'Gençlerin Mihmandarlara İhtiyacı Var'

Yazar Ata: 'Rüyaların her insanın hayatına kattığı zenginlikler var. Bazen rüyalar vicdanımız olur' 'Yeter ki elinizde inandığınız bir hikaye olsun. Bu işleri tasarlarken insanların bazen bütçeleri olmadığı için, bazen de yolun devamında nasıl bir yolculuk yapacaklarını bilmedikleri için hayalleri yarıda kalıyor' 'Ben kendi adıma, 'Asuman' ve 'Rüya Dedektifi'ni yazmayabilirdim. Birisi bunların senaryosunu yazsın diye bekleyebilirdim ama öyle yapmak istemedim. Bir gün bunları filmi çekecek ya da oyunu sahneleyecek yönetmenler için yolu kısaltmaya çalıştım'

AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Yazar Bülent Ata, nitelikli eserler hazırlanmasının önemine işaret ederek, 'Gençlerin üretkenliğiyle ilgili mihmandarlara ihtiyacı var.' dedi.

Ata, 'Rüya Dedektifi' isimli son eseri hakkında AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlerin çalışmalarını ortaya koyma konusunda daha girişken davranmaları gerektiğini söyledi.

Hiçbir şey için geç olmadığının altını çizen yazar Ata, 'Yeter ki elinizde inandığınız bir hikaye olsun. Bu işleri tasarlarken insanların bazen bütçeleri olmadığı için, bazen de yolun devamında nasıl bir yolculuk yapacaklarını bilmedikleri için hayalleri yarıda kalıyor.' ifadelerine yer verdi.

Türkiye'nin çok ciddi bir darbe girişimi tehlikesini bertaraf ettiğini dile getiren Ata, girişimin akamete uğratılmasıyla tarihi günler yaşandığını belirterek, '15 Temmuz'daki acıları aktarmaya heveskar olanlar, bir kenarda. Gerçek hikayeleri olan ve bunu filme, tiyatro eserine nasıl dönüştüreceğini bilmeyen insanlar da var. Yapılması gereken bu konuda yarışmalar düzenlemek. Acı çeken, yaralı olan kurum, vakıf ve STK'ların da buna önayak olması lazım. Gençlerin üretkenliği ile ilgili mihmandarlara ihtiyacı var.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Yola çıkın, dostlar sizi karşılayacaktır'

Yazar Bülent Ata, gençlerin hikayelerini en azından cep telefonuyla kaydedip, sosyal medya aracılığıyla ortaya koymalarının ilk basamak olarak değerlendirilebileceğini kaydederek, 'Bence, 'kervan yolda düzülür' düşüncesi, bu ülkedeki en temel iş yapma biçimidir. Sadece para kazanma hevesiyle, bir davayı ve hikayeyi anlatma meselesini birbirinden ayırt etmek gerekiyor.' dedi.

Kaynak sahiplerinin dava bilinci taşıyanlarla çalışmaya öncelik vermesi gerektiğine de dikkati çeken Ata, 'Gençler anlatsın, susmasın. Bir araya gelsin, kısa film senaryoları yazsın. Oyunculuk ve tiyatroyla ilgili şeyler yapsınlar. Rap şarkıları bestelesinler. İnsan gördükçe umutlanıyor, başkasının umudu olmak adına elinden geleni yap, bir diğeri onu mutlaka tamamlayacaktır.' ifadelerini kullandı.

Ata, başkasından beklemek yerine gençlerin kendi başına yapabilecekleri şeyleri yapmasının önemine değinerek, şu bilgileri verdi:

'Ben kendi adıma, 'Asuman' ve 'Rüya Dedektifi'ni yazmayabilirdim. Birisi bunların senaryosunu yazsın diye bekleyebilirdim ama öyle yapmak istemedim. Bir gün bunları filmi çekecek ya da oyunu sahneleyecek yönetmenler için yolu kısaltmaya çalıştım. Gençlere söyleyeceğim şey bu, kendi elinizden geleni yapın. Kendi niyetinizi alın ve yola çıkın. O yolda mutlaka sizi dost, arkadaş ve yardımcılar karşılayacaktır.'

- 'Rüya Dedektifi'nin devamı gelecek'

Rüya Dedektifi'nde, haksızlığa uğrayan ve uzun zaman sonra hak ve adalet peşinde koşan bir polisin hikayesini ele aldığını söyleyen Ata, 'Polisiye kitabı. Fakat fantastik ögeler barındıran ve edebi tadı daha yüksek bir kitap. Yani hemen okunan bir kitap değil. Okurun çalışmasını gerektiriyor. Muhtemelen okuyup bitirdiği zaman, kafasında sorular olacak ve dönüp yeniden okuyacak.' değerlendirmesinde bulundu.

Bülent Ata, kitabın fantastik kısmı için rüyalardan faydalandığına işaret ederek, şöyle devam etti:

'Adaletin yerini bulamadığı ve haksızlığın insanların hayatını darmaduman ettiği bir dönemde, tek başına kalmış bir insanın belki rüyalarla kendi iç yolculuğunu tamamlaması ve yeni bir hayata uyanması ve başlamasıyla ilgili bir hikaye var. Rüyaların her insanın hayatına kattığı zenginlikler var. Bazen rüyalar vicdanımız olur. Bazen kendimize itiraf edemediğimiz şeyleri rüyalar sebebiyle tekrar düşünmeye başlarız ve onunla bir tür yüzleşmek zorunda hissederiz kendimizi.'

Kitabın devamını yazmaya başladığını anlatan Ata, 'Kitapta Ali ve Nesrin'in aşkı anlatılıyor. Nesrin ile Ali boşanmak üzereler ve romanın bir yerine geldiğimizde, okura Nesrin'in hikayesini anlatmam gerekecekti. Fakat Nesrin'in hikayesini yazdıktan sonra başka bir kitap içerisinde yer vermemiz icap etti ve bu kitaba giremedi ve yarım kaldı. Böylece ikinci kitabın ilk metni yazılmış oldu.' şeklinde konuştu.

'Asuman' isimli kitabının tiyatro sahnesine uyarlanması konusunda çalışmalara başladığını kaydeden Ata, ayrıca 1907'nin İstanbul'unda Sherlock Holmes'un yazarı Sir Arthur Conan Doyle ile Sultan Abdülhamit arasında geçen bir hikayeye de başladığını, filme çekilmesi arzusu içinde olduğunu vurguladı.
Kaynak: AA