Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanvekili Selvi Açıklaması

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanvekili Latif Selvi, “Türkiye’nin yakın tarihinde siyasal ve sosyoekonomik bakımdan en acımasız sonuçlar doğuran olaylardan biri olan ‘28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden 19. yıl geçtiğini belirterek "Siyasi geçmişimizde ve literatürümüzde eşsiz acı ve zulüm karşılığıyla yer alan 28 Şubat, aklımızı, ruhumuzu donduran soğuğuyla hatırlanacaktır” dedi.

Selvi, yaptığı açıklamada, 28 Şubat’ın, "asıl operasyon merkezi dışarıda olan odakların hainlik ve alçaklıkta sınır tanımayan ahlaksız, acımasız, duygusuz yerli iş birlikçileri aracılığıyla millet iradesine yapılan iğrenç bir darbe" olduğunu belirterek Çünkü millete kurulan tuzak, yapılan komplo ve kuşatma doğrudan maddi-manevi varlığımızı, ilim ve irfanımızı, ahlâk ve maneviyatımızı, yaşama tarzımızı hedef almıştır" diye konuştu.

Devletin ve milletin ülkenin, tüm hatlardan uçuruma itildiğini vurgulayan Selvi, halk iradesiyle iktidar olamayanların, 60, 71 ve 80 darbelerinde olduğu gibi, kirli planlarını uygulamak için yönetimi silah zoruyla gasp etme yolunu denediğini, emellerine ulaşmada bir ölçüde başarılı da olduklarını kaydetti.

Selvi, Atatürkçülük, ilericilik, çağdaşlık yalanı ve perdesi arkasından sürdürdükleri planlarıyla bir şekilde halkı susturup, siyasetçileri sindirerek ülkeyi yağmaladıklarını kaydetti.

28 Şubat süreciyle, milletin özgür iradesinin iş başına getirdiği 54. Hükümetin, irtica gibi kaba, sıradan, gülünç bir gerekçe ve militarist baskıyla görevden uzaklaştırıldığını vurgulayan Selvi, sözlerine şöyle devam etti:

"Denk bütçe, havuz sistemi, değişen pozisyonlara göre emekçi ve emeklilere yüzde 100’lerden yüzde 300’e varan zam, yatırım programları gibi konularda hızlı atılımlar yapılıyorken önü kesilen Türkiye, hızla siyasi, ekonomik kriz ortamına sokulmuş, kısa zamanda bankaların içi boşaltılmış, çalışanların maaşını bile ödeyemeyecek duruma gelmesi gibi sebeplerle IMF’den borç ve kredi istemek durumunda bırakılmıştır. Kimi yüksek rütbeli paşalar, batırılan ya da hortumlanan bankaların, holdinglerin yönetim kurullarında yüklü maaşla istihdam edilmiş, yerli sermaye hızla yurt dışına çıkmaya başlamış; ekonomi, para, faiz, döviz, enflasyon ve zam sarmalında savrulmuş, reel anlamda yüzde 100’leri aşan devalüasyonla ülke zenginliği bir gecede yarıya inmiştir. Gecelik yüzde 7500’e varan faiz oranları, hızla artan ve toplanan tüm vergi gelirler ödense bile karşılanamayan borç stokları, bunaltan zamlar, üretimde ve piyasalarda durgunluk, iflaslar, esnaf yürüyüşleri, Türkiye’nin peş peşe ortalama yüzde 10 seviyelerinde küçülmesi, tamtakır bırakılan hazine... Bütün bu olanlar ‘Çağdaş Türkiye’ göz boyamasıyla yapılan 28 Şubat askeri vesayet rejiminin sonuçlarından sadece birkaçı."

Siyasi, sosyal, kültürel alanda yapılan tahribatın daha derin ve yıkıcı olduğuna dikkat çeken Selvi, şunları kaydetti:

"Hükümet düşürülmüş, siyasi partiler kapatılmış, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan başta olmak üzere, birçok siyasetçinin siyaset yapması yasaklanmış, hâkim ve savcılar hizaya sokulmuş, andıçlarla gazeteciler, yazarlar fişlenmiş, gazetelerin haber ve manşetleri darbe karargâhında üretilmiştir. Batı Çalışma Grubu ile gerçek bir toplum mühendisliği yapılmış, oluşturulan algılarla toplum yönetilmek ve yönlendirilmek istenmiştir. İnsanlar hedef gösterilmiş, faili meçhuller artmış, kılık ve kıyafete yönelik yasaklarla genç kızların eğitim umudu turnikelere sıkıştırılmış, namaz ve oruç gibi doğrudan İslâmi hayatın asıl ritüellerine izin verilmemiş, bu gerekçelerle insanlar işlerinden, okullarından sorgusuz sualsiz atılmış, kazanılmış hakları gasp edilmiş, Kur’an kursları kapatılmış, yaş sınırlamasıyla hafızlık çalışmaları fiilen imkânsız hale getirilmiş, daha da önemlisi, kesintisiz sekiz yıllık zorunlu eğitime ve korkunç haksızlıklara yol açacak katsayı uygulamasına geçilerek, imam hatipler ve meslek liseleri neredeyse bütünüyle kapanacak duruma getirilmiştir."

Yüz binlerce insanımızı mağdur eden 28 Şubat postmodern darbesinin, her eve ateş, her göze yaş düşürdüğünü anlatan Selvi, şunları söyledi:

"Milletin, servetinden de önce umudu, hayali, amacı çalınmıştır. Ve bu çağdaş Türkiye tablosunun bin yıl süreceği söylenmiştir. Yaşanan bunca kâbus ve kaos, yapanlar için sevinç ve mutluluk kaynağı olabilmiştir. Onun için, söz konusu süreçte zulüm yapanları, bedel ödetenleri, insanların umutlarını çalanları, haklarını gasp edenleri hiçbir zaman unutmayacak ve unutturmayacağız.

İnanç ve özgürlüğü temel karakter edinmiş milletimizin sabır ve kararlılıkla gösterdiği direnç sonrasında, bin yıl sürmesi planlanan kuşatma, daha on yıl bile geçmeden paramparça olmuş, planlar, yapanların başına geçirilmiştir.

Bütün acı tecrübelere, yıkımlara rağmen bugün bile aynı jakobenliğin değişik versiyonlarını sahneleme heveslilerinin olması demokratik kazanımlar adına talihsizliktir. Bazı siyasetçilerin ve aydınların hâlâ darbeleri iyi ve kötü diye ayırma bahtsızlığından zihnini kurtaramadıklarını gözlemlemek üzücüdür. Oysa darbe, anayasal suçtur. Millet iradesine haksızlıktır, zulümdür. İrademize sahip çıkmak, teslim olmamanın, özgür kalmanın ve kendimize saygının ilk aşamasıdır. İradesinin çalınmasına göz yuman toplum, haksızlıklardan yakınma imkânını kendi eli ve isteğiyle terk etmiş demektir. Bu vesileyle bir kez daha, ne olursa olsun, demokratik kazanımlardan taviz vermemek gerektiğini değere dönüştürmek durumdayız."

Gelinen noktada, demokratik, sivil ve özgürlükçü yeni anayasanın daha fazla zaman geçirilmeden yapılmasının elzem olduğunu kaydeden Selvi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çerçevesini temel insan hak ve özgürlüklerinin çizdiği, ideolojik ön kabullerden arındırılmış, en geniş toplumsal uzlaşmayı temsil edecek ve bireyin devlete karşı özgürlüklerinin genişletilmesini sağlayacak yeni bir anayasa yazılmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, milletimizin ve ülkemizin gelişmesini ve kalkınmasını geciktiren, her alanda mağduriyet ve travmalara neden olan 28 Şubat sürecinde rol alanları kınıyor, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri, masum insanlara zulmedenleri lanetliyor; her konuda evrensel standartlara ulaşmış bir ülke ve gelecek diliyoruz."
Kaynak: İHA