Burdurlu Ülkücüler, Hocalı'yı Unutturmadı

Burdur Ülkü Ocakları İl Başkanlığı tarafından Hocalı Katliamı’nın delilleri niteliğini taşıyan fotoğraflar Burdur Cumhuriyet Meydanı’nda sergilendi.

Burdurlu Ülkücüler, Hocalı'yı Unutturmadı
Hocalı Katliamı’nın son Türk Soykırımı olduğunu ve asla unutturmayacaklarını vurgulayan Burdur Ülkü Ocakları İl Başkanı Hakan Demirci, “Azerbaycan’ın Hocalı Kasabası’nda 26 Şubat 1992 tarihinde gece saatlerinde Ermeni silahlı kuvvetleri, bölgedeki 366. Rus Alayı’nın da yardımıyla uzun zamandır ablukaya aldıkları Hocalı kasabasında 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi öldürmüş, 487 kişiyi de ağır yaralamıştır. Bu katliamda 1275 kişi rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. İşgal altındaki Dağlık Karabağ’ın en önemli mevkiinde yer alan Hocalı’da yapılan soykırım sonrasında, 7 aile bütün fertleri ile öldürülürken, 27 ailenin ise sadece 1 ferdi hayatta kalmıştır” dedi.

Hocalı Katliamı’nı anlatan Gazeteci Daud Kheriyan’ın katliam gecesi yaşananları kaleme aldığı sözlerine dikkat çeken Başkan Demirci, “Hocalı Soykırımında yer alan gazeteci Daud Kheriyan, katliam gecesi yaşananları Haçın Hatırı İçin isimli kitabında şu satırları aktarmaktadır; “Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü, 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kıoz çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı, yüzü morarmıştı, soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çoz az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sirada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi, yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için devam ettiler” Daud Kheriyan gibi Hocalı soykırımına katılan benzer şekilde Ermeni Doktor Zori Balayan da ‘Ruhumuzun Canlanması’ isimli kitabında yaptıkları katliamı bütün insanı değerlerden yoksun olduklarını haykırırcasına utanmadan şu sözleri anlatmıştır, “13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Başından, sinesinden ve karnından derisini yüzdüm. Saate baktım, Türk Çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü. Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Ruhum halkımın yüzde birinin intikamını aldığım için sevinçten gurulandı. Akşam aynı şeyi 3 Türk çocuğuna daha yaptık” Tüm bu gerçeklere rağmen sözde ‘medeni batılı’ ülkelerin büyük bir kısmı bu vahşete gözlerini kapamış, Ermenistan’a bu konuda ciddi baskı kurmaktan kaçınmışlardır. Türkiye’yi yıllardır sözde soykırım iddiaları ile zor durumda bırakmaya çalışan batılı ülkeler, 24 yıl geçmesine rağmen faili belli, mağduru belli, görüntüleri çekilmiş, tanıkları halen hayatta olan Hocalı Soykırımı’nı halen görmezden gelmektedirler. Ancak bugüne kadar 9 ülkü ve örgütün, Hocalı’da yaşananları soykırım olarak değerlendirmesi ve ABD’nin 13 eyaletinin ise katliam olarak kabul etmesi geleceği yönelik umutları artırmaktadır. Ne yazık ki Hocalı ne Türkiye’de ne de diğer Türk Cumhuriyetlerinde halen soykırım olarak tanınmamaktadır. Bu vesile ile Burdur Ülkü Ocakları olarak, Hocalı’da şehit edilen tüm soydaşlarımızı ve bu soykırımın dünyaya tanınmasından büyük emeği geçen ve Ermeniler tarafından şehir edilen Gazeteci Cengiz Mustafayev’i saygı ve rahmetle anıyoruz” diye konuştu.

Kaynak: İHA