Adalet Bakanı Bozdağ Açıklaması (2)

'Emin olun, dünyanın başka ülkelerine bakın, terörle mücadelesini Türkiye Cumhuriyeti kadar hassasiyetle yürüten, sivil insanlar, masumlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına imtinayla mücadele eden ikinci bir ülke yoktur' 'İslam, Kur'an, bu milletin değerleri ne DAEŞ terör örgütünü ne de onun gibi eli kanlı hiçbir terör örgütünü meşrulaştırır' 'Herkes yanında cezaevinde belli bir süre kalmış bir insanımızı çalıştırmış olsa en az bir tane çalıştırmış olsa kıyamet mi kopar? Hiçbir şey olmaz' 'Öyle hastalıklı zihniyetler var ki bir şehit olduğunda bu şehidin olmasına sevinen iktidar yanlısı insanlar varmış gibi ahlaksızca, vicdansızca, insafsızca propaganda yapıyorlar'.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'Emin olun, dünyanın başka ülkelerine bakın, terörle mücadelesini Türkiye Cumhuriyeti kadar hassasiyetle yürüten, sivil insanlar, masumlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına imtinayla mücadele eden ikinci bir ülke yoktur.' dedi.

Bozdağ, ceza ve infaz kurumlarında yürütülen eğitim ve iyileştirme faaliyetleri kapsamında hükümlü ve tutuklular tarafından iş yurtlarında hazırlanan ürünlerin tanıtımı ve satışının yapılması amacıyla Kadıköy İskele Meydanı'nda düzenlenen 'İstanbul 5. Ürün ve El Sanatları Fuarı'nın açılışında, Türkiye Cumhuriyeti ile terör örgütlerini yan yana getirmek isteyen uluslararası çevrelerin bulunduğunu, içeride de bunlarla bilerek ya da bilmeyerek işbirliği yapanların olduğunu anlattı.

'Kim ki terör örgütüdür, Türkiye'nin düşmanıdır' diyen Bozdağ, Türkiye'nin gözünde, terör örgütlerinin dini, vatanı, rengi hedefi, gerekçesinin hiçbir kıymeti olmadığını, bütün terör örgütlerinin Türkiye'nin düşmanı olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da terör örgütleriyle mücadelesini kararlı bir şekilde sürdüreceğini dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:

'Bugün terörle ve terör örgütleriyle mücadelesini ve hukuk içinde ve hukukun kurallarına azami riayet ederek yapan dünyada yegane ülke vardır o da Türkiye Cumhuriyetidir. Emin olun, dünyanın başka ülkelerine bakın, terörle mücadelesini Türkiye Cumhuriyeti kadar hassasiyetle yürüten, sivil insanlar, masumlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına imtinayla mücadele eden ikinci bir ülke yoktur. Fransa'da bir terör eylemi oldu arkasından yaşananları gördük, Belçika'da bir terör eylemi oldu arkasından yaşananları gördük ama Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımı, mücadele tarzı ve yaptıkları da ortadır. Fransa AİHS'i askıya aldığını, Avrupa Konseyi Genel Sekterliğine bildirdi. 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ben askıya alıyorum' dedi. 'İnsan haklarını çiğnerim' demektir bu ama Türkiye böyle bir yola gitti mi? Gitmedi. Bütün insan haklarına ilişkin denetim mekanizmaları açık olduğu halde, onlarla şeffaf bir ilişki kurduğu halde terörle de mücadelesini hukukla, hukuka uygun bir biçimde Türkiye sürdürmektedir, bundan sonra da sürdürecektir.'

- 'Bütün şeytanlar bir araya gelse...'

DAEŞ terör örgütünün PKK, DHKP/C ve başka terör örgütleri gibi eli kanlı taşeron bir terör örgütü olduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:

'Bütün şeytanlar bir araya gelse, 'İslam'dan ve Müslümanlardan nefret ettirmek için bir organizasyon düşünsek ve bunu hayata geçirsek' deseler IŞİD gibi bir organizasyon kurabilirler mi bilmem. İslam, Kur'an, bu milletin değerleri, ne DAEŞ terör örgütünü ne de onun gibi eli kanlı hiçbir terör örgütünü meşrulaştırır. Onlara olumlu bakmamızı sağlamaz ama maalesef bakın, dünyanın 130'dan fazla ülkesinden insanlar, Amerikasından Avusturalyasına kadar, dili farklı, dini farklı mezhebi farklı ideolojisi, farklı kültürü, farklı eğitimi, farklı ailesi, farklı insanları ben soruyorum size hangi güç ikna edip ölmeye ve öldürmeye Suriye veya Irak'a gelmelerini sağlıyor? Bunu bir devlet tek başına yapabilir mi? Bir devlet dese ki böyle bir şey yapacağım, bu kadar yerde bu kadar insanı ikna edebilir mi? Bir terör örgütü bunu yapabilir mi? Söylüyoruz bunun arkasında başka kurmaylar var, bu kadar farklı ülkelerden o kadar dili bilecek, teröristi toplayacak, ayrı ayrı oraya gönderecek, onları ikna edecek, ölmek öldürmek üzere Suriye'ye transferini sağlayacak... DAEŞ terör örgütü gibi eli kanlı bir örgütün yapabileceği bir iş mi bu? Bunun arkasında başka güçler başka hesaplar var. Bir yandan Ortadoğu'yu terbiye ederken bölgede hesap yapanlar, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik bir takım hedeflerin içerisinde olanlar PKK terör örgütünü nasıl taşeron olarak kullanıyorlarsa DHKP/C terör örgütünü nasıl taşeron olarak kullanıyorlarsa DAEŞ terör örgütünü de aynı şekilde taşeron olarak kullanıyorlar. Onun için DAEŞ terör örgütüne ve diğer bütün terör örgütlerine karşı hepimizin yek vücut olması lazım.'

Bakan Bozdağ, teröre karşı birlik olma, birlikte hareket etme, bu meseleyi siyasi rekabetin dışında tutup milletin tamamının ortak meselesi görme anlayışına bir türlü gelinemediğini, muhalefetin terör saldırılarını iktidara saldırı vesilesi yapmaya çalıştığını ifade ederek, siyaset kurumunun kendisine çekidüzen vermesi gerektiğini vurguladı.

- 'Hiçbir hükümet kendi ülkesinde terör olsun istemez'

Bugüne kadarki tüm hükümetlerin terörle etkin ve samimi bir şekilde ellerindeki imkanlarla mücadele ettiğini, hiçbir hükümetin kendi ülkesinde terör istemeyeceğini belirten Bozdağ, şöyle konuştu:

'Herkes huzur içinde, barış içinde olsun, mutlu olsun, ülkemin refahı dahil her türlü imkanları adil paylaşım olsun, bunu arzu eder, bunun için mücadele eder. Öyle hastalıklı zihniyetler var ki bir şehit olduğunda bu şehidin olmasına sevinen iktidar yanlısı insanlar varmış gibi ahlaksızca, vicdansızca, insafsızca propaganda yapıyorlar. Maalesef bu kirli anlayış Türkiye'de bazı çevrelerin ahlakı haline gelmiştir. Böyle ahlak olmaz, böyle bir kirli anlayışın Türkiye'ye bir faydası bugüne kadar olmamıştır, bundan sonra da olmaz.'

Adalet Bakanı Bozdağ, vatandaşların şüphelendikleri durumlarla ilgili güvenlik güçlerine haber vermelerinin büyük öneme sahip olduğunu da ifade ederek, bunun asla muhbirlik olmayacağını söyledi.

Bozdağ, 'Bir yerde katliam yapılacak, siz katliamı yapacakları gördüğünüz zaman onu ilgililere haber vermeniz muhbirlik değil insanın yaşama hakkına saygı duymak, insan onuruna hizmet etmek, insanı korumak, vatandaşı korumak, insanlık vazifesini yapmaktır.' dedi.

Bekir Bozdağ, cezaevlerinin, İçişleri Bakanlığında olan ve Jandarma eliyle sağlanan dış güvenliğinin tamamen Adalet Bakanlığına geçmesine ilişkin kanun tasarısının geçen dönem TBMM'ye geldiğini ancak genel kurul aşamasının tamamlanamadığını hatırlatarak, bu dönem bu yasayı geçirmeyi sağlayacaklarını, cezaevlerinde çalışan personelin özlük haklarında da olumlu gelişmelerin olacağını bildirdi.

- Fuar

Adalet Bakanı Bozdağ, İstanbullulardan cezaevinde bulunanların el emeği eserlerini görüp satın alabilecekleri fuarı gezmelerini istedi.

Cezaevlerinde bulunan insanların, bulunuş gerekçeleri ne olursa olsun her birinin yakınlarının ve sevdiklerinin devlete emanet olduğunu kaydeden Bozdağ, tahliye olan kişilerin toplum içinde hak ettikleri saygın yeri elde edebilmesi için toplumun da onlara kucak açması gerektiğini dile getirdi.

Bozdağ, 'Maalesef iş konusunda çok ciddi sorunlar yaşandığını biliyoruz. Cezasını çekmiş ama ailesi var, kendi geçimi var herhangi bir yere iş başvurusu yaptığında onun adli sicil kaydına bakıp teşekkür edip gönderen pek çok iş adamı var, pek çok iş ve aş dağıtan insan var. Ben buradan İstanbul'dan onlara da çağrıda bulunuyorum. İşadamlarımıza İstanbul'dan çağrımı yineliyor ve diyorum ki 'gelin her biriniz cezaevlerinden tahliye olmuş insanlarımıza iş verelim.' Herkes yanında cezaevinde belli bir süre kalmış bir insanımızı çalıştırmış olsa en az bir tane çalıştırmış olsa kıyamet mi kopar? Hiçbir şey olmaz. Belki o insanların yeniden suç işlemesine engel olmuş olur. Onların topluma daha yararlı, daha faydalı insanlar olmasına katkıda bulunmuş oluruz ama maalesef bu anlamda çok büyük sıkıntıları yaşıyoruz.' diye konuştu.

- Asılsız haberlere tepki

Ceza ve tevkif evleriyle ilgili zaman zaman eleştirilerin olduğunu ifade eden Bozdağ, bunu ceza ve tevkif evlerini yönetenlerin işlerini daha iyi yapmaları için bir tür kamuoyu denetimi olarak gördüklerini ve bunları değerlendirdiklerini söyledi.

Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Ceza ve tevkif evlerine dönük haberlerin büyük bir kısmı çarpıtma, yönlendirme, asılsız haberlerdir... Bunların yalanlanması için Adalet Bakanlığında bir birim kursak 7/24 çalışsa bu birim bu işe yetişemez. Çünkü hemen hemen Türkiye'nin değişik her bir yerinde benzer haberler çıkıyor. Benzer yanlış, asılsız yorumlar çıkıyor ve yönlendirme, algı operasyonu çerçevesinde değerlendirmeler yapılıyor. Biz bunlarla ilgili kamuoyunu mümkün olduğunca bilgilendirmeye gayret ediyoruz. Bildiğiniz gibi adliyelerde basın sözcülüğü kurduk. Medya iletişim büroları oluşturduk ki bu tür algı operasyonlarına karşı zamanında kamuoyunu etkin ve doğru bir şekilde bilgilendirilmesi hem yargının yıpratılmasının önlenmesi bakımından son derece önemli hem de vatandaşlarımızın doğru bilgi ve haber alma hakkına saygı duyma bakımından son derece önemli bir adım atıyoruz. Bugün Türkiyemizin bütün adliyelerinde basın sözcülükleri var, medya iletişim büroları var, bu tür haberleri takip ediyor değerlendiriyorlar ve gerekli gördükleri zaman açıklamalarını soruşturmanın gizliliğine riayet ederek vatandaşlarımızın lekelenmeme hakkını ve masumiyet ilkesini koruyarak aynı şekilde haberleşme hakkını da gereğini yerine getirerek Türkiye kamuoyunu doğru elden doğru dilden bilgilendirme konusunda büyük bir çalışmanın yürütüldüğünü buradan ifade etmek isterim.'

Konuşmasının ardından Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Bakan Bozdağ'a günün anısına el işi bir satranç takımı hediye etti.

Bozdağ ve beraberindeki protokol daha sonra stantları gezdi.

(Bitti)
Kaynak: AA