Orman Yangınlarına Karşı 40 Bin Kişilik 'Ordu'
Orman Genel Müdürü Üzmez: 'Yaklaşan yaz aylarında ormanlarımızda çıkacak en ufak yangını söndürmek için 40 bin kişilik bir ordumuzla iş başındayız' 'Senede 500 milyon ton toprak deniz ve göllere akarken yaptığımız çalışmayla bu rakamı 168 milyon tona düşürdük. İnşallah 2023'de 140 milyon tona düşürmeyi hedefliyoruz'
MUHAMMED BOZTEPE - Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez, yaklaşan yaz aylarında ormanlarda çıkacak en ufak bir yangını söndürmek için 40 bin kişilik bir 'ordu' ile iş başında olduklarını bildirdi.
Üçüncü Geleneksel Ağaçlandırma Bayramı etkinliği için geldiği Konya'da AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Üzmez, Orman Teşkilatının 7 gün 24 saat çalışan, ormanları koruyan ve bu konuda şehit veren bir kurum olduğunu anımsattı.
Türkiye Akdeniz coğrafyasında yer aldığı için yaz aylarının sıcak ve kurak geçtiğini anımsatan Üzmez, bu durumun ormanlar için çok tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Üzmez, yaz aylarında sıcaklığın 45-50 dereceleri bulduğu zamanlarda ormanların 'çıra' gibi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Bu bakımdan hazirandan ekim ayı sonuna kadar, gece-gündüz 24 saat teyakkuz halindeyiz. Yaklaşan yaz aylarında ormanlarımızda çıkacak en ufak yangını söndürmek için 40 bin kişilik bir ordumuzla iş başındayız. Vatandaşlarımıza bir mesaj da vermek istiyorum, ormanlarımızı seviniz ve koruyunuz ancak korumak kuru kuru olmaz. Yaptığımız faaliyetlerde kazara ormanlara zarar verebiliyoruz. Çiftçilerimiz anız, belediyelerimiz çöp ve piknikçilerimiz ateş yakıyor. Kısa bir zevk için yakılan bir ateşin 100 yıllık bir ormanı 100 dakikada yakabileceğini düşünerek çok daha tedbirli olmalarını istiyoruz.'
- Alo 177 yangın ihbar hattı
Vatandaşların orman yangınlarını ihbar etmek için ücretsiz Alo 177 hattını aramalarını isteyen Üzmez, 'İlk doğum tarihlerini, ikinci de bu numarayı bilsinler. Alo 177, orman yangını görüldüğünde 7 gün 24 saat bize ulaşılabilecek numara. Bizim gözümüz ve kulağımız olun. Yangında başarının sırrı erken müdahaledir. Ne kadar erken müdahale edersek o kadar başarılı oluruz' dedi.
Üzmez, yılda bir Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağın erozyonla denizlere akıp gittiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
'Ağaçlandırma, yeşillendirme ve teras yaparak erozyona karşı çok büyük önlemler alabileceğimizi düşünüyorum. Senede 500 milyon ton toprak deniz ve göllere akarken yaptığımız çalışmayla bu rakamı 168 milyon tona düşürdük. İnşallah 2023'de 140 milyon tona düşürmeyi hedefliyoruz. Kanla elde edilen vatanımızın bu topraklarını kolay kolay kaybetmeyi düşünmüyoruz.'
- 'Devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyoruz'
Üzmez, Türkiye'de son 15 yılda yapılan büyük ağaçlandırmalarla yılda yaklaşık 250 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını aktardı.
Yeşile gereken önemi verdiklerine dikkati çeken Üzmez, şöyle konuştu:
'Türkiye öyle bir noktadaki tam çölle yeşilin geçiş noktasındayız. Türkiye'de Rize gibi yıllık 2 bin 500 milimetre yağış alan yer olduğu gibi, Konya Karapınar ve Şanlıurfa Ceylanpınar gibi çöl ikliminin olduğu yerler de var. Tam hassas bir noktadayız. Bizim çalışmalarımızda daha çok emek, hassasiyet ve koruyucu ruh olmalı. Yeşil alanları artıralım çünkü iklimler değişiyor. Dünya hızla kuraklığa ve ısınmaya doğru gidiyor. Bunun için mücadele yöntemi ağaç dikmektir. Hatta yeni politikamızla ceviz, badem, ıhlamur ve kestane gibi ağaçları dikiyoruz ki orada oturan köylülerimize ekonomik katkı da sağlasın. Baksın, korusun ve onu da sahiplensin. Bu 'halkla beraber olmak' demektir. Biz devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyor ve kırsal kalkınmanın lokomotifi oluyoruz.'
Kaynak: AA
Üçüncü Geleneksel Ağaçlandırma Bayramı etkinliği için geldiği Konya'da AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Üzmez, Orman Teşkilatının 7 gün 24 saat çalışan, ormanları koruyan ve bu konuda şehit veren bir kurum olduğunu anımsattı.
Türkiye Akdeniz coğrafyasında yer aldığı için yaz aylarının sıcak ve kurak geçtiğini anımsatan Üzmez, bu durumun ormanlar için çok tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Üzmez, yaz aylarında sıcaklığın 45-50 dereceleri bulduğu zamanlarda ormanların 'çıra' gibi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Bu bakımdan hazirandan ekim ayı sonuna kadar, gece-gündüz 24 saat teyakkuz halindeyiz. Yaklaşan yaz aylarında ormanlarımızda çıkacak en ufak yangını söndürmek için 40 bin kişilik bir ordumuzla iş başındayız. Vatandaşlarımıza bir mesaj da vermek istiyorum, ormanlarımızı seviniz ve koruyunuz ancak korumak kuru kuru olmaz. Yaptığımız faaliyetlerde kazara ormanlara zarar verebiliyoruz. Çiftçilerimiz anız, belediyelerimiz çöp ve piknikçilerimiz ateş yakıyor. Kısa bir zevk için yakılan bir ateşin 100 yıllık bir ormanı 100 dakikada yakabileceğini düşünerek çok daha tedbirli olmalarını istiyoruz.'
- Alo 177 yangın ihbar hattı
Vatandaşların orman yangınlarını ihbar etmek için ücretsiz Alo 177 hattını aramalarını isteyen Üzmez, 'İlk doğum tarihlerini, ikinci de bu numarayı bilsinler. Alo 177, orman yangını görüldüğünde 7 gün 24 saat bize ulaşılabilecek numara. Bizim gözümüz ve kulağımız olun. Yangında başarının sırrı erken müdahaledir. Ne kadar erken müdahale edersek o kadar başarılı oluruz' dedi.
Üzmez, yılda bir Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağın erozyonla denizlere akıp gittiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
'Ağaçlandırma, yeşillendirme ve teras yaparak erozyona karşı çok büyük önlemler alabileceğimizi düşünüyorum. Senede 500 milyon ton toprak deniz ve göllere akarken yaptığımız çalışmayla bu rakamı 168 milyon tona düşürdük. İnşallah 2023'de 140 milyon tona düşürmeyi hedefliyoruz. Kanla elde edilen vatanımızın bu topraklarını kolay kolay kaybetmeyi düşünmüyoruz.'
- 'Devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyoruz'
Üzmez, Türkiye'de son 15 yılda yapılan büyük ağaçlandırmalarla yılda yaklaşık 250 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını aktardı.
Yeşile gereken önemi verdiklerine dikkati çeken Üzmez, şöyle konuştu:
'Türkiye öyle bir noktadaki tam çölle yeşilin geçiş noktasındayız. Türkiye'de Rize gibi yıllık 2 bin 500 milimetre yağış alan yer olduğu gibi, Konya Karapınar ve Şanlıurfa Ceylanpınar gibi çöl ikliminin olduğu yerler de var. Tam hassas bir noktadayız. Bizim çalışmalarımızda daha çok emek, hassasiyet ve koruyucu ruh olmalı. Yeşil alanları artıralım çünkü iklimler değişiyor. Dünya hızla kuraklığa ve ısınmaya doğru gidiyor. Bunun için mücadele yöntemi ağaç dikmektir. Hatta yeni politikamızla ceviz, badem, ıhlamur ve kestane gibi ağaçları dikiyoruz ki orada oturan köylülerimize ekonomik katkı da sağlasın. Baksın, korusun ve onu da sahiplensin. Bu 'halkla beraber olmak' demektir. Biz devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyor ve kırsal kalkınmanın lokomotifi oluyoruz.'