Ankara'daki Terör Saldırısının En Küçük Mağduru Toprağa Verildi

Kızılay'daki bombalı saldırıda polis memuru eşiyle yaralanan 6 aylık hamile Songül Bektaş'ın karnında ölen bebeğinin cenazesi Çorum'un Alaca ilçesinde toprağa verildi Baba Bektaş: 'Terör bizim de başımıza geldi ama büyük bir devletimiz var, dirayetli liderlerimiz var. Gereği mutlaka yapılacaktır. Allah başka acılar yaşatmasın'

Ankara'daki terör saldırısında yaralanan polis memuru Muharrem Bektaş'ın 6 aylık hamile eşi Songül Yılmaz'ın karnında yaşamını yitiren bebeğinin cenazesi Çorum'un Alaca ilçesinde defnedildi.

Kızılay Güvenpark'taki terör saldırısında polis memuru eşi Muharrem Bektaş ile yaralanan 6 aylık hamile Songül Bektaş'ın tedavisi Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde devam ediyor.

Patlamada vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan ve karnındaki çocuğunu kaybeden Bektaş'ın bebeği, hastanedeki operasyonla alındı. Ankara Adli Tıp Kurumundaki otopsi işleminin ardından karayoluyla Çorum'un Alaca ilçesine bağlı Yeşilyurt köyüne getirilen bebeğin cenazesi, köy mezarlığında toprağa verildi.

Cenaze törenine Mamak'taki Yavuz Selim Polis Merkezi'nde görevli polis memuru baba Muharrem Bektaş, ailesi ve akrabalarının yanı sıra Alaca Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Üsteğmen Kurtuluş Dönük, İlçe Emniyet Müdürü Serdar Yakıcı, polis memurları ile vatandaşlar katıldı.

Baba Muharrem Bektaş, cenaze töreninin ardından köy okulunda taziyeleri kabul etti.

- 'Adını Elif koyacaktık'

Bektaş, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, patlama anını ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.

Yaklaşık 8 ay önce evlendiği eşiyle patlamanın olduğu pazar günü Güvenpark'ta vakit geçirdiklerini belirten Bektaş, şunları söyledi:

'Eşim çalışıyor, ben de polis memuruyum. Pazar günü hava çok güzeldi. Ayda bir kez pazar günü bir araya gelebiliyoruz. 'Kızılay'a gidelim' dedik. Güvenpark'taki bir bankın üzerinde oturduk. Caddeye yaklaşık 30 metre mesafedeydik, sohbet ediyorduk. O sırada caddede hızlı bir şekilde ilerleyen beyaz bir araba gördüm. Çevik kuvvete ait otobüsün sağa döndüğü sırada patlama meydana geldi. Gökyüzü alev gibi oldu, etraf mahşer yerine döndü. Hemen kendimi arka tarafa atıp, kafamı korudum. Eşim hala bankın üzerinde oturuyordu. Hemen kolundan çekip, yere düşürdüm ve üzerine kapandım. Boynuna ve koluna plastik parçaları saplanmıştı. Kanamayı durdurmaya çalıştım, başaramadım. Yağmur gibi üzerimize parçalar yağıyordu. Eşimin sırtına benim de başıma parçalar isabet etti. Ben birkaç sıyrıkla atlattım ama eşim kendini kaybetti. Hemen boynu kırılmasın diye başının altına çantasını koydum, ambulansı aradım. Allah razı olsun sağlıkçı arkadaşlar bir dakika içerisinde olay yerine geldiler. Kucağıma aldım kaldıramadım. Etraftan birkaç kişi yardım etti ve ambulansa kaldırdık.'

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan eşinin kalbinin iki kez durduğunu anlatan Bektaş, 'İki kez kalbi durdu, sonra yeniden çalıştırdılar. Altı aylık bebeğimiz vardı. Cinsiyetini de bilmiyorduk. Bebeği kaybettiğimizi bana sonradan söylediler. Sonra kız çocuğu olduğunu öğrendik. Biz de kız istiyorduk ama cinsiyetini bilmiyorduk. Eşime de söyledim kız olduğunu. Bebeğimiz kız olursa anneannesinin ismini, Elif koyacaktık' diye konuştu.

Eşinin tedavisinin yoğun bakımda sürdüğünü ifade eden Bektaş, eşine 16 ünite kan verildiğini ve durumunun iyiye gittiğini söyledi.

Bektaş, 'Terör bizim de başımıza geldi ama büyük bir devletimiz var, dirayetli liderlerimiz var. Gereği mutlaka yapılacaktır. Allah başka acılar yaşatmasın' dedi.

Kaynak: AA