Sultanbeyli Belediyesinden '15 Temmuz Demokrasinin Zaferi' Paneli

Sultanbeyli Belediyesi tarafından ‘15 Temmuz Demokrasinin Zaferi’ paneli gerçekleştirildi. Panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, “15 Temmuz aslında Türkiye’nin bir işgal ve iç savaş çıkarma provasıydı” dedi.

Sultanbeyli Belediyesinden '15 Temmuz Demokrasinin Zaferi' Paneli
Sultanbeyli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr. Mücahit Küçükyılmaz, Sosyal Medya Uzmanı Yalçın Arı ile çok sayıda konuk katıldı.

Moderatörlüğünü Murat Yılmaz’ın yaptığı panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, "15 Temmuz’da Çanakkale ruhunun ne olduğunu gördüm. Hiçbirimizin kalbinde korku yoktu. Allah bizim bedenimizden, aklımızdan almıştı. Köprüde, Genelkurmay Başkanlığı önünde, TBMM önünde, AK Parti Genel Merkezinin önünde ya da Anadolu’nun herhangi bir meydanında insanlar yanlarında bir kardeşleri, bir arkadaşları şehit olduğunda ya da yaralandığında hemen onu hastaneye götürüyorlardı. Hiç vakit kaybetmeden geri o meydana geliyordu. O insanlar şehit olacaklarını biliyorlardı. ’Büyük Türkiye ruhu’ diyorum ben buna. 15 Temmuz’da bu milletin ne kadar büyük bir millet olduğunu, ne kadar feraset sahibi olduğunu, ne kadar kahraman olduğunu, vatan, millet, bayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söz konusuysa seve seve ölüme gittiğini gördük. Genç kardeşlerim, büyüklerim sokakta yürürken dikkatli olalım. İnsanlarla muhatap olurken karşımızda kahraman olabilir. 15 Temmuz’da tankların önünde duran insan olabilir. Biz bu milletin bir ferdi olmaktan, bu millete mensup olmaktan, bu milletin evladı olmaktan, bu milletin ruhaniyetini taşımaktan iftihar ediyoruz” dedi.



“15 Temmuz gecesinin maliyeti bir gecede 100 milyar dolar Türkiye’nin kaybı oldu”

15 Temmuz’un Türkiye’nin bir işgal provası ve iç savaş çıkarma provası olduğunu belirten Yayman, “15 Temmuz’da sokaklara çıkan tanklar başarılı olsalardı, hasbelkader Ankara’da darbe yönetimi başarılı olsaydı Trabzon’dan Özgür Türkiye Ordusu Ankara’ya doğru yürümeye başlayacaktı. İstanbul’dan Özgür Türkiye Ordusu Ankara’ya yürümeye başlayacaktı. Ve şunu diyeceklerdi, ’Ankara’daki darbe hükümetini tanımıyoruz, biz Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın emrindeyiz. Siz illegal bir çetesiniz’ diyecekti ve Türkiye’nin muhtelif yerlerinde çatışmalar olacaktı. Askerle polis çatışacaktı. Vatandaşla polis çatışacaktı. Türkiye, zaten Suriye olacaktı ve amaçları buydu. FETÖ’nün nasıl bir hain olduğunu, nasıl bir maşa olduğunu biliyoruz. Onun amacı Türkiye’de darbe yapmak değildi, Türkiye’yi Suriyeleştirmekti ve işgale hazır hale getirmekti. 15 Temmuz klasik bir darbe girişimi değildi. 15 Temmuz Türkiye’yi iç savaşa sürükleme ve Türkiye’de bir işgal hareketini gerçekleştirme hadisesidir. 15 Temmuz gecesinin maliyeti bir gecede 100 milyar dolar Türkiye’nin kaybı oldu” diye konuştu.



“15 Temmuz’da millet elini taşın altına koydu”

Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr. Mücahit Küçükyılmaz ise, “15 Temmuz bu milletin artık darbe girişimlerine karşı bağışıklılık kazandığını göstermiş oldu. Türkiye geçmişte çok acı tecrübeler yaşadı. Fakat bu sefer millet elini taşın altına koydu. Darbecilerin de millete silah doğrultmasının çok büyük etkisi vardı. Millet bunun cevabını olması gerektiği gibi verdi. Şehit olan insanların hatıralarını hep aziz tutarak, onları her zaman hatırda tutarak yaşamalıyız. Sanki o gece biz öldük ve Allah fazladan bize bir ömür bahşetti şehitlerimizin hürmetine. Milletimizin geleceğini sağlıklı bir şekilde inşa edebiliriz ve bize bıraktıkları mirasa layık olabiliriz. Ayrıca siyasal planda parlamenter sisteminin de darbelere karşı kırılgan bir yapısının olduğunu hep söylüyorduk” ifadelerini kullandı.

Türk milletinin güçlü liderler etrafında tarih boyunca kenetlenerek büyüdüğünü söyleyen Küçükyılmaz, “15 Temmuz gecesinin bize göstermiş olduğu bir başka gerçekte, Türkiye’nin yine güçlü bir lider etrafında büyük devlet olma yolunda ilerleyebileceği gerçeğidir. Parlamenter sistemin sürekli darbelere karşı kırılgan bir görünüm arz etmesi aslında bizim başkanlık sistemini düşünmemiz gerektiğini ve ülkenin gündemine almamız gerektiğini gösteriyordu, nitekim öyle oldu. Muhalefet lideri Devlet Bahçeli’nin teklifi ile bu konu yeniden gündeme geldi” şeklinde konuştu.

Panelin ardından konuşmacılar ile dinleyiciler hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: İHA