Erdoğan, UNESCO'ya Seslendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşananlara ilişkin, "Binlerce yıllık kadim mirasa ev sahipliği yapan şehirler, kütüphaneler, ibadethaneler Suriye’de tamamen yıkılmış, harap olmuştur. Tabi sormak gerekiyor, UNESCO nerede?" dedi.

Erdoğan, UNESCO'ya Seslendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa ile gerçekleştirilen baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Carondelet Başkanlık Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi.

"Ekvador’u ziyaret eden ilk Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı" olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, 2012 yılında Correa’nın Türkiye’ye bir ziyaret yaptığını ve ziyarette Başbakan sıfatıyla kendisiyle görüştüğünü anımsattı.

"Ekvador’la diplomatik ilişkilerimizin 1950 yılında tesis edildiği düşünüldüğünde, esasen bu ziyaretler çok gecikmiş vaziyette" diyen Erdoğan, Corea ile yaptıkları baş başa ve heyetler arası görüşmelerde, gündemlerindeki tüm hususları ve bu konularda neler yapıldığı ve neler yapılabileceği konularını görüşme fırsatı bulduklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin hukuki alt yapısını güçlendirecek bazı anlaşmalara bugün bakanlarımız, yetkili arkadaşlarımız imzalarını atmış bulunuyorlar. Güvenlik İşbirliği Anlaşmasını, TİKA ve SETESİ İşbirliği Mutabakat Zaptını bugün imzalamış bulunuyoruz, DEİK ile Pro-Ekuador arasında İş Konseyi Kuruluş Anlaşması iş konseyinde ayrıca imzalanacak. Ayrıca ilişkilerimizin daha da derinleştirilmesi için atılabilecek yeni adımlar konusunda şubat ayı sonunda Ekonomi Bakanı ülkemizi ziyaret edecek ve ekonomi bakanlarımız kendi aralarında bu görüşmeleri yapmak suretiyle özellikle serbest ticaret anlaşması noktasında ne gibi adımlar atacağız, atmamız gerekir bunlar da Türkiye’de ayrıca görüşülecek" ifadelerini kullandı.

"BU İŞTE PRATİK OLMADAN ÇÖZÜM OLMUYOR"

Yaptıkları görüşmelerin en öncelikli konusunun, Kalkınma için Ticaret Anlaşması olduğunu vurgulayan Erdoğan, anlaşmaya yönelik müzakere sürecinin vakit kaybedilmeden sonuçlandırılması konusunda hem fikir olduklarını söyledi.

Erdoğan, "Değerli dostum Correa’nın pratik olması sebebiyle bir ortak yanımızın olduğunu da görmüş bulunuyorum. Bu da beni ayrıca sevindirdi. Çünkü bu işte pratik olmadan çözüm olmuyor ve biz bürokratik oligarşiye de özellikle bu işleri mahkum etmemiz gerekiyor. Çünkü bürokratik oligarşi kalkınmanın önündeki en büyük engeldir" diye konuştu.



"500 MİLYON DOLARA HATTA 1 MİLYAR DOLARA ÇIKARMANIN HESABINI YAPALIM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasında 119 milyon dolarlık ticaret hacmi bulunduğunu ve kendilerinin bunu çok küçük gördüklerini belirterek, "Görüşmemizde ’ilk etapta bunu bir 500 milyon dolara hatta hatta 1 milyar dolara çıkarmanın hesabını yapalım, adımlarını atalım bunun için de iş adamlarını bu konuda teşvik etmemiz gerekir’ dedik. İş adamlarımızın müşterek atacağı adımlar, hatta üçüncü ülkelerde atacakları adımlar inanıyorum ki Türkiye ile Ekvador’u çok daha farklı bir yere doğru sevk edecektir" dedi.

Ekvador’un kalkınan, gelişen ve altyapı yatırımlarına ağırlık veren bir ülke olduğuna işaret eden Erdoğan, "Ülke olarak Ekvador’un bu kalkınma hamlelerini yakından ve ilgiyle takip ediyoruz. Müteahhitlik sektörü, ülkemizin en güçlü ve en başarılı olduğu alanların başında geliyor. Dünyada Çin’den sonra müteahhitlik sektöründe ikinci sıradayız. Türk müteahhitlerinin bu başarısı burada da atılacak bir çok adımlarda da inanıyorum ki takdire şayan olacaktır. Firmalarımız, bu engin birikimlerini Ekvador’un da hizmetine sunmayı arzu ediyor" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomi Bakanlığı’nın önümüzdeki aylarda işbirliği fırsatlarını ele almak üzere, Türkiye Müteahhitler Birliği’nden firma temsilcileri ile Ekvador, Kolombiya ve Peru’ya bir ziyaret düzenleyeceğini kaydetti.

Erdoğan, bu ziyaretin yeni işbirliği projelerine vesile olacağına inandığını kaydetti.

Görüşmede bölgesel ve küresel konuları da ele aldıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin sancılı ve meşakkatli bir dönemden geçtiğine işaret etti.

SURİYE KRİZİ

"Suriye krizi, yakın tarihin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük insani trajedisine yol açmış durumda" diyen Erdoğan, Türkiye’de sadece Suriye’den gelen mülteci sayısının 2 milyon 700 bin rakamına ulaştığını, dünyada bu kadar mülteciyi ağırlayan bir başka ülke bulunmadığını vurguladı.

Cenevre görüşmelerinin 25 Şubat’a ertelendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bugün buradan ben de düşüncelerimi dünyayla paylaşmak istiyorum. Bu görüşmeler devam ederken Suriye halkına yönelik hava bombardımanları ve saldırılar devam ediyordu. Son olarak Halep’e yönelik saldırılar neticesinde binlerce sivil Türkiye’ye doğru hareke geçti. Avrupalı dostlarımız bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Suriye’de bunlar yaşanırken soruyorum ben, bu akım nasıl durdurulacak? Rusya, rejim ağır bombardımanlar altında bu insanları tutarken bu insanların oradan kaçmaktan başka bir çözümü olabilir mi? Bu insanlar nereye gidecekler? Müzakerelerin netice vermesi için bu saldırıların derhal durdurulması gerekmiyor mu? Bu saldırıları durduramayan dünya bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Mantıkla bağdaşmayan, hiçbir stratejide yeri olmayan böyle bir anlayış olabilir mi? Önce bunu çözmemiz gerekir. Şu anda Cenevre Anlaşması durdu. Şimdi soruyorum, Cenevre’den ümidi olan var mı? Tabii ki muhalefet böyle bir yaklaşıma, böyle bir anlayışa olumlu yaklaşmayacaktır. Burada oynanan oyuna, kurulan tuzağa da muhalefet gelmeyecektir."

Suriye’de 400 bin insanın hayatını kaybettiğini 5 milyon insanı ise ülke dışında olduğunu belirten Erdoğan, "2 milyon 700 bini bizde, ikinci sırada Lübnan var, üçüncü sırada Ürdün var. Bunun dışında Irak var, Mısır var. Şuanda dünyanın destek vermeden Türkiye’de biz yaptığımız harcamayla 9 milyar doları aşmış vaziyetteyiz. Bu milli bütçeden yaptığımız harcama. Belediyelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın yaptığı harcamayı söylemiyorum. Tüm bunları biz yaparken, bu harcamaları milli bütçeden oraya ayırırken bize Birleşmiş Milletler’den (BM) gelen destek ne biliyor musunuz? 455 milyon dolar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Konseyi’nin geldiği nokta budur, bizim attığımız adım budur" şeklinde konuştu.



"BİZİM CANIMIZ YANIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Binlerce yıllık kadim mirasa ev sahipliği yapan şehirler, kütüphaneler, ibadethaneler Suriye’de tamamen yıkılmış, harap olmuştur. Tabi sormak gerekiyor, UNESCO nerede? Bütün bunlara karşı tavır takınmanız gerekmiyor mu? Tarih yok oluyor, kültür yok oluyor, insanları zaten söyledim. Bütün bunlar karşısında yeri geldiği zaman bir kaza, bir ördeğe petrol yığınları arasında ölüyor diye kıyamet koparanlar, dünyayı ayağa kaldıranlar, 400 bin insanın öldüğü Suriye’de ses çıkarmıyorlar. Aynı şekilde bütün bu tarihi miraslar gidiyor, ses çıkarmıyorlar. Bizim canımız yanıyor. Çünkü biz damdan düştük. 2 milyon 700 bin insan şu an bizde misafir" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce BM Mülteciler Yüksek Konseyi Başkanı Gutierrez’in Türkiye’deki bir çadırkenti ziyaretinde sarf ettiği, "Ben dünyada bu kadar modern bir kamp hiçbir yerde görmedim" sözlerini hatırlatan Erdoğan, "İki tür kampımız var, bir çadırkentler, iki konteynerkentler. Buralarda ağırlıyoruz bu insanları. Bunların sayısı 280 bin. Ayrıca ülkenin tüm şehirlerine dağılmış olan mülteciler var. Onlar da o şehirlerde belediyeler, STK’lar veya kiraladıkları evlerde kalıyorlar. Ve biz bu insanların diline, dinine, ırkına bakmadan bunları ülkemizde ağırlıyoruz" dedi.



CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN CORREA’YA DAVET

Mayıs ayında ilk defa İstanbul’da düzenlenecek Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesi’ne, "Ekvador gibi insani krizlere hassasiyetle temayüz etmiş bir ülkenin en üst düzeyde katılımını beklediklerini" dile getiren Erdoğan, şunlar söyledi:

"Değerli dostum Correa’dan da bunun sözünü aldım, inşallah İstanbul’da beraber olacağız. Bu zirveyi beraber değerlendireceğiz. Ayrıca dünyada en çok canlı türünü barındıran Galapagos Adaları’na sahip Ekvador’un EXPO Botanik 2016’ya katılmasını da arzu ediyoruz. Birlikte bunları yürütelim. Dünya turizminden Ekvador-Türkiye işbirliğini de bu atılacak adımlarla beraber geliştirmemiz mümkün. Bu noktada istiyoruz ki EXPO 2016, Antalya’da özellikle kesme çiçek noktasında ve türler noktasında büyük bir zenginliğe sahip Ekvador’un da orada bir bölümünün olması... Çünkü bu geçici değil kalıcı bir botanik fuarı ve orada gelen bütün turistler, oraya geldikleri zaman Ekvador’un bütün çeşitlerini orada görmeleri, inanıyorum ki Ekvador’u tanıma noktasında da büyük bir fırsat tanıyacaktır. Biz de bu yıl Ekvador’da düzenlenecek HABİTAT Toplantısı’na üst düzey katılım sağlayacağız. Bunu da özellikle burada ifade ediyorum. Başkan Correa’ya ülkenizin SELAC dönem başkanlığı sırasında gösterdiği başarılı liderlikten ötürü tebriklerimi sundum, sunuyorum. SELAC ile ilişkilerimizi daha da güçlendirme noktasında Ekvador’un desteğini bekliyoruz."

ERDOĞAN’DAN İSPANYOLCA TEŞEKKÜR

"Türkiye, Latin Amerika bölgesine stratejik açıdan yaklaşmaktadır" diyen Erdoğan, "Bölgede Brezilya ve Meksika olmak üzere iki stratejik ortağımız var. 2009 yılından bu yana bölgedeki dış temsilcilik sayımızı iki kattan fazla artırarak 14’e çıkardık. Şili ile mevcut serbest ticaret anlaşmamıza ilaveten Ekvador, Peru, Kolombiya ve Meksika ile müzakere yürütüyoruz. SİKA ile de bir blok halinde müzakerelere başlamayı teklif ettik. Bölgeyle olan ilişkilerimizi daha da geliştirmek için Orta Amerika Entegrasyon Sistemi, Amerika Devletler Örgütü, Karayip Devletler Birliği ve Pasific İttifakı gibi bölgesel örgütlere gözlemci üye olduk. Meksika 2015 yılında açtığımız ve Kolombiya’da yakında faaliyete açacağımız TİKA ofislerimizle kalkınma konusunda işbirliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Türk Hava Yolları’nın bölgede önemli noktalara doğrudan uçuşlar yapmasını planlıyoruz. Önümüzdeki dönemin ilişkilerimizin sağlam temeller üzerinde yükseldiği, adeta altın çağını yaşadığı bir süreç olacağına inanıyorum. Değerli dostum Correa’ya, şahsıma, heyetime ve iş adamlarımıza gösterdiği misafirperverlikten ötürü özellikle teşekkür ediyorum. Bu vesileyle tüm Ekvador halkına selam, sevgi ve saygılarımı iletiyorum" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sözlerini İspanyolca "Teşekkür ederim" anlamına gelen, "Muchas gracias" diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: İHA