'Akif-İ Sani Ali Ulvi Kurucu Özel Etkinliği'

Şair Ali Ulvi Kurucu'nun hayatı ve eserleri, Türkiye Yazarlar Birliği ile İBB Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen panelde anlatıldı Prof. Dr. Küçükaşçı: 'Ali Ulvi için şunu söyleyebilirim, Medine'de geçirdiği yıllar boyunca bizim geleneksel kültürümüzden hiç kopmamış ve hayatının hiçbir döneminde savrulma geçirmemiştir' Prof. Dr. Uzun: 'Hatıralarında siyasi, ilmi, kültürel birçok konu var. Bu kitapları herkesin okuması, bu ülkede hayırdan yana olanların neleri başardığını insanların görmesi gerekiyor'

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi ve İBB Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü işbirliğiyle, 'Akif-i Sani Ali Ulvi Kurucu Özel Etkinliği' düzenlendi.

Yöneticiliğini Mahmut Bıyıklı'nın yaptığı, Sultanahmet Kızlarağası Medresesi TYB İstanbul Şubesinde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, 'Osmanlı Devleti tasfiye olunca din ve geleneksel kültür, günden güne yok olmaya başlamıştı. Ali Ulvi'nin dedesi olan Hacı Veyis Efendi geleneksel kültürün devam etmesi konusunda kendisine bir yol haritası çizmiş, oğulları İbrahim Efendi ve İmam Hatip okullarının kurulmasında katkısı olan Mustafa Efendi'yi özel olarak yetiştirirken torunu Ali Ulvi'yi de kendisi yetiştirmiştir.' dedi.

İbrahim Efendi'nin, çocuklarını yetiştirmek için Medine'ye gittiğini, Mustafa Efendi'nin ise İmam Hatip okullarının kurulması için çaba gösterdiğini ifade eden Küçükaşçı, kızlarından biri olan Hatice'nin de Cumhuriyet döneminde ilk defa resmi Kur'an öğreticisi olarak görevlendirildiğini söyledi.

Küçükaşçı, Hacı Veyis Efendi'nin torunu Ali Ulvi'ye, hafızlığın yanı sıra musiki eğitimi gibi kültürel eğitimleri de verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

'Ali Ulvi için şunu söyleyebilirim, Medine'de geçirdiği yıllar boyunca bizim geleneksel kültürümüzden hiç kopmamış ve hayatının hiçbir döneminde savrulma geçirmemiştir. Selefiliğin yoğun olduğu yerlerde bile Konya'da dedesinden öğrenmiş olduğu eğitimle edindiği çizgiyi hiçbir zaman değiştirmemiştir. Kur'an okurken ve ezan okurken İstanbul tarzına sahip çıkardı. Türkiye'den uzakta olsa da Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ediyordu.' .

Ali Ulvi Kurucu'nun hatıratının yer aldığı kitapların 5'inci cildi de hazırlandıktan sonra yeni bir yayınevine geçerek baskılarının yapılacağını aktaran Küçükaşçı, 5'inci ciltte hatıratının geriye kalan bölümleriyle şiirlerinin tamamının yer alacağını ifade etti.

Panelde konuşan Prof. Dr. Mustafa Uzun, Kurucu'nun son devirde kendini yetiştirmiş bir dava adamı olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

'Günümüzde dava adamı kavramı unutuldu. Bizim de onun gibi hem kendimizi yetiştirmemiz hem de onun gibi özel eğitimler almamız lazım. Bizler günümüze ulaşmış ve ulaşmamış olan İslamcıların hayatlarını incelemek üzere bir projeye başlamıştık. O zamanlar 50 kişilik bir liste çıkarttık. Projeyi devam ettiren Ertuğrul Bey, Ali Ulvi Bey'le söyleşiler yaparak bunu gerçekleştirdi.'

Kayıtların metne döküldükten sonra ortaya çıkan anlaşmazlıkların Ali Ulvi Kurucu'ya tekrar okunduğunu ifade eden Uzun, 'Hatıralarında her şey var. Siyasi, ilmi, kültürel birçok konu var. Hatıralarının hatasız yayınlanmasını istedi. Bu kitapları herkesin okuması, bu ülkede hayırdan yana olanların neleri başardığını insanların görmesi gerekiyor.' diye konuştu.

Ali Ulvi Kurucu’nun oğlu İbrahim Kurucu ise babasının hayatından kesitler anlatırken, kendisine verdiği öğütleri paylaştı.

Kurucu’nun, 'Hatıralar' adlı kitabından bazı hatıraları paylaşılırken, şiirlerinden bazıları okundu ve bestelenen ilahileri ses sanatçıları tarafından seslendirildi.

-Ali Ulvi Kurucu kimdir?

Konya’da 1922 yılında doğan Ali Ulvi Kurucu, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Seksen yıllık ömrünün ilk 18 yılını burada geçiren Kurucu, daha sonra ailesi ile birlikte Medine’ye gitti. Eğitim için Kahire’ye giden Kurucu, yüksek öğrenimini el-Ezher Üniversitesinde tamamladı. Sonra tekrar Medine’ye döndü ve çeşitli memurluklarda bulundu.

Medine’de uzun süre Evkaf Dairesinin inşaat ve 'Sicillat Emini' olarak görev yaptı. Daha sonra Sultan II. Mahmud’un yaptırdığı Mahmûdiye Kütüphanesi ile Şeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanesinde çalıştı. 1985’te emekli olduktan sonra Medine’de dünyanın her tarafından gelen ilim adamlarını ağırladı.

Kur’ân-ı Kerim hâfızı ve geniş bir Hadis kültürüne sahip olan Kurucu, aynı zamanda tarih, mûsikî ve hüsn-i hat konularına özel ilgi gösterdi.

Mehmet Âkif Ersoy’un şiir üslubunu devam ettiren nadir şairlerden biri olan Ali Ulvi Kurucu, Aruz vezniyle şiirler yazdı. Ayrıca nesir sahasında da çeşitli eserler verdi. Şiirleri “Gümüş Tül ve Alevler”, makale ve röportajları ise “Gecelerin Gündüzü” adıyla yayımlandı. Medine’de 3 Şubat 2002 tarihinde vefat eden Ali Ulvi Kurucu, Cennetü’l-Bakî mezarlığında toprağa verildi.
Kaynak: AA