'Göç Olgusu Ve Türkiye' Paneli
Kırşehir'de, Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla 'Göç Olgusu ve Türkiye' paneli gerçekleştirildi Yrd. Doç. Dr. Bağbaşıoğlu: 'Türkiye kitlesel göç olgusuna yabancı bir ülke değildir. 19201990 yılları arasında Balkanlar ve Kafkaslar'dan Türk ve Müslüman olmak üzere 1,6 milyon kişi ülkemize geldi'
Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Arif Bağbaşılıoğlu, tarihi ve bulunduğu konum itibarıyla kitlesel göçlere yabancı olmayan Türkiye'nin, 1920-1990 yılları arasında da 1 milyon 600 bin kişiye kapılarını açtığını söyledi.
Kırşehir Göç İdaresi Müdürlüğünün Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla düzenlediği 'Göç Olgusu ve Türkiye' konulu panelde konuşan Bağbaşıoğlu, Türkiye'nin, başta Ortadoğu, Balkanlar ve Kafyasya olmak üzere bölgesindeki iç karışıklıklar ve savaşlar nedeniyle kitlesel göçlere maruz kaldığını belirtti.
Göçlerin 1920'li yıllardan itibaren yoğunluk kazandığına dikkati çeken Bağbaşıoğlu, şöyle konuştu:
'Türkiye kitlesel göç olgusuna yabancı bir ülke değildir. 1920-1990 yılları arasında Balkanlar ve Kafkaslar'dan Türk ve Müslüman olmak üzere 1,6 milyon kişi ülkemize geldi. Bunun dışında 1980'li yıllarda ülkemizin etrafında meydana gelen bölgesel krizlerden kaçanlar yine sığınma yeri olarak vatanımıza geldiler. İran-Irak savaşı sırasında yaklaşık 50 bin, 1991 yılındaki 1. Körfez Savaşı'nda yaklaşık 460 bin, yine Yugoslavya'nın dağılma sürecinde yaklaşık 20 bin, 90'lı yıllarda Kafkaslardan Ahıska Türkleriyle yaklaşık 900 bin kişi de 80'li yıllardan sonra çıkan bölgesel krizlerle Türkiye'ye geldi. Farklı zamanlarda bölgemizden göç edenler de oldu.'
Yaşanan kitlesel göçlerle bu alandaki mevzuatlarda da değişiklikler yapıldığına işaret eden Bağbaşıoğlu, '2005 yılında göç mevzuatında değişiklik yapıldı. 2013 yılında Geri Kabul Anlaşması imzalanarak soruna çözüm bulunmaya çalışıldı. Türkiye, 2011-2014 yıllar arasında göç mevzuatında çok ciddi değişimler yaptı. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bu çerçevede kuruldu.' dedi.
Kırşehir Valisi Necati Şentürk de Kırşehir'de yaklaşık 6 bin göçmenin bulunduğunu, Türkiye'nin gönül coğrafyasında kültürel ve tarihi sorumluluğunu yerine getirmeye çalıştığını, zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında yer alan Türk milletinin göçmenlere din, dil ve ırklarına bakmadan gönüllerini açtığını vurguladı.
Ahilik medeniyetinin başkenti Kırşehir'de göçmenlerin huzur içinde yaşadıklarını aktaran Şentürk, 'Kırşehir'de hiçbir sorun yaşamadan, barış içinde hayatlarını sürdürüyorlar. Ülkemiz, göçmenlere kapısını açan ülkelerin başında gelmektedir. Dünyada göçmen sayısı en fazla olan ülke Türkiye'dir.' şeklinde konuştu.
AEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Güreşçi ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kocaoğlu, dünyada kitlesel göçlerin tarihi, göçlerle yaşanan sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Panele başta Suriye'den gelenler olmak üzere farklı ülkelerden sığınmacılar katıldı. Konuşmalar, tercümanlar tarafından Arapça ve Afgan diline çevrilerek katılımcılara aktarıldı. Afgan sığınmacılar, panelin sonunda Vali Şentürk'e geleneksel Afganistan giysisi hediye etti.
Panele, İl Emniyet Müdürü İsmail Hakkı Akyüz, Kırşehir Göç İdaresi Müdür Vekili Osman Demir, ilgili kurum amirleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Kaynak: AA
Kırşehir Göç İdaresi Müdürlüğünün Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla düzenlediği 'Göç Olgusu ve Türkiye' konulu panelde konuşan Bağbaşıoğlu, Türkiye'nin, başta Ortadoğu, Balkanlar ve Kafyasya olmak üzere bölgesindeki iç karışıklıklar ve savaşlar nedeniyle kitlesel göçlere maruz kaldığını belirtti.
Göçlerin 1920'li yıllardan itibaren yoğunluk kazandığına dikkati çeken Bağbaşıoğlu, şöyle konuştu:
'Türkiye kitlesel göç olgusuna yabancı bir ülke değildir. 1920-1990 yılları arasında Balkanlar ve Kafkaslar'dan Türk ve Müslüman olmak üzere 1,6 milyon kişi ülkemize geldi. Bunun dışında 1980'li yıllarda ülkemizin etrafında meydana gelen bölgesel krizlerden kaçanlar yine sığınma yeri olarak vatanımıza geldiler. İran-Irak savaşı sırasında yaklaşık 50 bin, 1991 yılındaki 1. Körfez Savaşı'nda yaklaşık 460 bin, yine Yugoslavya'nın dağılma sürecinde yaklaşık 20 bin, 90'lı yıllarda Kafkaslardan Ahıska Türkleriyle yaklaşık 900 bin kişi de 80'li yıllardan sonra çıkan bölgesel krizlerle Türkiye'ye geldi. Farklı zamanlarda bölgemizden göç edenler de oldu.'
Yaşanan kitlesel göçlerle bu alandaki mevzuatlarda da değişiklikler yapıldığına işaret eden Bağbaşıoğlu, '2005 yılında göç mevzuatında değişiklik yapıldı. 2013 yılında Geri Kabul Anlaşması imzalanarak soruna çözüm bulunmaya çalışıldı. Türkiye, 2011-2014 yıllar arasında göç mevzuatında çok ciddi değişimler yaptı. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bu çerçevede kuruldu.' dedi.
Kırşehir Valisi Necati Şentürk de Kırşehir'de yaklaşık 6 bin göçmenin bulunduğunu, Türkiye'nin gönül coğrafyasında kültürel ve tarihi sorumluluğunu yerine getirmeye çalıştığını, zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında yer alan Türk milletinin göçmenlere din, dil ve ırklarına bakmadan gönüllerini açtığını vurguladı.
Ahilik medeniyetinin başkenti Kırşehir'de göçmenlerin huzur içinde yaşadıklarını aktaran Şentürk, 'Kırşehir'de hiçbir sorun yaşamadan, barış içinde hayatlarını sürdürüyorlar. Ülkemiz, göçmenlere kapısını açan ülkelerin başında gelmektedir. Dünyada göçmen sayısı en fazla olan ülke Türkiye'dir.' şeklinde konuştu.
AEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Güreşçi ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kocaoğlu, dünyada kitlesel göçlerin tarihi, göçlerle yaşanan sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Panele başta Suriye'den gelenler olmak üzere farklı ülkelerden sığınmacılar katıldı. Konuşmalar, tercümanlar tarafından Arapça ve Afgan diline çevrilerek katılımcılara aktarıldı. Afgan sığınmacılar, panelin sonunda Vali Şentürk'e geleneksel Afganistan giysisi hediye etti.
Panele, İl Emniyet Müdürü İsmail Hakkı Akyüz, Kırşehir Göç İdaresi Müdür Vekili Osman Demir, ilgili kurum amirleri ve çok sayıda kişi katıldı.