Çevre Ve Şehircilik Bakanı Özhaseki Açıklaması (2)

'Kentsel dönüşüm doğru bir fikir, bu kötü yapıların, çürük yapıların yıkılması doğru bir fikir ama yerine yapılacak olanın da akıllı, mantıklı, şehircilik ilkelerine uygun yapılması esas. Hızlandıralım derken bir taraftan da yeni şehir rezaletleri çıkarmamamız lazım' 'İstanbul ölçeğindeki boyutta rant savaşları veriliyor. Yoğunluk ikiyken dört yap, dörtken sekiz yap, sekizken 16 yap. Nasıl olacak? İstanbul'un nüfusu 15 milyon 30 milyona mı çıkaracaksınız. İki misline katlaya katlaya nereye gideceksiniz böyle?' 'Bize ikide bir kimse plan getirmesin. Belediye meclisleri var, gitsinler belediye meclislerinde işlerini görsünler. O planları da kimse bozmasın. İki de bir imar planlarıyla oynamasınlar. Bizim bakanlığın kapısını da aşındırmasınlar'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 'Kentsel dönüşüm doğru bir fikir, bu kötü yapıların, çürük yapıların yıkılması doğru bir fikir ama yerine yapılacak olanın da akıllı, mantıklı, şehircilik ilkelerine uygun yapılması esas. Hızlandıralım derken bir taraftan da yeni şehir rezaletleri çıkarmamamız lazım.' dedi.

Özhaseki, bakanlığı tarafından bir otelde düzenlenen 'Yatırım ve Hizmetleri Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, binlerce yıllık tarihe sahip şehirlerdeki en büyük sıkıntının, planlamaların geç yapılması, doğru belediyeciliğin çok geç başlamış olması, buralarda yanlış işlerin üst üste gelmesi ve ideolojik belediyeciliğin ön plana çıkması olduğunu belirtti.

Bir tarihte belediye başkanlarının hizmetten önce kendi ideolojilerine öncelik verdiklerine dikkati çeken Özhaseki, birçok olay karşısında bu ideolojik tavır ön planda olduğu için sorunlara tedbir alamadıklarını, doğru düşünemediklerini ve yanlış üzerine yanlış yaptıklarını anlattı.

Bakan Özhaseki, şimdi kentsel dönüşümde yapılan yanlışlıklardan dolayı yeni bir tehlikenin başladığına işaret ederek, şöyle konuştu:

'Bunlara da bizim mani olmamız lazım. Şehircilik anlamında kendi kimliğimizi ortaya koyacağımız, çok sağlıklı yapıların ortaya çıkarılacağı bir ortam başlaması lazım. Tabii yapacak çok işimiz var, emin olun. 2012'de yasa çıkmış, 4,5 yıldır uyguluyoruz ama nihayetine geldiğimiz noktaya bakıyoruz en fazla 3 milyon insanı ilgilendiren bir kentsel dönüşüm yapıyoruz şu anda. Yeterli mi bu? Yeterli değil. Deprem kuşağındayız. Her an deprem olabilir. İstanbul için konuşan profesörleri dinlediğim zaman zaten korkuyorum. İnanın tüylerim diken diken oluyor. Akşam, sabah olabilir, 3-5 sene içinde de olabilir, 10 sene içinde de olabilir. 'Şiddeti 7'den aşağı olmayacak' diyorlar. Allah korusun bugünlerde bir şeyler olursa sonucu nereye varır. İstanbul'da 7 küsur şiddetinde bir deprem Türkiye'nin ekonomisini çökertir. İşte bunun tehlikesini gören değerli Cumhurbaşkanımız 2012'de yasanın çıkmasına öncülük etmiş. Çok iyi niyetlerle başlanmış ve orada bir sürü teşviklerle bu işin çok hızlı olmasını hedeflemişler ama geldiğimiz noktada artımızı gördük, eksimizi gördük.'

Gelecek günlerde Şehircilik Şurası'nı toplayacaklarını anlatan Özhaseki, 'Bir karar vermemiz lazım. Şehircilik Şurası içinde bir bölüm kentsel dönüşüm. Bunu nasıl hızlandırırız, nasıl doğru yaparız onun yolunu arayacağız. Şimdi bazı rezaletler yapılıyor, bu rezaletler 100-200 yıl yıkılmaz. Kentsel dönüşüm doğru bir fikir, bu kötü yapıların, çürük yapıların yıkılması doğru bir fikir ama yerine yapılacak olanın da akıllı, mantıklı, şehircilik ilkelerine uygun yapılması esas. Hızlandıralım derken bir taraftan da yeni şehir rezaletleri çıkarmamamız lazım.' dedi.

Özhaseki, bu konunun İstanbul ve Anadolu boyutlarının da farklı olduğunu ifade ederek, şunları anlattı:

'İstanbul ölçeğindeki boyutta rant savaşları veriliyor. Yoğunluk ikiyken dört yap, dörtken sekiz yap, sekizken 16 yap. Nasıl olacak? İstanbul'un nüfusu 15 milyon 30 milyona mı çıkaracaksınız. İki misline katlaya katlaya nereye gideceksiniz böyle? Altyapısını iki misline katlayarak çözüyor musunuz? Yok. Yeşil alanı artırıyor musunuz? Yok. Okul alanları yok, otopark yok, yolu iki misline çıkarıyor musunuz? Yok. Peki konutların sayısını iki misline çıkarınca halimiz ne olacak bizim? Bakın müthiş bir tehlike, bunu konuşmalıyız, çözüm bulmalıyız. Çözüm bulacak olan da tabi ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Biz çözüm bulacağız, biz düzenleyeceğiz, biz yöneteceğiz, belediye başkanı arkadaşlarımızla bu sorunun altından kalkacağız. Bölgesel bazlı düşüneceğiz. Ekonomiye katkıda bulunacağız, rezerve alanlar bulacağız. Doğru planlamalarla çözeceğiz ki benden 10 sene, 20 sene sonra gelecek bakan bu şikayetleri dile getirmesin.'

'Yeşil bina, akıllı bina' gibi modeller üzerinde çalıştıklarını, bir taraftan da terör bölgelerinde işleri olduğunu aktaran Bakan Özhaseki, 'Orada eski, harap olmuş binaları yıkıyoruz. Yıkarken de binbir zorlukla karşılaşıyoruz. Çünkü o bölgelerden ayrılan teröristler terk ettikleri evlere bomba düzeneği koyarak çıkmışlar. Kepçeler, kamyonlar gittiğinde bombalar patlamaya devam ediyor. İnsanlar ölüyorlar. Kur'an-ı Kerim'in içini oymuşlar, bomba koyup yere atmışlar. Her Müslüman Türk çocuğu onu görünce koşar, öper alnına koyar. Bunu yapacaklarını bildikleri için içlerine bomba koyup patlattılar. Bunlarda ne din var ne iman var ne ahlak var. Nereden geldi bu yamyamlar bilmiyorum.' diye konuştu.

- 'Bize ikide bir kimse plan getirmesin'

Özhaseki, bakanlık olarak yetkileri olmasına rağmen planlama yapmayacaklarına dikkati çekerek, 'Bize ikide bir kimse plan getirmesin. Belediye meclisleri var, gitsinler belediye meclislerinde işlerini görsünler. O planları da kimse bozmasın. İki de bir imar planlarıyla oynamasınlar. Bizim bakanlığın kapısını da aşındırmasınlar. Her yerde de söylüyorum. Hele hele İstanbul'da defalarca söyledim. Makul, mahalle bazlı, bölge bazlı, kentsel dönüşüm için ufak tefek yoğunluk artışı yapılabilir. Binlerce insanı ilgilendiriyor ama adam torpilli, ismi var, havası var, her gün televizyonlarda. Getirip bizden parseline artı yoğunluk alamaz. Bu savaşı da vereceğiz bir taraftan.' ifadelerini kullandı.

Bakanlık personelinden çözüm odaklı çalışmalarını isteyen Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Olmaz, yok demek çok kolay. Birisi gelmiş, problemi var, onu çözmek dünyanın en güzel işi. Olaya çözüm odaklı bakın. İkincisi insanlar gelmişler, işleri yapılacak. Devlet kapısında asık surat olmasın. Tatlı dil, güler yüz sadakadır. Konuşurken biraz buna dikkat etmek lazım. İnsanlar devlet kapısında kendilerini azarlayan, sert yüzden bahsederler. 'Yok' derken bile kibarca söylenir. Siz devleti temsil ediyorsunuz. Bakanlığımızın dışarıya bakan yüzlerisiniz. Her gördüğüne ceza yazacak, canından bezdirecek, ağlatacak değil. Doğruyu söyleyerek, yardımcı olarak ama kötülere de ceza şart. Ceza bazen ıslah da eder. Biraz da iletişime açık olmak lazım. Kibirli adamı Allah da sevmez kulu da sevmez. Cenab-ı Allah'ın affetmediği en büyük günah kibir suçudur.'

Bakan Mehmet Özhaseki, personelden kamu malını kendi can ve mallarından aziz bilmeleri gerektiğini belirterek, onu korumak için herkesin büyük bir gayret içinde olmasını istedi.

Bir ekip ruhu içinde çalışılması gerektiğine işaret eden Özhaseki, devletin milletin yararına olan her işte inisiyatif alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Vali Süleyman Kamçı, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, bakanlık tarafından afet işlerinde kullanılmak üzere, satın alınan 16 arazi aracının anahtarlarını il müdürlerine teslim etti.

(Bitti)
Kaynak: AA