AGD Genel Başkanı Turhan Açıklaması
'Batı medeniyeti hiçbir zaman İslam coğrafyasına insanlık ve iyilik getirmemiştir. Tamamen sömürü merkezli bir süreçte Müslümanları birbirlerine çatıştırmıştır'
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan, 'Batı medeniyeti hiçbir zaman İslam coğrafyasına insanlık ve iyilik getirmemiştir. Tamamen sömürü merkezli bir süreçte Müslümanları birbirlerine çatıştırmıştır.' dedi.
Antakya Meclis Kültür Merkezi'nde sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelen Turhan, Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı'nın 47 yıldır Türkiye'de gençliğin milli, manevi değerlerinin şekillendirilmesi, vatanını, milletini seven, inancına saygı duyan, toplumun hiçbir kesimini ayırt etmeden herkesi bir ve beraber kabul etmek noktasında yoğun çalışmalar yürüten bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirtti.
Turhan, dünyadaki 5-6 ülkenin dünyadaki sistemleri koordine etmek, ülkelerin yer altı ve üstü zenginliklerine göre tasnif etme gayreti içerisinde olduğunu belirtti.
Sömürü odakları tarafından ülkelerin ayrıştırılarak kafalarına göre tasnif edildiğinin altını çizen Turhan, şöyle devam etti:
'Batı medeniyeti hiçbir zaman İslam coğrafyasına insanlık ve iyilik getirmemiştir. Tamamen sömürü merkezli bir süreçte Müslümanları birbirlerine çatıştırmıştır. Batı medeniyetinin temellerinde 'zayıflar elenir güçlüler ayakta kalır' bakışı vardır. Batı medeniyeti içerisinde kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır bakışıyla hareket eder. Bunun için kendilerinin sürekli aç kalacağını, sıkıntı içerisine düşebileceklerini o açıdan sürekli sömürü merkezli hareket etmeyi idealleri ve meşru bir çalışmaları olarak görürler. Bu medeniyette seçilmiş ırk, ülke, vatan anlayışlarıyla birlikte kendilerini özel atfeden yapılar oluşturma noktasında gayrete girmişlerdir. Bu süreçte mikrobu tanımak olarak ifade ettiğimiz bu toplumun ortaya koyduğu çözümler bize hiçbir zaman çözüm olmadı ve bizi birbirimize düşüren, ayrıştıran, İslam dünyasını sömüren bir mekanizma olarak karşımıza çıktı. Bu noktada Türkiye'de, Hatay'da dünyanın birçok bölgesinde hassasiyet sahibi insanlar olarak yaşanan bu sürece 'dur' deme noktasında bir gayrete girmemiz lazım.'
Turhan, İslam coğrafyasının ve Türkiye'nin gençlik açısından dünyanın en zengin coğrafyalarından bir tanesi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin 30 yaşın altında 43 milyon genci bünyesinde barındıran devasa ülke olduğunu ifade eden Turhan, 'Bunların dağılımına baktığımızda 4 milyondan fazlası üniversite öğrencisi, 18 milyon civarında orta öğretimde gençlerimiz onun dışında çalışan, çalışmayan gencimiz var. İslam coğrafyasına baktığımızda gençlik açısından dünyanın en hareketli, aktif ve en dinamik yapısı İslam coğrafyasının içerisindedir.' diye konuştu.
Turhan, Türkiye'de gençlerin yaşadığı sıkıntılara bakıldığında ahlaki, istihdam ve kendini ifade edememe problemlerinin karşılarına çıktığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Antakya Meclis Kültür Merkezi'nde sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelen Turhan, Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı'nın 47 yıldır Türkiye'de gençliğin milli, manevi değerlerinin şekillendirilmesi, vatanını, milletini seven, inancına saygı duyan, toplumun hiçbir kesimini ayırt etmeden herkesi bir ve beraber kabul etmek noktasında yoğun çalışmalar yürüten bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirtti.
Turhan, dünyadaki 5-6 ülkenin dünyadaki sistemleri koordine etmek, ülkelerin yer altı ve üstü zenginliklerine göre tasnif etme gayreti içerisinde olduğunu belirtti.
Sömürü odakları tarafından ülkelerin ayrıştırılarak kafalarına göre tasnif edildiğinin altını çizen Turhan, şöyle devam etti:
'Batı medeniyeti hiçbir zaman İslam coğrafyasına insanlık ve iyilik getirmemiştir. Tamamen sömürü merkezli bir süreçte Müslümanları birbirlerine çatıştırmıştır. Batı medeniyetinin temellerinde 'zayıflar elenir güçlüler ayakta kalır' bakışı vardır. Batı medeniyeti içerisinde kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır bakışıyla hareket eder. Bunun için kendilerinin sürekli aç kalacağını, sıkıntı içerisine düşebileceklerini o açıdan sürekli sömürü merkezli hareket etmeyi idealleri ve meşru bir çalışmaları olarak görürler. Bu medeniyette seçilmiş ırk, ülke, vatan anlayışlarıyla birlikte kendilerini özel atfeden yapılar oluşturma noktasında gayrete girmişlerdir. Bu süreçte mikrobu tanımak olarak ifade ettiğimiz bu toplumun ortaya koyduğu çözümler bize hiçbir zaman çözüm olmadı ve bizi birbirimize düşüren, ayrıştıran, İslam dünyasını sömüren bir mekanizma olarak karşımıza çıktı. Bu noktada Türkiye'de, Hatay'da dünyanın birçok bölgesinde hassasiyet sahibi insanlar olarak yaşanan bu sürece 'dur' deme noktasında bir gayrete girmemiz lazım.'
Turhan, İslam coğrafyasının ve Türkiye'nin gençlik açısından dünyanın en zengin coğrafyalarından bir tanesi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin 30 yaşın altında 43 milyon genci bünyesinde barındıran devasa ülke olduğunu ifade eden Turhan, 'Bunların dağılımına baktığımızda 4 milyondan fazlası üniversite öğrencisi, 18 milyon civarında orta öğretimde gençlerimiz onun dışında çalışan, çalışmayan gencimiz var. İslam coğrafyasına baktığımızda gençlik açısından dünyanın en hareketli, aktif ve en dinamik yapısı İslam coğrafyasının içerisindedir.' diye konuştu.
Turhan, Türkiye'de gençlerin yaşadığı sıkıntılara bakıldığında ahlaki, istihdam ve kendini ifade edememe problemlerinin karşılarına çıktığını sözlerine ekledi.