İran'da Siyasi Çekişmeler
İslami Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mutahharniya: 'ABD Senatosu'nun kabul ettiği tasarıdaki yaptırımlar biri dışında zaten önceden var olan ve nükleer müzakerelerden bağımsız yaptırımlardır' 'Son gelişmeleri değerlendiren muhafazakarlar, kamuoyunu yanıltarak, nükleer anlaşmanın başarısızlıkla sonuçlandığı kanaatini oluşturmaya çalışıyorlar'
İran'daki İslami Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehdi Mutahharniya, ülkedeki muhafazakar kesimin kamuoyunu yanıltarak nükleer anlaşmanın başarısızlıkla sonuçlandığı yönünde bir algı oluşturmaya çalıştığını söyledi.
ABD Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'da da İran'a yönelik yaptırımların süresini uzatan yasa tasarısının kabul edilmesi, İran'da Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile muhaliflerini bir kez daha karşı karşıya getirdi.
Washington yönetiminin nükleer anlaşma konusunda sözünde durmayacağı ve anlaşmanın İran'ın aleyhine olduğu tezini savunan muhafazakar kesim, ABD'nin yaptırımları uzatma kararı sonrasında sesini yükseltmeye başladı. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif başta olmak üzere hükümet kanadından ABD'nin 'güvenilmez' olduğuna ilişkin açıklamaların muhafazakarların elini güçlendirdiği yorumları yapılsa da reformcu kanada yakın bazı isimler, muhafazakarları kamuoyunu yanıltmakla suçluyor.
Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan İslami Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mutahharniya, ABD Senatosu'nun yaptırımları uzatmasıyla ilgili kabul ettiği tasarının nükleer anlaşmanın öngördüğü yaptırımlarla 'doğrudan' ilgisi olmadığını söyledi.
Mutahharniya, 'Cenevre'deki anlaşmada kaldırılması öngörülen yaptırımlar, nükleer müzakereler kapsamındaki yaptırımlardı. Anlaşma 7 ülke tarafından imzalanarak uygulamaya girdi. ABD Senatosu'nun kabul ettiği tasarıdaki yaptırımlar ise biri dışında zaten önceden var olan ve nükleer müzakerelerden bağımsız yaptırımlardır.' diye konuştu.
Nükleer anlaşmayla kaldırılması öngörülmesine rağmen Senato'nun kabul ettiği tasarıda yer alan tek yaptırımın İran'ın petrol satışı ve teknolojilerini ithal etmesine yönelik yasak olduğunu aktaran Mutahharniya, ABD Başkanı Barack Obama'nın tasarıyı söz konusu maddeyi askıya alarak imzalayacağını düşündüğünü belirtti.
- 'Muhafazakarlar kamuoyunu yanıltmayı amaçlıyor'
İran aleyhindeki açıklamalarıyla ön plana çıkan Donald Trump'ın ABD'deki başkanlık seçimlerini kazanması ve ardından yaptırımları uzatma kararı alınmasıyla ülkedeki muhafazakarların elini güçlendirdiğine ilişkin yorumlara işaret eden Mutahharniya, 'Ruhani'ye muhalif muhafazakarlar kamuoyunu yanıltmayı amaçlıyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Mutahharniya sözlerini şöyle tamamladı:
'Muhafazakarlar ile 'Direniş Cephesi', Keyhan Gazetesi ve Mahmud Ahmedinejad yanlılarından oluşan 'neomuhafazakarlar' nükleer müzakerelerde varılan anlaşmaya 'Ruhani'nin zaferi' endişesiyle baktıkları için karşı çıkmışlardı. Nükleer anlaşma, iktidar mücadelesi veren muhafazakarları endişelendiriyor, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmeleri anlamına geliyor. Son gelişmeleri değerlendiren muhafazakarlar, kamuoyunu yanıltarak, nükleer anlaşmanın başarısızlıkla sonuçlandığı kanaatini oluşturmaya çalışıyorlar.'
Kaynak: AA
ABD Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'da da İran'a yönelik yaptırımların süresini uzatan yasa tasarısının kabul edilmesi, İran'da Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile muhaliflerini bir kez daha karşı karşıya getirdi.
Washington yönetiminin nükleer anlaşma konusunda sözünde durmayacağı ve anlaşmanın İran'ın aleyhine olduğu tezini savunan muhafazakar kesim, ABD'nin yaptırımları uzatma kararı sonrasında sesini yükseltmeye başladı. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif başta olmak üzere hükümet kanadından ABD'nin 'güvenilmez' olduğuna ilişkin açıklamaların muhafazakarların elini güçlendirdiği yorumları yapılsa da reformcu kanada yakın bazı isimler, muhafazakarları kamuoyunu yanıltmakla suçluyor.
Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan İslami Azad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mutahharniya, ABD Senatosu'nun yaptırımları uzatmasıyla ilgili kabul ettiği tasarının nükleer anlaşmanın öngördüğü yaptırımlarla 'doğrudan' ilgisi olmadığını söyledi.
Mutahharniya, 'Cenevre'deki anlaşmada kaldırılması öngörülen yaptırımlar, nükleer müzakereler kapsamındaki yaptırımlardı. Anlaşma 7 ülke tarafından imzalanarak uygulamaya girdi. ABD Senatosu'nun kabul ettiği tasarıdaki yaptırımlar ise biri dışında zaten önceden var olan ve nükleer müzakerelerden bağımsız yaptırımlardır.' diye konuştu.
Nükleer anlaşmayla kaldırılması öngörülmesine rağmen Senato'nun kabul ettiği tasarıda yer alan tek yaptırımın İran'ın petrol satışı ve teknolojilerini ithal etmesine yönelik yasak olduğunu aktaran Mutahharniya, ABD Başkanı Barack Obama'nın tasarıyı söz konusu maddeyi askıya alarak imzalayacağını düşündüğünü belirtti.
- 'Muhafazakarlar kamuoyunu yanıltmayı amaçlıyor'
İran aleyhindeki açıklamalarıyla ön plana çıkan Donald Trump'ın ABD'deki başkanlık seçimlerini kazanması ve ardından yaptırımları uzatma kararı alınmasıyla ülkedeki muhafazakarların elini güçlendirdiğine ilişkin yorumlara işaret eden Mutahharniya, 'Ruhani'ye muhalif muhafazakarlar kamuoyunu yanıltmayı amaçlıyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Mutahharniya sözlerini şöyle tamamladı:
'Muhafazakarlar ile 'Direniş Cephesi', Keyhan Gazetesi ve Mahmud Ahmedinejad yanlılarından oluşan 'neomuhafazakarlar' nükleer müzakerelerde varılan anlaşmaya 'Ruhani'nin zaferi' endişesiyle baktıkları için karşı çıkmışlardı. Nükleer anlaşma, iktidar mücadelesi veren muhafazakarları endişelendiriyor, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmeleri anlamına geliyor. Son gelişmeleri değerlendiren muhafazakarlar, kamuoyunu yanıltarak, nükleer anlaşmanın başarısızlıkla sonuçlandığı kanaatini oluşturmaya çalışıyorlar.'