Çocuklarda Böbrek Reflüsüne Dikkat

Böbrek reflüsünün mesane içinde bulunan idrarın böbreklere doğru geri kaçması olduğunu belirten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, çocukluk çağında yineleyen idrar yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenlerinden birinin bu hastalık olduğunu söyledi.

Çocuklarda Böbrek Reflüsüne Dikkat
Böbreklerden mesaneye gelen idrar yolunun mesanenin içine kendi çapının 3-5 katı kadar uzunlukta bir tünel oluşturarak girdiğini ifade eden Koru Ankara Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, mesane dolduğunda ya da idrar yaparken oluşan kasılmanın bu tünelin kapanarak idrarın geri kaçmasını önlediğini anlattı. Prof. Dr. Arda, böbrek reflüsünün oluşumunun başlıca nedenlerinin mesane duvarındaki tünelin kısa olması, üreterin mesane içine açıldığı yerin anormal olması, mesane çıkışında oluşabilecek darlık ya da engeller ve nörojenik mesane durumları olduğuna vurgu yaptı. Böbrek reflüsünün hafiften ağıra kadar değişen derecelerde olabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Arda, “Derecelendirme radyolojik inceleme ile yapılır. Birinci evrede sadece üreterin alt-orta kısmına doğru bir kaçak vardır. İkinci evrede bu kaçak tüm üreter boyuncadır, böbrek çıkımında bulunan ve idrarın oluştuktan sonra ilk toplandığı bölge olan pelvise dek uzanır. Evre 3’de kaçış böbreğe dek ulaşmıştır ve böbrek pelvisi iyice belirginleşmiştir. Dördüncü evrede ise geriye doğru kaçış artık iyice artmıştır, üreterler genişlemiştir ve artan basınç nedeniyle idrarın böbrekten çıktığı kaliks olarak adlandırılan alanlar gerilmiş ve düzleşmiştir. Evre 5 en ağır tiptir. Burada üreterler hem genişlemiş hem de kıvrılarak bağırsağa benzer bir görünüm (sigmoid/sosis üreter) almıştır” diye konuştu.

Böbrek reflüsünün en önemli bulgusunun idrar yolu enfeksiyonu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Arda, tedaviye karşın yineleyen idrar yolu enfeksiyonunda mutlaka böbrek reflüsünün olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtti.



Böbrek reflüsü tanısı nasıl konuluyor?

Böbrek reflüsünün radyolojik görüntüleme ile anlaşılabildiğini anlatan Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, “Bu hastalarda ilk yapılması gereken radyolojik inceleme ultrasonografidir. Ultrasonografide içi sıvı dolu genişlemiş yapılar görülebileceğinden sadece evre 4. ve 5. böbrek reflüsünde geniş üreterler saptanabilir. Ancak bu genişlemenin nedeninin reflü mü yoksa darlık mı olduğu ultrasonografi ile anlaşılamaz. Anne karnındayken yapılan ultrasonografide saptanan hidronefrozda başlıca iki nedenden biri böbrek reflüsü olduğundan, doğumdan sonra bu hastalar mutlaka araştırılmalıdır” dedi.

Böbrek reflüsü için en değerli tanı koydurucu yöntemin işeme sistoüretrografisi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Arda, “Bu yöntemde mesaneye yerleştirilen bir sonda ile verilen ilacın radyolojik olarak böbreklere doğru kaçıp kaçmadığı gözlenir. Elde edilen görüntülere göre de eğer böbrek reflüsü varsa derecesi saptanır” şeklinde konuştu.

İleri evre böbrek reflüsünde böbrek yapısı ve işlevlerinin de etkilenmesi söz konusu olduğundan bunu göstermek için böbrek sintigrafisi yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, “Damar yolu ile verilen bir radyofarmasötik maddenin böbrekler tarafından tutulup idrarla atılması işleminin izlendiği bu inceleme, böbreğin başlıca üç işlevi olan kanlanma, konsantrasyon ve sekresyon hakkında bilgi verir” dedi.

Tedavinin reflünün derecesine, hastanın yaşına, radyolojik bulgulara, nedene ve klinik bulgulara göre farklılıklar gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, hastaların ya koruyucu antibiyotik altında bir süre izleneceğini ya da açık ya da kapalı cerrahi yöntemlerle tedavi edileceğini belirtti.

Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, her zaman geçerli olmamakla birlikte genellikle evre 3’e dek olan reflülerde izlem, evre 4 ve 5’de ise cerrahi tedavi yöntemleri uygulandığını anlattı.

Günümüzde anne karnında yapılan ultrasonografi ile idrar yollarında olabilecek anormalliklerin daha bebek doğmadan tanımlanabildiğini ifade eden Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, “Bu nedenle böbrek reflüsü tanısı bebek henüz yenidoğan dönemindeyken konabilmektedir. Uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesinde başlıca etmenler reflünün derecesi ve çocuğun yaşıdır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, bebeklik döneminde saptanan reflülerinin büyük bir kısmı zaman içerisinde azalmakta ya da tümüyle kaybolabilmektedir. Yaklaşık olarak 3-5 yıl alan bu süre içerisinde olası idrar yolu enfeksiyonlarını önlemek için düşük dozda koruyucu antibiyotik kullanılmalıdır. Erkek çocuklarda sünnet derisi bir enfeksiyon kaynağı olabileceğinden sünnet enfeksiyonun önlenmesi açısından yararlı olabilir. Eğer izlem sırasında enfeksiyon atakları olmamış ise bu izlem 5 yaşına dek sürdürülür. Bu yaştan sonra reflünün kaybolması olasılığı çok az olduğundan cerrahi yöntem uygulanmalıdır” açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, konuşmasına şöyle devam etti:

"Böbrek reflüsü için başlıca iki tür cerrahi tedavi söz konusudur. Bunlardan biri, kapalı ya da endoskopik yöntem olarak bilinir. Bu yöntemde idrar yolundan mesane içerisine girilir ve üreterin mesaneye açıldığı yerler görülerek kenarlarına sıkılan özel bir madde ile idrarın geriye kaçmasını sağlayan bir engel oluşturulur. Böylece, hem mesane doluşu hem de ıkınma sırasında artan basınç ile idrarın geriye doğru kaçması engellenmiş olur. Evre 3’e dek olan reflülerde çok başarılı olabilmektedir. Bu yöntemin başarılı olmadığı ya da ileri derecede genişleme olan reflülerde ise açık cerrahi yöntem uygulanmalıdır.”
Kaynak: İHA