Merkez Bankası PPK Toplantı Özeti Açıklaması (2)

' Yakın dönemde küresel oynaklıklarda süregelen düşüşün ve ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmayabaşlanmasının geniş bir faiz koridoruna duyulan ihtiyacı azalttığı değerlendirilmektedir' 'Son dönemde geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azaltan diğer unsurlar küresel oynaklıklarda gözlenen düşüşün sürmesi ve küresel finansal koşullarda yaşanan iyileşmeler olmuştur' 'Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir'.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, 'Yakın dönemde küresel oynaklıklarda süregelen düşüşün ve ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmaya başlanmasının geniş bir faiz koridoruna duyulan ihtiyacı azalttığı değerlendirilmektedir' ifadelerine yer verildi.

Kurulun, 20 Nisan 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, kurulun, toplantıda Nisan Enflasyon Raporu'nda yer alması öngörülen orta vadeli tahminleri değerlendirdiği belirtildi.

2016 yılı ilk çeyreğinde enflasyon temelde işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak Ocak Enflasyon Raporu tahminlerinin altında gerçekleştiği aktarılan özette, işlenmemiş gıda ve tütün dışı enflasyonun ise öngörülere yakın seviyede oluştuğu vurgulandı.

Özette, tahminlere esas oluşturan varsayımlar ve dışsal koşullar birarada değerlendirildiğinde; gelecek döneme dair enflasyon tahminlerinde birönceki rapora göre değişiklik yapılmadığı belirtilerek, Ocak Enflasyon Raporu sonrası dönemde Türk lirası istikrarlı bir seyir izlerken, petrol fiyatlarının bir miktar yükseldiği, ithalat fiyatların ise sınırlı oranda gerilediği ifade edildi.

Bu çerçevede, Türk lirası cinsi ithalatfiyatlarının enflasyon tahminlerinde değişime yol açabilecek bir etkisinin ortayaçıkmadığı kaydedilen özette, 'Son dönemde işlenmemiş gıda enflasyonunda belirgin bir düşüş gözlenmekle birlikte, gıda fiyatlarındaki oynaklıklar dikkate alınarak gıda enflasyonu varsayımları korunmuştur.' denildi.

Özette, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredibüyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiğine işaret edilerek, şunlar aktarıldı:

'Kredilerin yakın dönem büyümeeğilimine bakıldığında 2015 yılı son çeyreğinde tüketici kredilerinde daha belirginolmak üzere gerçekleşen azalmanın 2016 yılı ilk çeyreğinde yerini toparlanmayabıraktığı görülmektedir. Risk ağırlıklarına dair düzenlemelerin, asgari ücretayarlamalarının ve finansal koşullarda yaşanan iyileşmenin önümüzdeki dönemde

kredi arzı ve hane halkı geliri kanallarıyla kredi büyümesini destekleyebileceğideğerlendirilmektedir. Bu çerçevede, yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerinisürdürmesi beklenmektedir. Kredilerin bileşimine bakıldığında, ticari kredilerintüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiğigörülmektedir. Bu bileşim, bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarkendiğer yandan cari açıktaki düzelmeyi desteklemektedir.'

Açıklanan veriler ile öncü göstergelerin iktisadi faaliyetin ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini koruduğunu gösterdiği belirtilen özette, gelecek dönemde, iç talebin büyümeye verdiği katkının bir miktar güçleneceği ve jeopolitik risklerin varlığına karşın Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracatı olumlu yönde etkilemeye devam edeceğinin öngörüldüğü ifade edildi.

- 'Gelişmeler, geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azaltmaktadır'

Özette, yurt içi belirsizliklerin azalması ile birlikte yatırımcı ve tüketici güveninin artmasının, yakın dönemde finansal koşullarda yaşanan iyileşmenin, küresel kriz sonrası süregelen güçlü istihdam performansının ve asgari ücrette 2016 yılı başında yapılan artışın iç talebi destekleyeceğinin değerlendirildiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

'Dış taleptarafında ise jeopolitik gelişmeler ve zayıflayan küresel büyüme kaynaklı risklerdevam ederken hizmet ihracatına yönelik aşağı yönlü riskler de yakın dönemde artışgöstermiştir. Bununla birlikte, Avrupa ekonomisinde görülen toparlanma eğilimi veihracatın pazar değiştirme esnekliği aşağı yönlü riskleri sınırlamaktadır. Nitekim sondönemlerde Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumluetkisinin sürdüğü gözlenmektedir. Bu durum ekonomide hem büyümeye hem dedengelenmeye katkı vermektedir.

Ayrıca, emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşün dışticaret hadleri üzerindeki olumlu etkisi ve tüketici kredilerindeki yavaş seyir caridengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Bütün bu değerlendirmeler doğrultusunda,para politikası duruşu oluşturulurken önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetin ılımlıartış eğilimini koruyacağı ve cari işlemler dengesindeki iyileşmenin yavaşlayarak daolsa devam edeceği bir görünüm esas alınmıştır.'

Özette, kurulun, 2015 yılının ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politikaaraçlarının etkili bir şekilde uygulanmasının ekonominin küresel şoklara karşıdayanıklılığını artırmakta olduğunu değerlendirdiği anımsatılarak, 'Gerek döviz kurlarındagerekse kredilerde gözlenen aşırı oynaklıkların bu yeni araçların devreye alınması sayesinde azaldığı gözlenmektedir. Nitekim eylül ayından bu yana gelişmekte olan ülkeler arasında Türk lirasının göreli oynaklığında kayda değer bir azalış gözlenmektedir.' denildi.

Cari dengedeki iyileşme ve enerji fiyatlarındaki düşük seyrin etkisiyledöviz talebinin kademeli olarak azalmasının bu süreci desteklediğine işaret edilen özette, döviz likiditesiaraçlarının da Türk lirasının değerini dengeleyici yönde kullanıldığı bilgisine yer verildi.

Bütün bugelişmelerin, geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azalttığı belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:

'Son dönemde geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azaltan diğer unsurlar küreseloynaklıklarda gözlenen düşüşün sürmesi ve küresel finansal koşullarda yaşananiyileşmeler olmuştur. Küresel ekonomideki toparlanma sürecinin yavaş olacağıbeklentisinin ağırlık kazanması ve gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyicipolitika duruşlarını sürdürmesi ile bu ülkelerdeki faiz oranlarının uzunca bir müddetdüşük düzeylerde kalacağı öngörüsü güçlenmiştir.

Ayrıca, son zamanlarda piyasalardaÇin ekonomisine yönelik belirsizliklerin de azaldığı görülmektedir. Bu gelişmelerdoğrultusunda gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları artarken riskprimlerinde ve piyasa faizlerinde kayda değer düşüşler gözlenmiştir.'

Özette, yakın dönemde küresel oynaklıklarda süregelen düşüşün ve ağustos ayındayayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmaya

başlanmasının geniş bir faiz koridoruna duyulan ihtiyacı azalttığıdeğerlendirilirken, bu doğrultuda kurulun, marjinal fonlama faizini düşürmek yoluyla sadeleşme yönünde ölçülü bir adım atılmasına karar verdiği anımsatıldı.

Öte yandan, çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmenin sınırlı olmasının likiditepolitikasındaki sıkı duruşun korunmasını gerektirdiği kaydedilen özette, şunlar aktarıldı:

'Son dönemde ithal girdimaliyetlerindeki gelişmeler enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri azaltsada çekirdek enflasyon görünümündeki iyileşme henüz sınırlı boyuttadır. Birikimlidöviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkileri, enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeve ücret gelişmeleri enflasyonun ana eğilimindeki iyileşmeyi sınırlamaktadır. Yakındönemde gıda enflasyonunda, temelde işlenmemiş gıda grubu kaynaklı olmak üzere,çok belirgin bir gerileme yaşanmıştır.

Gıda enflasyondaki gerilemenin etkisiyle tüketicienflasyonunda da düşüş gözlenmiştir. Bu düşüşün kısa vadede devam etmesibeklenmektedir. Bununla birlikte, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yüksek oynaklıkdikkate alındığında, enflasyon görünümü açısından temkinli bir yaklaşım sergilemekönem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, son dönemde enflasyonda gözlenendüşüşün kalıcı olması için likidite politikasındaki sıkı duruşun korunması gerektiğinibelirtmiştir.'

- 'Para politikası duruşu enflasyon görünümüne bağlı olacak'

Özette, gelecek dönemde para politikası duruşunun enflasyon görünümüne bağlı olacağı belirtilerek, 'Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğerunsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruşsürdürülecektir. Ayrıca küresel ve yurt içi oynaklıklar yakından takip edilerek döviz veTürk lirası piyasalarında gerekli önlemler alınmaya devam edilecektir. Özetle, politikaduruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici vefinansal istikrarı destekleyici niteliği korunacaktır.' bilgisine yer verildi.

Son yıllarda yaşanan önemli dış şoklara rağmen, uygulanan politika çerçevesienflasyon ve enflasyon beklentilerindeki bozulmayı sınırlı seviyelerde tutabildiği aktarılan özette, 'Ancak, gelinen noktada fiyat istikrarına ulaşıldığını ifade etmek mümkün değildir.Enflasyon hedeflemesinde elde edilen on yıllık tecrübe enflasyonla mücadeleninkolektif bir çaba gerektirdiğini göstermiştir. Dolayısıyla, enflasyonun yüzde 5 hedefinekalıcı olarak indirilebilmesi için bütün kurumların son yıllarda gösterilen çabayı kararlıbir duruşla sürdürmesi önem taşımaktadır.' denildi.

Özette, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin enflasyon görünümüneetkileri bakımından yakından takip edildiği kaydedilerek, para politikası duruşuoluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artışın gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı vurgulandı.

Maliye politikasının sözkonusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyongörünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceğine işaret edilerek, 'Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklarakarşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Küresel belirsizliklerinyüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriyegötürülmesi önem taşımaktadır. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığınıazaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsalrefaha olumlu katkıda bulunacaktır.' denildi.

(Bitti)
Kaynak: AA