Tüp Mide Ameliyatıyla 15 Günde 11 Kilo Verdi

Aşırı kiloları nedeniyle hayata küsen kadın, Özel Anadolu Kastamonu Hastanelerinde olduğu tüp mide küçültme ameliyatı sayesinde 15 günde 11 kilo verdi.

Tüp Mide Ameliyatıyla 15 Günde 11 Kilo Verdi
Kastamonu’da 120 kilogram ağırlığındaki Zeliha Kuş, aşırı kilolarından kurtulmak için bir yıl önce diyet programları uygulamaya başladı.

Tüm çabalarına rağmen kilolarından kurtulamayan Zeliha Kuş, mide küçültme ameliyatı olmaya karar vererek, doktor araştırmaya başladı.

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok doktor ile görüşen Zeliha Kuş, Kastamonu’da Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Ayvaz ile görüşerek ameliyat hakkında bilgiler aldı. Op. Dr. Ayvaz tarafından tüp mide küçültme ameliyatı olan Zeliha Kuş, tüp mide ameliyatıyla hızla kilo vermeye başladı.

Hayatı boyunca kilo vermenin zorluğunu yaşayan Kuş, ameliyat sonrası kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğini ifade etti.

15 günde 11 kilo veren Kuş, hedeflediği 60 kiloya düşmek istediğini belirtti.

Ayrıca Kuş, verdiği kilolarından dolayı çok rahatladığını belirterek, mide küçültme ameliyatı olmayı düşünenlere de tavsiyede bulundu.

"TÜP MİDE AMELİYATIYLA 15 GÜNDE 11 KİLO VERDİM"

Tüp mide ameliyatıyla 15 günde 11 kilo verdiğini açıklayan Zeliha Kuş (45), "Kilo almaya başladım. Ayaklarımdan topuk dikeni çıktı. Yürüyemez oldum. Normal bir yere giderken yanımda ya eşim yada çocuklarım oluyordu. Ancak onların yardımıyla dışarı çakabiliyordum. Kilolarımdan dolayı dizlerim ağrıyordu. Oturduğum yerden kalkamıyordum. Çocuklarım desteğiyle kalkabiliyordum. Son 5-6 aydır da göbeğimde yara çıktı" dedi.

Mide küçültme ameliyatında korkanlara tavsiyede bulunan Kuş, "Şuanda halimden memnunum. 15 günde tam 11 kilo verdim. Şuanda çok iyiyim inşallah ileride daha da fazla kilo veririm" diye konuştu.

"1 YILDIR DİYETLERLE ZAYIFLAMAYA ÇALIŞIYORUM"

Daha önce zayıflamayı defalarca denediğini söyleyen Zeliha Kuş, "Diyetle kilo vermeye çalıştım ama veremedim. Kendimi çok zorladım ama olmadı. Diyetle kilo veremeyince ben de ameliyat olmaya karar verdim. Bu konuda birkaç hocaya gidip muayene oldum ama ’yapamam’ dediler. En son sağ olsun hocam, zayıflayabilmem için ameliyatımı yaptı" ifadelerini kaydetti.

Mide küçültme ameliyatının kendisine riskli olduğunu söylediklerini fakat her şeye rağmen bu riski göze aldığını ifade eden Zeliha Kuş, şöyle konuştu: "Ama bu taşıdığım kilo da benim için riskliydi. Bu risklerden kurtuldum. Şimdi çok rahatım ve çok mutluyum. Bu ameliyatı olmak isteyenlere de tavsiye ediyorum. Ameliyatın, kiloyu taşımaktan daha az riskli olduğunu düşünüyorum."

"EŞİMİN VÜCUDU, KİLOYU ARTIK TAŞIMAZ OLDU"

Eşinin 2000 yılından beri bu sorunu yaşadığını aktaran Gazi Metin Kuş (45), "Değişik illerde kiloyla alakalı olarak sorunlarını hep dile getirdi ve muayene oldu ama bir çözüm bulamadık. Bir de 2000 yılından bu tarafa göbek fıtığıyla alakalı olarak da hareketsiz olduğu için kilosu hep arttı. Topuk dikeni oldu, kiloyu artık dizleri taşımaz oldu. Kilodan kaynaklı sorunlarından dolayı defalarca endokrin veya dahiliye uzmanlarıyla görüştük. Ancak eşimin kilosunu verebilmesi için bir çözüm bulamadık" dedi.

Ankara’da zayıflamak için ameliyat olmadıklarını aksine Kastamonu’yu tercih ettiklerini anlatan Gazi Metin Kuş, şunları söyledi: "Kastamonu’da ameliyatımız yapıldı. Bu konuda avantajlarımız bize, ’5 ay boyunca her hafta gelip gideceksiniz’ denildi. Bu bir maddiyat gerektiriyor. Bu maddiyatı da kaldıracak boyutta değildik. Buraya her insanın gitmesi çok kolay değil. Biz, Ankara’ya veya başka bir ilde olacağımız ameliyata bu paraları vereceğimize Kastamonu’da Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde Doktorumuz Op. Dr. İbrahim Ayvaz Bey ile görüştük. Yaptığımız hesaplamalara göre, Kastamonu’daki fiyatlar bize daha cazip geldi ve her hafta Ankara’ya gidip gelme tehlikesinden de kurtulmuş olduk."

"TÜP MİDE AMELİYATIYLA BİRLİKTE SAĞLIK SORUNLARIMIZ DA ORTADAN KALKTI"

Eşinin, Özel Kastamonu Anadolu Hastanelerine 120 kilo ile geldiğini belirten Gazi Metin Kuş, "Boyumuz 1.44 santimetre. Yaptığımız araştırmalarda zaten eşimin kilosunun çok riskli bir yerde olduğunu biliyorduk. Bugüne kadar şeker, kolesterol, tansiyon gibi sorunlar yaşadık. Ayak bileklerinin, diz kapaklarının dönme sorunuyla karşılaştık. Ayaklar, aşırı kiloyu taşıyamaz hale geldi. Ben, buna şöyle bir benzetme yapıyorum. Normal kilolarda olan bir insanın sırtına bir şeker çuvalını veya şeker çuvalı ebadında bir malzemeyi koyup sabah, akşam, yatarken, gezerken bununla gezmesi örneğini veriyorum. Benim eşim şuanda burada bulunuyor. Bizim 60 kilo fazlamız var. Bu fazla olan 60 kilodan dolayı yatsa yatamıyor, kolu ağrıyor, sırtı ağrıyor, boynu ağrıyor. Şekerde 280-300’leri bile gördük" diye konuştu.

Şuanda tek düşüncelerinin zayıflamak olduğunu vurgulayan Gazi Metin Kuş, şunları kaydetti: "Şuana kadar hiçbir riskli boyuta girmedi şekerimiz ve biz ameliyattan iki gün öncesine kadar şeker ve kolesterol ilaçlarını kullanmıyoruz. Allah’a şükür şuana kadar şeker veya kolesterol sorunu yaşamadık. Şuanda sadece bizim önümüzdeki tek engel, ilk 6 aylık ve devamında da 1 yıllık süreçlerimiz kaldı. Bu süreçte de kilolarımızı verebilirsek vücudumuzdaki en büyük sorun da gidecek inşallah. Bunun haricinde bir sorunumuz kalmayacak."

"İLERİ DERECEDE ŞİŞMANLIK, ÜLKEMİZİN DE CİDDİ PROBLEMLERİ ARASINDA BULUNUYOR"

Tüp mide ameliyatının ardından kontrole gelen hastasını muayene ettikten sonra bilgiler veren Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Ayvaz, "Hastamızın, badimeks indeksi 57.9 çıktı. Yani hastamız, çok fazla obezdi. Bu hastamızın gelecek hayatı için ciddi bir riskti. İleriki günlerde dizlerindeki ağrılardan dolayı artık yürüyemeyecek hale gelecekti. Tansiyonundan dolayı Allah korusun beyin kanaması geçirebilirdi. Damarlarında pıhtılaşma olabilir, akciğeri tıkanabilirdi. Kalp krizi geçirebilirdi. Bunlardan hastamızı korumak gerekiyor. İnsanların aklında şöyle bir soru işareti bulunuyor. Biz, acaba obezite için bir ameliyat geçirirsek, fazla bir risk mi almış oluruz?. Hayır, öyle değil. Obez hastalarımız, şişmanlığı sebebiyle maruz kaldığı risk, ameliyatta alacağınız riskten çok daha fazladır. Bu yüzden riski bir kere göğüsleyip arkasından ameliyat olup, normal hayatını sürdürebilirler. Aksi taktirde bu yüksek kiloyla uzun yıllar çok fazla yaşamayı umut etmeyin. Ama ameliyatı yaptıktan sonra ilk 6 ay içerisinde vücudu zayıflatabilirsek, bundan sonraki yaşantınızı daha zayıf bir insan olarak sürdürebilirler. Obezitenin meydana getirdiği problemlerden daha uzak bir yaşantıları olur" şeklinde konuştu.

İleri derecede şişmanlığın, gelişmiş toplumların ve Türkiye’nin ciddi problemleri arasında bulunduğunu ifade eden Op. Dr. Ayvaz, "Şişmanlık sebebiyle insanlar, hayatlarını gereğince yerine getiremiyorlar. Normal olarak dışarıda gezemiyorlar. Evde temizliklerini yapamıyorlar. Şişmanlığın beraberinde getirdiği hastalıkların başında tansiyonları çıkıyor, kalp krizi geçiriyorlar. Cinsel yaşantılarını sürdüremiyorlar. Bu, toplumumuz için ciddi bir problem oluşturuyor. Bunu bir şekilde kırmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"MİDE AMELİYATINI ARTIK KASTAMONU’DA RAHATLIKLA YAPABİLİYORUZ"

Mide ameliyatını artık Kastamonu’da da rahatlıkla yapabildiklerini açıklayan Op. Dr. Ayvaz, şunları kaydetti: "Daha önce hastalarımız, bu problemlerini çare bulmak için büyük şehirlere gidiyorlardı. Ankara, İstanbul gibi şehirlere seyahat ediyorlardı. Buralara gidip gelmek çok zor. Hastalar için de zor oluyor. Çünkü hastalar, hem ameliyat öncesinde hem ameliyat sonrasında sık sık kontrole tabi tutuluyor. Çünkü bizler, ameliyat olacak kişileri her hafta görmek zorundayız. Ameliyat olmak için bu insanların Ankara’ya gittiklerini düşündüğünüzde normal bir insan için aşağı yukarı 2-3 bin TL civarında bir masraf oluşturuyor. Bununla birlikte gidip gelmesi ve yolda yaşadıkları sorunlar da yanında cabası kalıyor. Bunlara artık gerek yok. Bu tür ameliyatlar artık küçük şehirlerde de kolaylıkla yapılabiliniyor. Bizler, bu hizmeti sunmak için buralarda bulunuyoruz. Şişman yakaladığımız insanları bundan sonra artık normal boyutlara inşallah getireceğiz."

"BİZ, MİDE AMELİYATLARINI ESTETİK GÖRÜNÜM İÇİN YAPMIYORUZ"

"Biz, mide ameliyatlarını estetik görünüm için yapmıyoruz" diyen Ayvaz, "Biz, bu ameliyatları insanların şişmanlık sebebiyle sahip oldukları sağlık sorunlarından kurtulması için yapıyoruz. Yoksa derdiğimiz, estetik görünümü güzelleştirmek değil. Bizim, asıl amacımız insanları sağlıklarına kavuşturmaktır. Bazı endeks değerler var. Yaptığımız bu hesaplamada skaladaki değer 35’in üzerinde ise, zayıflamak için ameliyat öneriyoruz. Eğer bu değer 35’in altında ise, diyet veya diğer zayıflama önerilerinde bulunuyoruz. Yoksa siz, ben şişmanım diye gelip ameliyat olacağım diye bir şey yok. Sonuçta bu da bir ameliyattır ve her şeyin kendisine göre bazı riskleri muhakkak bulunur. Burada bir de unutulmaması gereken çok önemli bir şey bulunuyor. Obez hastalar, hayatları boyunca yaşayacakları riskler, ameliyatta aldıkları riskten çok daha büyüktür. Bundan önce yapılan bazı ameliyatları basın aracılığıyla duyuyoruz. Şuanda yeni teknikler geliştirildiği için bu ameliyatların riskleri neredeyse yok denilecek seviyeye kadar düştü" açıklamasında bulundu.

"HASTAMIZI İLK 6 AY İÇİNDE ZAYIFLATMAYI PLANLIYORUZ"

Kastamonu’da yaşayan Zeliha Kuş’un uzun zamandır obez hastalığının verdiği sağlık sorunlarıyla karşılaştığını belirten Ayvaz, "2000 yılından beri giderek artan bir şekilde kilosunu almış ve birçok kez diyetisyene giderek zayıflamak için çabalamış ama kilosunu verememiş. Beraberinde çeşitli problemleri çıkmış. Kalça eklemlerinden sıkıntıları çıkmış, diz eklemlerinde sıkıntı çıkmış, göbek fıtığı oluşmuş, bunların dışında sürekli tansiyonu yükseliyor. Şekeri ise zaman zaman 250-300’leri buluyor. Artık kendisinin badimeks indeksini hesapladığımızda da 57.9 çıkıyor. Boyu 44 santimetre, kilosu da 120 kiloyu bulmuş. Artık bu kilo, kabul edilebilir bir düzeyde değil. Süper obez dediğimiz sınıfa giriyor. Bu yüzden kendisinin bir şekilde zayıflatılması gerekiyor" diye konuştu.

Mide küçültme ameliyatının ardından ilk başta sulu gıdaların hastaya verildiğine dikkat çeken Op. Dr. İbrahim Ayvaz, "Daha sonra yavaş yavaş pelte tarzında gıdalar vermeye başlayacağız. Birinci ayın sonuna doğru normal gıdalara geçeceğiz. Açlık hormonu vücuttan azalmış olduğu için vücut bir şey istemeyecek. Bu yüzden hastamız, sürekli zayıflamaya başlayacak. Vücudumuz akıllı bir organizmadır. Kendisini bir süre sonra korumaya alıyor. Erken dönemde vereceğimiz kilo kayıpları bizler için büyük önem taşıyor. Özellikle ilk altı ayda daha hızlı kilo vermeye çalışacağız. Sonraki aylarda da daha kontrollü kilolar vereceğiz. Bu yüzden ilk 6 ayı en iyi şekilde verimli geçirmemiz gerekiyor. Hastamızın da bu yüzden bol bol yürümesini öneriyoruz" ifadelerini kullandı.

"AMACIMIZ, BİR YIL İÇERİSİNDE KİLOLARIMIZIN YÜZDE 80’İNİNDEN KURTULMAK"

Amaçlarının bir yıl içerisinde fazla kiloların yüzde 80’inden kurtulmak olduğunu sözlerine ekleyen Ayvaz, "Yaptığımız endoskopik incelemeler sonrasında tüp midenin daha ideal olmasına karar verdik. Bu ameliyatı yaparken de kapalı bir şekilde gerçekleştirdik. Karnına dört tane küçük delikler açtık ve bu deliklerden içeriye girerek midesini bir şablon üzerinden ikiye böldük. Artık hastamızın midesi 50-60 cc kadar. Yani halk dilinde iki lokma yediğinde kendisini tok hissedecek" dedi.

Kaynak: İHA