Çankaya Belediyesi Şizofreni Hastalarıyla Ele Ele Verdi

Toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik yaptığı çalışmalarla örnek olan Çankaya Belediyesi, Ankara Şizofreni ile Yaşama ve Destekleme Derneği ile ortak bir çalışmaya imza attı.

Verdiği çeşitli mesleki ve hobi kurslarıyla her yaştan ve her kesimden vatandaşın ikinci adresi Çankaya Evleri’nin Maltepe’deki adresinde Ankara Şizofreni ile Yaşama ve Destekleme Derneği üyeleri her Cuma günü bilgisayar eğitimi alıyor. Ortak çalışma, Dernek Başkanı Coşar Şarer’in talebi doğrultusunda gerçekleşti. Bilgisayar eğitmeni Emel Kılınç tarafından verilen eğitimde şizofren teşhisi konulan kursiyerlere temel kullanım, internet ve Microsoft Office dersleri veriliyor. Hastalıklarının bilincinde olan kursiyerleri ile hiç problem yaşamadığını dile getiren Kılınç, normalde 45 dakika sürmesi gereken dersi kapalı ortamda uzun süre kalamadıkları için 20 dakika ile sınırladıklarını söyledi.

Her Cuma saat 13.00-16.00 arası gerçekleştirilen kursa dernek üyesi 11 kursiyer katılıyor.

"ÖĞRENDİKÇE BEN DE MUTLU OLUYORUM"

Kursiyerlerden Serdar Erişti (39), hastalığının 22 yaşında baş gösterdiğini, teşhisin ise 28 yaşında konulduğunu söyleyerek, “Turizm Otelcilik Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyken hastalığım başladı.

O dönemden bu yana ilaçla tedavi oluyorum. 4 yıl öncesinde de Ankara Şizofreni ile Yaşama ve Destekleme Derneği ile tanıştım. Çeşitli kurslarımız oluyor, Çankaya Belediyesi de bize burada bilgisayar eğitimi veriyor. Hastalığımdan dolayı malulen emekliyim. Ama çalışmak da istiyorum, bu nedenle bilgisayar kursunun iş bulmada yardımcı olacağını düşünüyorum. Kendimi dışarıdaki insandan farklı hissetmiyorum, çünkü ben de öğrendikçe mutlu oluyorum” dedi.

Alper Keçelioğlu (37) ise hastalığı ile ilgili diğer insanların duyduğu kaygıları anlayabildiklerini ancak kendilerine haksızlık yapıldığını ifade etti.

Keçelioğlu yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Üniversiteyi bitirdim, muhasebe ve avukatlık bürosunda çalıştım ama hastalığımdan dolayı bazı sıkıntılar yaşadım. Şimdi malulen emekli olmayı bekliyorum. Sonuçta bizler hastalığının farkında olan insanlarız. Ama hastalığımıza ilişkin yanlış bir kanı var. Şizofren kelimesi ‘tehlikeli’ kelimesi ile eşit anlamda kullanılıyor. Eğer bir cinayet işlenmişse yapan kişinin anında şizofren olduğu iddia ediliyor. Raporu var mı yok mu araştırmaya bile ihtiyaç duymuyorlar. Bu önyargı bizi hem üzüyor hem de yaşamamızı güçleştiriyor. İnsanlar birbirlerine hakaret ederken bile ‘şizofrensin sen’ diyebiliyor. Bu duyduklarımız hastalığını kabullenen bizleri gerçekten incitiyor.”
Kaynak: İHA