettir., Kendisinden aman dileyen hiç kimseyi meydanda bırakmamıştır. Kilis’te, yaşananları geniş bir bakış açısı ile ele alarak bugünkü yapacağımız çalıştan ile birlikte bir rapor haline getireceğiz” dedi.

Eğitim Bir Sen Kilis Şube Başkanı ve Memur- Sen Kilis Temsilcisi Bekir Şen ise yaptığı konuşmada, Beşinci yılını dolduran Suriye iç savaşının sosyal, siyasal, kültürel, askeri ve ekonomik etkilerini doğrudan ve en derinden hisseden bir sınır şehrinde yaşadıklarını ifade ederek, “nüfusundan fazla mülteciye kucak açarak, dünyanın gözü önünde cereyan eden kirli bir savaşın hemen yanı başında, adeta insanlığın onurunu kurtarma mücadelesi veren Kilis, aylarca tek taraflı bir savaşın çaresizliğine hapsedilmiş durumda sesini duyurma mücadelesi verdi. İlki, 18 Ocak’ta bir ortaokul bahçesine isabet eden ve iki kişinin ölümüne neden olan roketli saldırılarda bugüne kadar 22 kişi hayatını kaybetti, 80’i aşkın kişi ise yaralandı. Özellikle nisan ayında yoğunlaşan ve rastgele zamanlarda atılan roket mermileri, insanları sokağa çıkamaz, işyerini açamaz, çocukları ise okula gidemez hale getirdi. Bir dönemin ticaret ve inanç turizmi şehri olan Kilis, günbegün yaşanabilir ve güvenli bir şehir olmaktan çıkma yoluna girdi. Kilis halkı, bütün bu süreçte gerek Ankara, gerekse yerel yöneticiler ve temsilciler tarafından dikkate alınmadığını, unutulduğunu ve kaderine terk edildiğini düşündü. 18 Ocak’ta başlayan saldırıların 24 Nisan’daki patlamaya kadar meclis gündemine gelmemesi, bu hissi biraz daha derinleştiren sebeplerden birisi oldu. Aynı şekilde, ulusal medyanın son döneme kadar, Kilis’te ne olduğu ile ilgilenmemesi, olaylara sayfalarında yer vermemesi veya yaşanan olayları bayağı bir haber olarak görmesi, halkı kendi imkanları ve çığlıkları ile haber olmaya iten bir durum oluşturdu. Bu düşüncenin sonucu olarak Kilis ve Kilisliler, 24 Nisan sonrası ‘kilisbombalanıyor’ etiketiyle, sosyal medyada yerini alarak bir anlamda göbeğini kendi kesti. Aslına bakılırsa Kilisli, bu problemin bugünden yarına hemen çözülemeyeceğinin ve meselenin nerelere kadar uzandığının farkında. Peki öyleyse ne istiyor? Kilisli, sesinin kesilmesini değil sesine ses katılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Şen, çözüme yönelik ciddi atımlar atılmasını, can ve mal güvenliğinin sağlanmasını, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan gerekli tedbirlerin alınmasını, devletinin gücünü açık bir şekilde yanında görmeyi istediklerini ifade ederek, “Güçlü ve büyük bir devletten ne istenirse onu istiyor. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yapılan açıklamalar ve en yetkili ağızlardan çıkan söylemler Kilis’te oluşan kara bulutları dağıtmak için önemli bir fırsat oluşturmuştu. Kilis Halkı şimdi sosyal ve ekonomik açıdan, eğitim ve güvenlik açısından daha somut, daha detaylı ve acil paketler için devletinden gelecek haberleri bekliyor. Güvenlik Problemi başta olmak üzere ‘nitelikli insan göçü problemi, yerli halkın ve personelimizin sağlık alanında yaşadığı problemler, lise ve üniversite tercihlerinde yaşanacak muhtemel problemler, ekonomik ve ticari alanda yaşanan büyük sıkıntılar ve işsizlik problemi, demografik yapının değişmesiyle ortaya çıkan sorunlar, sosyal ve kültürel çatışmalar, eğitim alanında alınacak acil önlemler, esnafı krizden çıkarmak için yapılacaklar, kamu çalışanlarının şartlarının iyileştirilmesi, terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin hakları, saldırılarda mağdur olanların zararlarının acil ve gerçekçi olarak tazmini gibi birçok başlık, çözülmeyi bekliyor. Bugünlerde Kilis’te bir sükunet var ve inşallah o can pazarı görüntüleriyle bir daha karşılaşmayız. Ama, Kilis halkının , başına gelenden dolayı huzursuzluğu büyütmemesi, insanımızın üzerindeki baskı ve endişenin görülmesine engel olmamalı. Yapılacak çok iş var ve halk, devletinin bu hususta elini çabuk tutmasını istiyor. Bu vesileyle hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz” diye konuştu.

Kaynak: İHA