Kartal Baba Camisi Yeniden İbadete Açıldı

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: 'İş birliği yapmaktan çekinmedikleri yapılar, Türkiye düşmanlarını geçtik, içerideki terör örgütlerine bilgi sızdırıyorlar ve Türkiye'nin şu anki terörle mücadelesini akamete uğratmaya çalışıyorlar. Bu nasıl bir kirli iş birliğidir? Türkiye, eğer terörle mücadelede başarılı olacaksa önce paralelle mücadelede başarılı olacak. İleri demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ulaşacaksa, önce bu yapıyla, bu hastalıklı yapıyla mücadeleyle ulaşacak' 'Bizim geleneğimizde 'Her yol mubahtır' anlayışı yok. Bunlar sanki hükümet cemaatlerle problemliymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Türkiye'deki vakıflar, dernekler, cemaatler, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyor'

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, paralel yapıya ilişkin, 'İş birliği yapmaktan çekinmedikleri yapılar, Türkiye düşmanlarını geçtik, içerideki terör örgütlerine bilgi sızdırıyorlar ve Türkiye'nin şu anki terörle mücadelesini akamete uğratmaya çalışıyorlar. Bu nasıl bir kirli işbirliğidir? Türkiye, eğer terörle mücadelede başarılı olacaksa önce paralelle mücadelede başarılı olacak. İleri demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ulaşacaksa, önce bu yapıyla, bu hastalıklı yapıyla mücadeleyle ulaşacak' dedi.

Akdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Üsküdar Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan Üsküdar'daki Kartal Baba Camisinin açılışına katıldı.

Asırlardır devam eden vakıf geleneğinin tek amacının 'Allah'ın rızasını kazanmak' olduğunu dile getiren Akdoğan, bu amaçla devam eden faaliyetlerin, bir vakıf medeniyetinin ortaya çıkmasına yol açtığını anlattı.

Akdoğan, vakıf alanında yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik gibi erdemlerin yeşerdiğine işaret ederek, 'Vakıflar Genel Müdürlüğü, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı olarak dünyanın neresinde bir vakıf eser varsa onları ihya etmenin çabası içindeyiz. Ecdat yadigarı eser nerede varsa ayağa kaldırıyoruz, ecdat yadigarı topluluk nerede varsa onlarla kucaklaşmanın çabası içindeyiz' diye konuştu.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün, Balkanlar'da, Afrika'da yardım etme, tedavi ettirecek bir insan bulma arayışında olduğunu kaydeden Akdoğan, 'Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti son dönemde gerçekten bölgesel bir güç oldu. 4 bin 500 eseri AK Parti iktidarları döneminde restore ettik, ayağa kaldırdık. Üsküdar'da 23 tane eseri ayağa kaldırdık. Bu eserlerin yanında Üsküdar'da inşallah bu yıl, 16 eserin tekrar çalışması var. 8 restorasyon çalışmamız devam ediyor' dedi.

Akdoğan, vakıf medeniyetinin vakıf insanlarla ayakta kalabildiğini ifade ederek, Bediüzzaman Said Nursi'nin de bir vakıf insan olduğunu belirtti.

Birilerinin sonradan çıkarak önce Risale-i Nur'a, Bediüzzaman'a ihanet ettiğini dile getiren Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Sonra bu millete, bu devlete ihanet ettiler. Bunların kimler olduğunu biliyorsunuz. Dini bir oluşum, manevi bir çalışma gibi başladılar bir casusluk şebekesine dönüştüler. Sadece hükümete savaş açmadılar, devlete savaş açtılar. Biz, muhabbet fedaileriyiz ama onlar husumet fedaisi oldular, bir fitne odağına dönüştüler. Bugün dünyanın neresinde bir Türkiye düşmanı varsa, Türkiye aleyhine bir faaliyet varsa, yanlarında onlar var. Onlar bir şer cephesi oluşturdular, 'Türkiye'ye nasıl zarar verebiliriz?'. Türkiye'yi esir almak istediler. Bütün vakıflar, dernekler, cemaatler, herkes; öğrencilerden tutun iş adamlarına, medyaya zulmetmedik adam bırakmadılar. 'Herkesi şantaja bağlayıp nasıl esir hale getirebiliriz?'. Böyle bir manevi çalışma olabilir mi? Her yolu mubah gören, kendini hakikatin merkezine yerleştiren, herkesi kurban edilebilir gören bir anlayış, manevi bir çalışma yürütebilir mi? Bu anlayışın çok iyi görülmesi, fark edilmesi gerekiyor. Bununla ilgili de elbette çalışma yapmak devletin görevidir.'

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, bir milli güvenlik sorunu varsa, bir hareket milletin temiz duygularını istismar ederek farklı arayışlar içinde ülkesine düşmanlık yapmaya başlıyorsa bunun, Türkiye'ye zarar vermesinin, hukukun, demokrasinin altını oymanın, sistemi zehirlemesinin, paralize etmesinin önüne geçmek gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

'İş birliği yapmaktan çekinmedikleri yapılar, Türkiye düşmanlarını geçtik, içerideki terör örgütlerine bilgi sızdırıyorlar ve Türkiye'nin şu anki terörle mücadelesini akamete uğratmaya çalışıyorlar. Bu nasıl bir kirli işbirliğidir? Türkiye, eğer terörle mücadelede başarılı olacaksa önce paralelle mücadelede başarılı olacak. İleri demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ulaşacaksa, önce bu yapıyla, bu hastalıklı yapıyla mücadeleyle ulaşacak. Bizim geleneğimizde 'Her yol mubahtır' anlayışı yok. Bunlar sanki hükümet cemaatlerle problemliymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Türkiye'deki vakıflar, dernekler, cemaatler, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyor. 28 Şubat sürecini yaşadık. 2 kişi yan yana gelmeye korkuyordu. Sohbet halkaları olabiliyor muydu? Bütün manevi çalışmalara sekte vurulmuştu. Bütün bu vakıflarımız, derneklerimiz bugün özgürce bu faaliyetlerini yürütebiliyor. Ama bütün bunlara karşı siz devlete savaş açarsanız, devletin kurumlarını ele geçirmeye çalışırsanız, buna da kimse izin vermez.'

- 'Üsküdar'da hemen hemen el atılmadık bir yer kalmadı'

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de Üsküdar'ın İstanbul'un tarihi ve vakıf eserleri açısından zengin bir ilçesi olduğuna değinerek, 'Bu dönemde Üsküdar'da hemen hemen el atılmadık bir yer kalmadı. Restorasyonu devam eden, bu sene içerisinde restorasyon programına aldığımız işleri inanıyorum ki kısa zamanda tamamlayacağız' diye konuştu.

Türkiye çapında 4 bin 500 eserin restorasyonunun gerçekleştirildiğini kaydeden Ertem, 'Her yıl 250 civarında şantiyemiz Türkiye genelinde mevcut. Osmanlı'nın ayak izlerinin olduğu yerlerde de vakıf menşeli bütün eserlerin ayağa kaldırılması noktasında gayret sarf ediyoruz' dedi.

Arslanbey Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve AK Parti Isparta Milletvekili Said Yüce ise İstanbul'un yanı sıra Türkiye'nin her yerinde, Balkanlar'da, Kafkaslar'da vakıf eserlerinin ihya edildiğini anlatırken, 'Ecdadımızın ruhunu ve maneviyatını hoş edecek, onların bize yadigar bıraktığı bu eserleri manasına ve ruhuna uygun olarak kullanmayı Cenab-ı Hak bize nasip etti' ifadelerini kullandı.

- Üsküdar Kartal Baba Camisi

Kaynaklarda 'Kartal Ahmet Efendi', 'Şeyh Ahmed Kartal' ve 'Şeyh Kartal' adlarıyla anılan tekkenin ilk kurucusu Şeyh Ahmet Efendi olarak bilinirken, tekkenin 18. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.

Kare planlı olarak yığma taştan inşa edilen yapı, 1878'de Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın cariyelerinden La'l-ter Hanım tarafından onarıldı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından projeleri çizdirilen Kartal Baba Camisi, şeyh dairesi ve hazinenin restorasyonu Üsküdar Belediyesi tarafından il özel idare eski eser kaynak fonu aktarılması sağlanarak, 3 milyon 352 bin 888 lira harcanarak tamamlandı. Cami parseli içinde yeni yapılan bina için Arslanbey Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yaklaşık 5 milyon 500 bin lira harcandı.
Kaynak: AA