AK Partili Özdağ'dan Soma Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, maden şehitlerini andıkça yaşatmaya devam edeceklerini söyledi.

AK Partili Özdağ'dan Soma Açıklaması
Soma Maden Şehitliğinde düzenlenen anma programına katılan Özdağ, programın ardından madenci şehitler için okunan hatim duası ve mevlide katılarak hayatını kaybeden madencilerin aileleriyle bir araya geldi. 2 yıl önce Soma’da bir trajedinin yaşandığını kaydeden Özdağ, dün olduğu gibi bugün de yaşanan felaketin yaralarını sarma adına AK Parti iktidarı ve hükümet olarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirdiklerini belirtti.

Özdağ, yaşanan trajedinin yıldönümünde 301 maden şehidini anarak yaptığı konuşmada, 13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesindeki maden ocağında yaşanan patlama sonucunda yüzlerce ailenin ocağına ateş düştüğünü, AK Parti iktidarı ve hükümet olarak bu düşen ateşi söndürmek, yaraları sarmak adına çok önemli uygulamaları ve hakları hayata geçirdiğini kaydetti.

Özdağ, 2 yıl önce Soma’da tarihin en büyük kazalarından birinin yaşandığını hatırlatarak, “Bu trajedide 301 vatandaşımızı derin acılar içinde toprağa verdik. Ateş düştüğü yeri yakmaktadır ama yaşanan acı o kadar büyüktü ki, bu ateşi sadece Soma’da ve Manisa’da değil ülkemizin her bölgesinde hissedilmiştir” dedi.

76 MİLYONLUK BÜYÜK BİR AİLEYİZ

“Soma’daki elim kaza duyulur duyulmaz, devletimiz gerekli çalışmaları yapmış ve tüm imkanlarını seferber etmiştir” diyen Özdağ, “Biz iyi ve kötü günde 76 milyonluk bir aileyiz. Dolayısıyla Soma’da kaybettiklerimiz aslında hepimizin kayıplarıdır. Onlar için ne kadar üzülsek, ne kadar ağlasak azdır. Eminim, eşini kaybeden bir hanım kardeşimizin, ‘Mustafa… Mustafa…’ diye haykırışları hep kulaklarımızda yankılanacak. Son nefesinden hemen önce erken ölüp oğlunu yalnız bırakacağını düşündüğü için, ‘Beni affet oğlum’ notunu bırakan o güzel yürekli babayı da hiçbir zaman unutmayacağız. Son nefesinde geride bıraktıklarını düşündüren başka bir medeniyet biçimi var mıdır bilemiyorum. Ama o notu yazan babanın bizim hepimize büyük bir insanlık dersi verdiğine şüphe yok” diye konuştu.

ÜLKEMİZİN KAYNAKLARI BİRER HAZİNEDİR

Madenciliğin hata kabul etmeyen, doğası gereği içerdiği riskler nedeni ile ağır ve tehlikeli işler sınıfına giren, dünyanın en ağır işkolu olduğunu, bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektirdiğini kaydeden Özdağ, “Bu sektörün böyle tehlikeler barındırması demek, bizim madenlerimizi çıkarmak ve milletimizin faydasına olacak şekilde işlemekten geri duracağımız anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.

Özdağ sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkemiz, dünyada kendi ham madde ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayabilen, gerek maden çeşitliliği ve gerekse maden üretimi açısından dünyada önemli bir yere sahiptir. Memleketimiz baştan sona kadar hazinelerle doludur. Hepimiz bütün bu hazineleri meydana çıkarmak göreviyle yükümlüyüz. Sektörler arasında yüksek katma değer ve istihdam oluşturma kapasitesine sahip olan madencilik, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizin kalkınmasında stratejik öneme sahiptir. Madencilik sektörünün önemli bir özelliği, ülkenin en ücra noktalarına dahi ekonomik ve sosyal imkânlar götürülebilmesidir. Bu nedenle sektörün, hem işsizliği önlemede hem de iç göçü dengelemede çok ciddi bir rolü bulunmaktadır. Bizler tabiî ki madenlerimizi çıkaracağız ve bunun imkanlarını milletimize hizmet vermekte kullanacağız. Ama bunu yaparken, hem insana hem de çevreye saygılı bir madenciliği yapmanın yollarını araştıracak ve bunu başaracağız. Ne madenden, ne çevreden ne de insanımızdan vazgeçeceğiz. İnsan odaklı, çevreye saygılı bir madencilik ve madenciliğe saygılı bir çevreciliğin oluşmasını gerçekleştirmek için çaba sarf edeceğiz. Yaşadığımız bu elim olayda maalesef bazı kesimler iyi bir imtihan vermemişlerdir. 301 insanımızı kaybettiğimiz bir faciadan bile siyasi rant umanlar, olayı hükümet karşıtlığına indirgeyip sokakları savaş alanına çevirenler görülmüştür. Hatta bazıları madende kaybettiğimiz canlarımız için müstehak oldu diyebilecek kadar işi abartmış ve insanlıkta sınıfta kalmışlardır” dedi.

MADEN ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUM

“Soma’dan daha bir çok trajik hikaye çıkarmak mümkün. Babasına ağlayan minicik çocukların gözlerinden dökülen elmas taneleri bize bu tip kazalardan ders çıkarmamız gerektiğini çok etkili bir dille ihtar ediyor. Onun için acılarımıza üzülecek ama orada kalmayacağız. Önce hepimize ait bu yarayı saracak sonra da bir daha aynı acıları yaşamamak milletçe enkaz altında kalmamak için çareler arayacağız” diyerek sözlerine devam eden Özdağ, “Gideni geri getirmek mümkün değil ama gidenin eksikliğini hissettirmemek hepimizin elindedir. Ekmek parası için, çocuklarının, ailelerinin rızkı için yerin altında ter döken, çocuklarına, ailelerine helal lokma yedirme uğruna canlarını veren ve 77 milyonun evladı olan bu kardeşlerimizi bir kez daha rahmet anıyor, makamlarının cennet olmasını Yüce Yaradan’dan niyaz ediyorum” dedi.

SOMA’NIN YARALARINI SARMAYA DEVAM EDİYORUZ

Soma’da meydana gelen elim kazadan sonra hükümet olarak yaraları sarma adına çok önemli uygulamaları ve madenci şehit ailelerine çok önemli hakları kazandırdıklarını kaydeden Özdağ, Soma’da meydana gelen elim kazadan sonra hükümet olarak madenci şehit ailelerine yönelik çok önemli haklar kazandırdıklarını kaydeden Özdağ, bu yardımları şöyle sıraladı:

Soma maden kazası sonrası madendeki işçilere ve ölenlerin hak sahiplerine 6 ay aldıkları maaş yardımı yapıldı. Bu kapsamda 24 milyon 64 bin 770 TL ödendi, ayrıca çalışanların alamadıkları maaşları da ödendi. Aynı işverene ait Atabacası ve Işıklar maden ocağı bakanlık iş müfettişleri tarafından inceleme yapılarak kapatıldı, bu ocaklarda çalışan işçilerin 6 ay ücretleri işsizlik sigortası fonundan ödendi. Ölüm aylığı bağlama şartını kolaylaştırdık. Daha önce 5 yıl sigortalık ve 900 gün prim şartı aranıyordu, bu şartı kaldırdık. Anne-babalara maaş bağlanması için aranan muhtaçlık şartı kaldırıldı. Vefat eden işçilerimizin SGK’ya olan borçları silindi. Vefat eden madencilerimizin yakınlarından birine kamuda istihdam hakkı getirildi.

Madencilerimizin emeklilik yaşını 55’ten 50’ye düşürdük. Yıpranma hakkı ile birlikte emeklilik yaşı 43’e indi. Çalışanların alamadıkları maaşları ödendi. Bu kapsamda yine 53 milyon 684 bin 803 TL ödeme yapıldı. Kaza sonrası işçilere TMSF tarafından kıdem ve ihbar tazminatı olarak toplam 11 milyon 191 bin 397 TL ödendi. Yer altı maden işlerinde çalışma süresi haftalık 37,5 saate düşürüldü. Böylece hafta tatili süresi iki güne çıkarıldı. İş Kanunu’nda belirtilen istisnalar dışında yer altı maden iş yerlerinde fazla çalışma yasaklandı. Kanun gereği yapılan fazla çalışma süreleri için verilecek ücret miktarı artırıldı. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücretin normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere artırılması suretiyle ödenmesi esası getirildi.

Madencilerin yakınlarından yani eş ve çocuklardan birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerden birisi kamuda istihdam ettirilmeye başlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu tarafından mevcut spor tesislerinin tadilatları yapılarak ve yeni spor tesisleri ve kurslar ile bölgenin rehabilitasyonuna katkı sağlandı. Okullar, Spor Salonları, Gençlik Merkezleri kuruldu.”
Kaynak: İHA