TASCA Forumu Antalya'da Başladı

TürkArap Ülkeleri İşadamları Derneği Başkanı Sunay: 'İslam coğrafyası İslam Birliğini kurmalıdır artık. Avrupa Birliği'nde olduğu gibi gümrük vergileri muafiyeti, vize muafiyeti uygulamalıdır' 'Geleceğimizi inşa eden kadınlarımızın eğitimli olması şart. Eğitimli anne, eğitimli çocuk ve güvenli gelecek demektir. İslam dünyasında kadının iş hayatı içinde daha fazla yer alması gerekmektedir' Türk Afrika İşadamları Derneği Başkanı Akbulut: 'Biz her zaman batıyı gözümüzde büyüttük. Onlar çok modern, gelişmiş, ama biz Ortadoğu halkları olarak geride kalmışız gibi bir fikir aşıladılar zaman içinde. Bizim artık bunlardan kurtulmamız gerekiyor'

Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB) Başkanı Canan Sunay, İslam coğrafyasının artık 'İslam Birliği'ni kurması gerektiğini belirterek, 'Avrupa Birliği'nde olduğu gibi gümrük vergileri muafiyeti, vize muafiyeti uygulamalıdır.' dedi.

Türk-Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü (TASEN) ile Türk-Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği (TASCA) tarafından düzenlenen, 2. Uluslararası TASCA Forumu 'Ortaklık ve Kalkınma' başlığı ile başladı.

Antalya'nın Kundu bölgesinde bir otelde gerçekleştirilen forumun açılışında konuşan TURAB Başkanı Canan Sunay, TURAB'ın Türk ve Arap coğrafyasında ticari iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla kurulan bir dernek olduğunu söyledi.

Türk ve Arap ülkelerinin inançları gereği kardeş olduklarını, ancak bu kardeşliğin ticaret ve ekonomi alanına yansıtılamadığını belirten Sunay, 'Amerika kıtası ticaretinin yaklaşık yüzde 80'ini, Asya ülkeleri ise yaklaşık yüzde 90'ını kendi içinde gerçekleştirmektedir. Hal böyleyken bizler İslam coğrafyasında ticaretin artırılması, ekonomik iş birliğinin çoğaltılması için neler yapılması gerektiğini konuşmalıyız. İslam coğrafyası İslam Birliği'ni kurmalıdır artık. Avrupa Birliği'nde olduğu gibi gümrük vergileri muafiyeti, vize muafiyeti uygulamalıdır.' diye konuştu.

- Ülkeler arasında yardımlaşma

İslam coğrafyasında bazı ülkelerin yeraltı zenginliklerine, bazı ülkelerin de tarıma dayalı ekonomileri bulunduğuna işaret eden Sunay, yeraltı ve tarım kaynakları konularında iş birliği yapılması durumunda ülkeler arasında yardımlaşmanın da tek yönlü olmayacağını söyledi.

Sunay, 'Bir ülkede üretilen petrol başka bir ülkede işlenecek. Tarım ülkeleri tarımsal ürünlerini kendi içlerinde pazarlayabilecek. İş gücü sınırlı olan bir ülkenin ihtiyacı başka bir İslam ülkesi tarafından karşılanabilecek. Böylece yatırımın yapıldığı ülke gibi yatırımı alan ülke de yatırıma katkı bulunan ülke de gelir elde edebilecek.' dedi.

Bütün bunların gerçekleşebilmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Sunay, her şeyin devletlerden, siyasilerden beklenmemesi, iş dünyası olarak da ülkelerin kalkınması için çalışmaları gerektiğini vurguladı.

'Bizler daha nereye kadar temel ihtiyaçlarımızı başka ülkelerden almaya devam edeceğiz?' diyen Sunay, özellikle tarım, sanayi ve turizm alanında çok büyük reformlara ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.

İslam kültüründe kadının çok büyük bir değere sahip olduğunu dile getiren Sunay, 'Kadın üretken ve doğurgandır. Doğurgan demek çocuk demek, çocuk demek geleceğimiz demektir. Geleceğimizi inşa eden kadınlarımızın eğitimli olması şart. Eğitimli anne, eğitimli çocuk ve güvenli gelecek demektir. İslam dünyasında kadının iş hayatı içinde daha fazla yer alması gerekmektedir. Bu konuda Hazreti Hatice anamızı örnek almamız gerekmektedir.' diye konuştu.

- Türk Afrika İş Adamları Derneği Başkanı Akbulut

Türk Afrika İş Adamları Derneği Başkanı Fatih Akbulut da Afrika'da 'Aslanın kuyruğunu tutma, tutarsan da bırakma' şeklinde bir atasözü bulunduğunu belirterek, 'Türkiye son 10-12 yılda çok ciddi bir ekonomik hamle yaptı. Aslanı kuyruğundan tuttu, onu bırakmamak gerekiyor. Çünkü aslan saldırıyor. Türkiye 15 Temmuz'da menfur bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bunun sebebi bizim aslanı kuyruğundan tutmuş olmamız.' dedi.

Türkiye'nin, İslam aleminin, Ortadoğu'nun çok ciddi bir ekonomik potansiyeli bulunduğunu, fakat bu potansiyelin hayata geçirilemediğini söyleyen Akbulut, 'Biz her zaman batıyı gözümüzde büyüttük. Onlar çok modern, gelişmiş, ama biz Ortadoğu halkları olarak geride kalmışız gibi bir fikir aşıladılar zaman içinde. Bizim artık bunlardan kurtulmamız gerekiyor. Bundan kurtulduğumuz zaman Türkiye'nin, İslam aleminin, Ortadoğu'nun çok ciddi bir potansiyeli olacağını göreceğiz.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Savunma sanayisinde hamle yapıldı'

'Kötü ev sahibi insanı mal sahibi yapar' şeklindeki atasözüne atıfta bulunan Akbulut, Türkiye'nin önceki yıllarda savunmada yüzde 90'a yakın oranda batı coğrafyasına bağımlılığı bulunduğunu, batı ülkelerinin savunma sanayi konusunda Türkiye'ye kota koymaya başladığını, bunun üzerine Türkiye'nin ciddi bir savunma sanayi hamlesine girdiğini söyledi.

Akbulut, 'Türkiye artık kendi tankını, silahını, güdümlü füzesini, insansız hava taşıtını yapabiliyor. Bizim ekonomik gelişmeyi tek başına değil, coğrafyamızda diğer İslam ülkeleriyle daha sıkı entegre olarak götürmemiz gerekiyor.' diye konuştu.

Afrika'nın birçok insan tarafından gelişmemiş, açlık ve sefaletin olduğu bir yer olarak düşünüldüğünü ifade eden Akbulut, oysa 54 ülkenin yer aldığı kıtada, 1,2 milyar insanın yaşadığını, yılda 2,2 trilyon dolar seviyesinde gayri safi milli hasıla üretildiğini, 2050 yılında da 29 trilyon dolar civarında gayri safi milli hasıla üretileceğinin öngörüldüğü söyledi.

Türkiye'nin Afrika gerçeğini gördüğünü ve bugün sadece THY'nin Afrika'da 48 ülkeye uçtuğunu belirten Akbulut, Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacminin her geçen yıl geliştiğini, fakat çok daha fazlasının bugünden yapılması gerektiğini bildirdi.

- TASCA Genel Sekreteri Habiboğlu

TASCA Genel Sekreteri Bedreddin Habiboğlu da foruma 30 ülkeden akademisyen, araştırmacı, iş adamı ve sivil toplum örgütünün katıldığını söyledi.

Ortadoğu sözünü çok sevmediğini ifade eden Habiboğlu, 'Nereye göre Ortadoğu? Londra'ya göre Ortadoğu ifadesini reddettiğimi baştan söyleyeyim. Bizler Müslümanlar olarak, cinsiyet, milliyet ve yol farkı gözetmeyen, tamamen Allah'a tabi insanlar olarak artık kendi kavramlarımızı oluşturmak zorundayız.' dedi.

İslam coğrafyasının bir yangın yeri olduğunu ve çok önemli sınavlardan geçtiğini dile getiren Habiboğlu, şöyle konuştu:

'Türkiye benim ülkem, bu yangın yerinden azade bir ülke değil. Malum hadiseler yaşıyoruz. Filistin'de insanların verdiği mücadeleyi, Suriye'de, Irak'ta... İslam adının geçtiği her yerde, Türkiye'de Gaziantep'i, İstanbul'u, Kayseri'yi unutmadık. Parçalanmış, bölünmüş, bin parçaya ayrılmış coğrafya, mezhep problemleri... Neden bu parçalanmışlığımızı İslam düşmanlarına pespaye bir şekilde hediye ediyoruz. Niçin bölgemizi onların arenası haline getiriyor, neden bir çatı altında toplanamıyoruz?'

Habiboğlu, sivil olma özelliğini kaybetmemesi için foruma siyasetçi çağırmadıklarını belirterek, 'Fakat Türkiye Cumhuriyeti devletine foruma verdiği katkı için çok teşekkür ediyoruz.' dedi.

- 'Tarım ve gıdaya yönelik iş birliği az'

Uluslararası Gıda ve Tarım Konfederasyonu Başkanı Hakan Yüksel de konfederasyonun Türkiye'nin ve hatta Avrupa'nın en büyük sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

Tarımda verimliliğin artırılmasının, bu ürünlerin ulusal ve uluslararası alanda pazarlanmasının önemine işaret eden Yüksel, İslam coğrafyasında tarım ve gıda sektörüne yönelik iş birliğinin yok denecek kadar az olduğunu, bunun artırılması gerektiğini kaydetti.

Yüksel, 'Şu anda varlığıyla İslam dünyasındaki birçok ülkeyi zengin kılan petrol ve doğalgaz kaynakları bir gün bitecek. Unutmamalı ki bizim en büyük zenginliğimiz verimli topraklardır. Toprağın altına baktık üzerini ihmal ettik. Dünya üzerinde bu kadar zenginliğimiz varken neden yoksulluk, açlık ve terör İslam coğrafyasında bunu hiç düşündük mü? Gelin birlikte İslam dünyası tarım ve gıda teşkilatını kuralım. Bilgi ve tecrübelerimizi paylaşalım.' dedi.

- Firas Masri Suriye'yi anlattı

Foruma katılan Barış ve Adalet İçin Medeniyyun Derneği Başkanı Firas Masri Suriye'de yaşanan duruma ilişkin bilgi verdi.

Türkiye halkı ve hükümeti Suriye halkının yanında durduğu için Suriye düşmanlarının Türkiye'de terör olayları gerçekleştirdiğini belirten Masri, bu nedenle Türklerin ve Suriyelilerin kanlarının birbirine karıştığını söyledi.

Suriye'de 5 yılı aşkın süredir devam eden kriz nedeniyle yaklaşık 500 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 1 milyon 800 bin kişinin yaralandığını, 500 bin kişinin sakat kaldığını, 800 bini aşkın çocuğun eğitimden mahrum kaldığını, binlerce insanın da kayıp olduğunu anlatan Masri, 'Suriye topraklarına aşırılık ve terörü yerleştirdiler. Bunların hedefi Suriye toplumunun imajını zedelemek. Biz asla ayrımcılık yapmayız, biz insanları zalim ve mazlum olarak ayırırız.' dedi.

Etkinlikte, 'Dünya Kıblesi' çalışma grubuna onur belgesi verildi.

İslam ülkeleri arasında ekonomik iş birliği olanaklarının tartışılacağı forum, 24 Aralık'ta sona erecek.

Kaynak: AA