Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Gençlerle Buluştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin söz verdiği şekilde davranması durumunda, dokunulmazlıkların referanduma gitmeden TBMM’de çözüleceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gençleri ağırladı. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, Adıyamanlı bir gencin dokunulmazlıklarla ilgili sorusunu şu ifadelerle cevapladı:

“SÖZLERİNİN ARKASINDA DURURLARSA REFERANDUMA GİTMEDEN BU İŞ PARLAMENTODA ÇÖZÜLMÜŞ OLUR”

Dokunulmazlık konusu özellikle parlamentoya gönderilmiş olan fezlekelerle ilgili olan bir konudur. Bu fezlekeler belli miktardaki milletvekillerini ilgilendiren bir konudur. 4 siyasi partinin de milletvekillerinin belli oranlarda fezlekesi bulunuyor. En fazla bölücü terör örgütünün desteğiyle parlamentoda bulunan siyasi partinin fezlekesi bulunuyor, ikinci sırada ana muhalefetin, üçüncü sırada AK Parti’nin, az miktarda da MHP’nin fezlekesi var. Buradaki dokunulmazlığın kaldırılması olayı, bu fezlekelerin parlamentoda raflanması meselesi değil, bunu yargı burada dursun diye göndermedi. Parlamento şu kararı alacak: ‘Siz bunu bana gönderdiniz, biz de burada değerlendirmemizi yapacağız, bu değerlendirmeden sonra biz bunu tekrar yargıya gönderiyoruz.’ Yargı, bu fezlekelerin yargılanma sürecini başlatacak. Bu yargılama süreciyle birlikte bu adım atılmış olacak. Bunlar eğer referandumla çözülürse, şuanda tamamının yargılanma yolu açılmış olacak. Ama referandumu yakalayamazsa bütününün yargılama süreci başlayamaz. Şuanda aklımda kaldığı kadarıyla 138 milletvekilinin fezlekesi var, fezlekelerin sayısı da 670’e yakın. Bunlar orada yargıya açılacak ve yargı bunların hepsinin değerlendirmesini yapıp, nihai kararı verecek. İki şey çok garip; bir taraftan diyorlar ki ‘hodri meydan.’ O zaman açın önünü, gitsin yargıya, hepsi yargılansın. Bugün yargılanmazsan, yarın zaten milletvekilliğin bittiği anda yargılanacaksın. Bu işten kaçış yok. Şimdi yargılan, hiç olmazsa TBMM’nin başına dert olma. Eğer sizlerle ilgili bir müeyyide uygulanacaksa uygulanır, parlamento ayağındaki prangaları atmış olur, bunlardan kurtulmuş olur. Bu işin bir başka yönü daha var. Dokunulmazlık olayının bu kararıyla birlikte Türkiye’nin önünde demokrasi mücadelesinde, şuandaki parlamenter demokraside bir sınav kazanılmış olacaktır. Bu sınavı yarın Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu verecektir düşüncesindeyim. İlk turlarda ortaya çıkan buydu, bu sürece destek veren tüm milletvekili arkadaşlarımızı kutluyorum. Söz verdikleri gibi davranırlarsa, sözlerinin arkasında dururlarsa referanduma gitmeden bu iş parlamentoda çözülmüş olur.”

“EN GELİŞMİŞ ÜLKELERE BAKTIĞIMIZDA BÜYÜK ÖLÇÜDE BAŞKANLIK SİSTEMİ VARDIR”

Bir gencin başkanlık sistemiyle ilgili sorusunu cevaplayan Erdoğan, “ Başkanlık sistemi ve yeni anayasa konusu başbakanlığım döneminde başlayan bir süreç değil. Bu konuyla ilgili geçmişe dayalı bir tanımlama, yaklaşım var. Geçmişte gerek Sayın Demirel’in, Sayın Erbakan’ın, Turgut Özal’ın, hatta Sayın Türkeş’in çok açık, net, ısrarla ileri sürdükleri tezler var. Başkanlık sistemini onlar da ülkenin, birliği, beraberliği, bütünlüğü ve çok daha süratle kalkınması için ileri sürmüşlerdir. Dünyada G-20 ülkelerine bakın; G-20 ülkelerinin yarıdan fazlası başkanlık sistemiyle yönetilir. Demek ki başkanlık sisteminin getirisi götürüsünden fazla. Bu G-20 ülkeleri dünyanın yüzde 80-85 ekonomisini temsil ediyor. Başta Amerika olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin çoğunda başkanlık sistemi vardır. Bu tarafa geldiğimiz zaman Rusya öyledir, diğer tarafta Çin öyledir, Fransa yarı başkanlıktır. Başkanlık sisteminin en geniş anlamda şuanda bulunmadığı yer Avrupa diyebiliriz. Avrupa’da şuanda çoğunlukla parlamenter sistem vardır ama en gelişmiş ülkelere baktığımızda büyük ölçüde başkanlık sistemi vardır” değerlendirmelerinde bulundu.

“BU MİLLET NİÇİN BİR DARBE ANAYASASIYLA YÖNETİLSİN Kİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa konusunda muhalefeti samimi davranmamakla suçladı. Milletin, darbe anayasasıyla yönetilmeyi hak etmediğini dile getiren Erdoğan, “Yeni anayasayı, zaten ülkede bir darbe anayasasıyla bir yere varılamayacağı konusunda bir ittifak olduğu için talep ettik. Bu millet niçin bir darbe anayasasıyla yönetilsin ki? Kendi iradesi ve kendi iradesiyle ortaya koyabileceği bir anayasa var. Bu ülke çok daha demokratik bir şekilde yönetilebilir. Ama ‘siz darbe anayasasıyla yönetilmeye layıksınız’ diyen bir anlayış var. Şuanda onu savunan da aslında ne dediğini bilmiyor. Başbakanlığım döneminde 4 siyasi parti bu işe adım attık. O zaman bizim 325 civarında milletvekilimiz var, muhalefetin tamamının 220 milletvekili var. Bizim resmi komisyonlarda, parlamentoda her partinin milletvekili sayısı neyse, o komisyonda o oranda temsilcisi bulunur. Ama biz ‘bizim için önemli olan üzümü yemek, bağcıyla işimiz yok’ dedik. Arkadaşlar sordu ‘ne yapalım?’ ‘Hiçbir şey yapmaya gerek yok’ dedik, ‘madem ki olay budur, eşit miktarda buraya temsilci verelim’ dedik. Burası bir alt komisyon, bir çalışma yapacak. Aradığım bir samimiyet. Eğer demokrasi samimiyet üzerine bina edilirse bir netice alırsınız. Ama yok ‘benim 326 oyum olacak, senin 220 oyun olacak, sen 220 oyla 326’yı yok farz edeceksin. Böyle bir şey olmaz” ifadelerini kullandı. (OED-
Kaynak: İHA