'Women Matter Türkiye 2016' Raporu

Rapordan:Türkiye, kadın iş gücüne katılım oranını güçlü, istikrarlı ve odaklı politikalar ile yüzde 30'lardan OECD ortalaması olan yüzde 63'e yükselttiğinde, GSYİH'sını 2025 yılında yüzde 20 artırma potansiyeline sahip. Böylelikle GSYİH, baz senaryoda beklenenden 240 milyar dolar daha fazla olacak

Global yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey & Company'nin Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) iş birliğiyle gerçekleştirdiği Women Matter Türkiye 2016 raporuna göre, Türkiye, kadın iş gücüne katılım oranını yüzde 30'dan yüzde 63'e yükseltmesi halinde GSYİH'sını 2025 yılında yüzde 20 arttırma potansiyeline sahip.

'Women Matter Türkiye 2016' raporunun sonuçları düzenlenen bir toplantı ile açıklandı.

McKinsey & Company Ortağı Bengi Korkmaz'ın sonuçlarını paylaştığı rapora göre, kadınların iş dünyasında yer alması ve liderlik pozisyonlarına yükselmesi toplumsal gelişim, verimlilik ve ekonomik büyüme için son derece önemli bir potansiyel oluşturuyor.

Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların iş gücüne daha fazla katılımı ile dünya ekonomisinin büyüme yönünde önemli bir ivme kazanması sağlanabileceği belirtilen raporda, 2015 yılında McKinsey Global Institute'nün (MGI) iş gücüne eşit katılımın gerçekleşmesi halinde oluşacak ekonomik potansiyelin büyüklüğünü farklı senaryolar altında modellediği, ülkelerin kendi bölgelerinin en iyi seviyelerine çıktığı senaryoda, küresel ekonominin 2025 yılında 12 trilyon dolar veya yüzde 11 artma potansiyelinin mevcut olduğu dile getirildi.

Women Matter Türkiye 2016 Raporuna göre, bu anlamda Türkiye'ye bakıldığında küresel seviyenin de üzerinde bir iyileşme potansiyeli bulunuyor.

Türkiye, World Economic Forumun her sene yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitliği Endeksinde 2016 yılında 144 ülke içinde 130'uncu sırada yer alıyor. Türkiye aynı zamanda OECD ülkeleri arasında kadının iş gücüne katılım oranı en düşük olan ülke olurken, rapora göre bu oranının artırılması, Türkiye'nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının (GSYİH) büyümesi için en etkili araçlardan biri olarak görülüyor.

MGI öngörülerine göre Türkiye, kadın iş gücüne katılım oranını güçlü, istikrarlı ve odaklı politikalar ile yüzde 30'lardan OECD ortalaması olan yüzde 63'e yükselttiğinde, GSYİH'sını 2025 yılında yüzde 20 artırma potansiyeline sahip. Böylelikle de GSYİH, baz senaryoda beklenenden 240 milyar dolar daha fazla olacak.

- Daha fazla kadın çalışana sahip şirketlerin karlılık oranı, sektörlerindeki diğer şirketlere göre daha yüksek

Women Matter Türkiye 2016 raporu, liderlik seviyesinde çeşitliliğin ve kadın çalışan oranının artmasının kurumsal performansı artırdığına işaret ediyor.

Araştırmalar üst düzey kadın çalışan oranı ile kurumsal performans arasındaki güçlü ilişkiyi ortaya koyuyor.

Rapora göre 2007-2013 yılları arasında yapılan, Avrupa, BRIC ülkeleri ve Latin Amerika'yı kapsayan 3 ayrı çalışmada, şirketlerin finansal sonuçları ve üst düzey pozisyonlarındaki cinsiyet dağılımı analiz edildi ve üst düzeyde bir veya daha fazla kadın çalışana sahip şirketlerin karlılık oranının sektörlerindeki diğer şirketlere göre daha yüksek olduğu görüldü.

Başka bir McKinsey araştırmasında, liderlik tarzlarındaki çeşitliliğin karar alma süreçlerindeki etkinliği artırdığı gözlemlendi. Bununla birlikte, kadınların daha sıklıkla sergilediği liderlik davranışlarının şirket performansına ve kurum kültürüne pek çok boyutta pozitif etki ettiği sonucu ortaya çıktı. Ayrıca, bu liderlik davranışlarının kadın ve erkek tüm yetenekli çalışanları şirket bünyesinde tutmakta önem taşıdığı da görüldü.

- Çalışan kadın oranı üst düzey yönetime çıktıkça azalıyor

Women Matter Türkiye 2016 raporuna göre ülke genelindeki düşük kadın iş gücü katılımına rağmen Türkiye'deki lider şirketlerde kadın temsil oranı, uluslararası oranların biraz aşağısında yer alıyor.

Araştırmaya göre, Türkiye'nin lider şirketlerinde kadınlar toplam çalışanların yüzde 41'ini oluşturuyor. Bu oranın göreceli yüksek olmasında finans sektörünün etkisinin büyük olduğu dile getiriliyor.

Türkiye'deki banka ve sigorta şirketleri kadın iş gücü havuzuna katkıda bulunan başlıca şirketlerden olurken, tüm çalışanlar arasında yüzde 56 gibi güçlü bir kadın temsil oranınına sahip. Ancak, finans sektörü dışarıda tutulduğunda, lider şirketlerde bile genel kadın temsili yüzde 30'a düşüyor.

Rapora göre çalışan kadın oranı üst düzey yönetime çıktıkça azalıyor. Kadınların genel temsil oranı yüzde 41 iken, üst düzey yöneticilerde bu oran yüzde 25'e, genel müdür düzeyinde ise yüzde 15'e düşüyor.

Üst düzey yönetimdeki kadın oranına bakıldığında, Türkiye, diğer ülkelere oranla daha yüksek kadın temsiline sahip. Bu oran Asya'da yüzde 8, Latin Amerika'da yüzde 8, ABD'de yüzde 17, Avrupa'da ise yüzde 20. Üst düzey yönetimdeki kadın liderlerin yüzde 60'ı insan kaynakları, kurumsal iletişim, hukuk gibi destek fonksiyonlarının başında bulunuyor.

Üst düzey yönetimdeki kadın temsil oranı şirketler arasında büyük farklılık gösteriyor. Üst düzey yönetimdeki kadın temsili oranı sıralamasında başta yer alan ilk 25 şirket için bu oran ortalama yüzde 45 iken, son 20 şirkette üst düzey yönetimde hiç kadın bulunmuyor.
Kaynak: AA