Ünlü İş Adamının Eşi Ve Oğluna Hapis

İstanbul Kağıthane’deki bir depoda 261 tarihi eseri satmak amacıyla sakladıkları iddia edilen merhum iş adamı Mehmet Salih Tatlıcı’nın ikinci eşi Nurten Tatlıcı ile oğlu Uğur Tatlıcı 1’er yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ünlü İş Adamının Eşi Ve Oğluna Hapis
İstanbul 35’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklardan Nurten Tatlıcı, Uğur Tatlıcı, Bülent Gültekin ve Ertune Biter suçlamaları reddederek beraatlerini talep etti.

Sanık Murat Yüce savunmasında Nurten Tatlıcı ve Uğur Tatlıcı’nın talimatıyla şirketin fabrikalarından birine gizli bir oda yapıldığını ve orada şamdanlar, saatler, bronz heykeller, tablolar ve hatta padişah fermanı bile olduğunu öğrendiğini öne sürdü.

Sanık Uğur Yüce ise, “Birçok tarihi eser merhum M. Salih Bey vefat edince iki minibüse yüklendi ve önce Beykoz Konakları’na gönderildi. Sonra bunlar bu gizli odada çıktı. Tarihi eserler yakalanıncaya kadar bunların niçin burada gizlendiğini bilmiyordum” diye konuştu.

6 yıl süren yargılamanın ardından davayı karara bağlayan mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı.

Mahkeme, 5 sanığın da suçlu olduğuna hükmederek tarihi eserleri ellerinde bulunduran sanıkların suçunun sabit olduğunu belirtti.



ANNE OĞULA HAPİS CEZASI

Mahkeme, Nurten Tatlıcı ile Uğur Tatlıcı’yı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet suçundan 1’er yıl 8’er ay hapis ve 16 bin 660 lira para cezasına çarptırdı. Diğer 3 sanığı ise 10’ar ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmederek cezaları erteledi.

SALİH TATLICI’NIN VEFATININ ARDINDAN OĞULLARI SAVCILIĞA BAŞVURDU

Türkiye’nin sayılı zenginleri arasında gösterilen Mehmet Salih Tatlıcı’nın 2009 yılında vefat etmesinin ardından büyük oğlu Mehmet Tatlıcı ile kardeşi Ahmet Tatlıcı savcılığa şikayette bulunmuştu. Tatlıcı Kardeşler, babalarına ait ev, iş yeri ve şirket depolarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarından sayılan toplam 261 eser bulunduğunu ve bu eserlerin müze müdürlüklerine kayıtlı olmadığını belirtmişlerdi.

İLK EŞTEN OLAN ÇOCUKLAR ÜVEY ANNELERİNİ ŞİKAYET ETTİLER

Vefat eden babalarının izinli bir koleksiyoner olmadığını şikayet dilekçelerinde belirten iki kardeş, bu eserlerin üvey anne Nurten Tatlıcı ile üvey kardeşleri Uğur Tatlıcı tarafından Kağıthane’de bir sanayi şirketinin deposunda saklanmış olabileceğini ihbar etmişti. Şikayetçi Mehmet Tatlıcı 261 eserin fotoğraflarını da savcılığa sunmuştu. Fotoğraflar üzerinde yapılan incelemede 261 eserden 72’sinin tarihi eser kapsamında olduğu ve müzeye kayıtlı olması gerektiği anlaşılmıştı.

261 ESERİN ÇOĞU BULUNAMAMIŞTI

Bunun üzerine mahkeme kararıyla söz konusu sanayi şirketinde yapılan aramada 72 adet eserden 51’ine ve 7 adet ahşap mobilyaya el konulmuştu. Bu arada Uğur Tatlıcı 9 Kasım 2009 günü 20 tarihi eseri müzeye teslim etmişti. Topkapı Müze Müdürlüğü yetkilileri, aramalarda ele geçen ve kendilerine teslim edilen eserlerle ilgili iki ayrı rapor hazırlamıştı. İki raporda 18 ferman, 13 berat, 7 hüccet, 2 kaş kemerli ahşap pencere kapağı ve 7 ahşap mobilyadan 5’inin 2863 sayılı yasa kapsamında olduğu ve müzeye devredilmesi gerektiği belirtilmişti. Ancak şikayette belirtilen 261 eserden çoğu bulunamamıştı.

3’ER YIL HAPİS İSTEMİYLE DAVA AÇILMIŞTI

Bunun üzerine aramalarda ele geçen tarihi eserleri satmak üzere ellerinde bulundurdukları iddia edilen 5 sanığa, 2863 sayılı “Kültür ve Taibat Varlıkları Kanunu’na Muhalefet” suçlamasıyla 3’er yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

Kaynak: İHA