Arjantin'de 'Akbaba Fonları' Tasarısına Yeşil Işık
Arjantin Temsilciler Meclisi, hükümetin 'akbaba fonları'na olan ülke borçlarının ödenmesi için hazırlanan anlaşma tasarısını onayladı.
Arjantin hükümetinin, 'akbaba fonları' olarak da nitelenen yıllardır ülke borçlarının yeniden yapılandırılmasına yanaşmayan kreditörlerle yapacağı anlaşma tasarısı Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi.
Tasarı için gerçekleştirilen özel oturumda 20 saat süren tartışmalar sonrasında 86'ya karşı 165 oyla hükümetin paketi onaylandı.
Tasarının kabulüyle birlikte “akbaba fonları” ile 15 yıldır süren hukuki ihtilaf ve dava sürecinin sona ermesi ihtimalinin güçlendiği belirtiliyor.
Senato’dan da onay alması gereken tasarının bu adımda daha katı bir muhalefetle karşılaşabileceği ifade ediliyor.
Şubat ayında Arjantin hükümeti, kreditörlerin 9 milyar dolarlık ödeme talebine karşı 6,5 milyar dolar önermişti.
Oylama öncesi hükümet, tasarının kabul edilmemesi halinde harcama kesintileri ve yüksek enflasyon sürecine yeniden dönülebileceği uyarısında bulunmuştu.
Devlet Başkanı Mauricio Macri, anlaşma tasarısının uluslararası yatırımcıların ülkeye dönüşü ve Arjantin’in uluslararası pazara yeniden entegrasyonu için elzem olduğunu belirtiyordu.
- Arjantin ile “akbaba fonları” arasında 15 yıldır süren ihtilaf
Ülke, 2001 yılındaki 95 milyar dolarlık borcunun temerrüte düşmesi sonrasında, kreditörler karşısında 10 yılı bulan bir dava süreciyle yüzleşmek durumunda kaldı.
2001 krizinden sonra ülkenin geçtiği zor süreçte tahvilleri ucuza alan ve borcun yeniden yapılandırma çabalarına da yanaşmayan bu fonlar, Arjantin yönetimi tarafından ülkenin borç sorunundan faydalanmakla suçlanıyordu.
New York Federal Bölge Mahkemesi 2012 yılında alacaklarının tümünü tahsil etmek isteyen kreditörler lehine verdiği kararla Arjantin’in küresel pazarlarla ilişkisini zora sokmuştu.
Kreditörlerle süren müzakerelerin 2014 yılında kesintiye uğraması, borcun %90’ını ödeme kapasitesini göstermesine rağmen Arjantin’i kısmi temerrüte düşürmüştü.
Bu nedenle ülkenin uluslararası kredi pazarına girişi de kısıtlanmıştı.
Ancak geçen yıl ağustos ayının sonunda New York Bölge İkinci İstinaf Mahkemesi'nin, ABD'deki bir mahkemenin tahvil sahibi alacaklıların, Arjantin'in 2002'den beri ödenmeyen borçlarından Arjantin Merkez Bankası'nı sorumlu tutabileceği yönünde aldığı kararını bozması da Arjantin'de zafer olarak görülmüştü.
Eylül ayında da Arjantin hükümeti tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na sunulan, alacaklıların eylemlerinin sınırlandırılması ve ülke borçlarının yeniden yapılandırılmasına dair tasarı onaylanmıştı.
Kabul edilen tasarının Arjantin'in ödenmeyen borçlarıyla ilgili kontrolü ele almasına imkan sağlayacağı belirtiliyordu.
Kasım ayındaki devlet başkanlığı seçimlerinden zaferle çıkan ve 10 Aralık’ta resmi olarak görevine başlayan Mauricio Macri ise “akbaba fonları” ile yeniden masaya oturacaklarını söyledi.
Seçim öncesinde de Wall Street’in favorisi ve kreditörlerle anlaşmaya en yakın isim olarak gösterilen Macri’nin, selefi Cristina Fernandez de Kirchner’in ekonomi politikalarına karşı reformcu tavrı bu algıyı güçlendiriyordu.
Kaynak: AA
Tasarı için gerçekleştirilen özel oturumda 20 saat süren tartışmalar sonrasında 86'ya karşı 165 oyla hükümetin paketi onaylandı.
Tasarının kabulüyle birlikte “akbaba fonları” ile 15 yıldır süren hukuki ihtilaf ve dava sürecinin sona ermesi ihtimalinin güçlendiği belirtiliyor.
Senato’dan da onay alması gereken tasarının bu adımda daha katı bir muhalefetle karşılaşabileceği ifade ediliyor.
Şubat ayında Arjantin hükümeti, kreditörlerin 9 milyar dolarlık ödeme talebine karşı 6,5 milyar dolar önermişti.
Oylama öncesi hükümet, tasarının kabul edilmemesi halinde harcama kesintileri ve yüksek enflasyon sürecine yeniden dönülebileceği uyarısında bulunmuştu.
Devlet Başkanı Mauricio Macri, anlaşma tasarısının uluslararası yatırımcıların ülkeye dönüşü ve Arjantin’in uluslararası pazara yeniden entegrasyonu için elzem olduğunu belirtiyordu.
- Arjantin ile “akbaba fonları” arasında 15 yıldır süren ihtilaf
Ülke, 2001 yılındaki 95 milyar dolarlık borcunun temerrüte düşmesi sonrasında, kreditörler karşısında 10 yılı bulan bir dava süreciyle yüzleşmek durumunda kaldı.
2001 krizinden sonra ülkenin geçtiği zor süreçte tahvilleri ucuza alan ve borcun yeniden yapılandırma çabalarına da yanaşmayan bu fonlar, Arjantin yönetimi tarafından ülkenin borç sorunundan faydalanmakla suçlanıyordu.
New York Federal Bölge Mahkemesi 2012 yılında alacaklarının tümünü tahsil etmek isteyen kreditörler lehine verdiği kararla Arjantin’in küresel pazarlarla ilişkisini zora sokmuştu.
Kreditörlerle süren müzakerelerin 2014 yılında kesintiye uğraması, borcun %90’ını ödeme kapasitesini göstermesine rağmen Arjantin’i kısmi temerrüte düşürmüştü.
Bu nedenle ülkenin uluslararası kredi pazarına girişi de kısıtlanmıştı.
Ancak geçen yıl ağustos ayının sonunda New York Bölge İkinci İstinaf Mahkemesi'nin, ABD'deki bir mahkemenin tahvil sahibi alacaklıların, Arjantin'in 2002'den beri ödenmeyen borçlarından Arjantin Merkez Bankası'nı sorumlu tutabileceği yönünde aldığı kararını bozması da Arjantin'de zafer olarak görülmüştü.
Eylül ayında da Arjantin hükümeti tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na sunulan, alacaklıların eylemlerinin sınırlandırılması ve ülke borçlarının yeniden yapılandırılmasına dair tasarı onaylanmıştı.
Kabul edilen tasarının Arjantin'in ödenmeyen borçlarıyla ilgili kontrolü ele almasına imkan sağlayacağı belirtiliyordu.
Kasım ayındaki devlet başkanlığı seçimlerinden zaferle çıkan ve 10 Aralık’ta resmi olarak görevine başlayan Mauricio Macri ise “akbaba fonları” ile yeniden masaya oturacaklarını söyledi.
Seçim öncesinde de Wall Street’in favorisi ve kreditörlerle anlaşmaya en yakın isim olarak gösterilen Macri’nin, selefi Cristina Fernandez de Kirchner’in ekonomi politikalarına karşı reformcu tavrı bu algıyı güçlendiriyordu.