Daşdemir, Büyükelçi Suikastına İlişkin Konuştu

Optimar Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Daşdemir, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a yönelik düzenlenen suikastın provokasyon olduğunu söyledi. Daşdemir, bu provokasyonun ters tepeceğini sözlerine ekledi.

Daşdemir, Büyükelçi Suikastına İlişkin Konuştu
Optimar Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Daşdemir, Büyükelçi Andrey Karlov suikastına yönelik açıklamalarda bulundu. Daşdemir yazılı açıklamasında suikastın iki ülke arasında gerginlik oluşturma amacıyla yapıldığını ve bunun ters tepeceğini ifade etti.

Açıklamasında "Büyükelçi Andrey Karlov hayatını kaybetmiş olsa da bu elim olay bizim ilişkilerimizi sarsmak yerine güçlendirecek ve yapılan provokasyon ters tepecektir" diyen Daşdemir, "Türkiye’nin bir Büyükelçi’yi koruyamaması hele de bir polis tarafından Karlov’a suikast düzenlenmiş olması, emniyet içerisindeki FETÖ temizliğinin tam olarak yapılamadığını net bir şekilde gösteriyor. Üstelik, suikastcı FETÖ dershanesine gitmiş ve mesleğe de 2014 yılında başlamış. Nerden baksan elinde kalıyor olay. FETÖ’cü aklama peşindeki siyasetçilere şahit oldukça, bu olayın siyasal kanadı temizlenmeden bu ülkeye huzur olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

Daşdemir’in ifadeleri şu şekilde gerçekleşti: "Emniyet kanadında FETÖ’cüleri tespit anlamında bir sıkıntı olsa da Türkiye Cumhuriyeti’nin en iyi içişleri bakanlarından biri olan Süleyman Soylu’ya olay maledilemez, çünkü elinden geleni fazlası ile yapıyor. Ekibi ile göreve geldikten sonra kararlı tutumu ve takibi neticesinde birçok canlı bomba etkisiz hale getirildi.

Yine de olay sıcak iken ve tam güvenliğin sağlanıp sağlanmadığı bilinmeden olay mahalline girmesi oldukça tehlikeli bir durumdur. Süleyman Soylu’nun kendi canının emniyeti elbette önemlidir. Ancak, temsil ettiği makamın güvenliği, şahsının güvenliğinden daha önemlidir. Suikastçı’nın öldürülmesi de büyük bir hatadır. Canlı teslim almak bu tür durumlarda birinci amaçtır. Nedense, bu da büyük bir hata işin içinde başka bir sebep yok ise?

Bu olay kime yarar?

FETÖ, yandaşları öncelikle olayı saptırma peşine koştular. Kim, FETÖ dışında bir adres gösteriyor ise araştırın kesinlikle bir FETÖ bağlantısı vardır. Başka bir ihtimal de FETÖ ile işbirliği içerisinde olan bir yapının içerisinde olmasıdır. Örnek olarak da Emre Uslu denen iflah olmaz, uslanmazın attığı twite bakmanızı öneririm. ‘’Ben polisi tipinden tanırım. Bu kişide polis tipi yok. Tipik bir İHL’li bu. Eğer bu kişi polis ise son dönemde alınan AKP polisidir.’’ Bu, tip mesajlar ile de olayı Radikal İslam saldırısı gibi gösterme çabasıdır. Üstelik Emre Uslu’nun ABD’deki ev arkadaşının şu an MİT’ten sonraki en stratejik kurumlardan birisi ile sürekli iş ilişkisi var. Etrafınıza bakın bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Bir başkası, ‘’İran yaptırmıştır’’ diyor ki oldukça düşük bir ihtimal Pers aklı herşeyi ince ince düşünüp bu silahın kendilerine tepeceğini akıl eder. Oldukça zeki olan bir FETÖ dostu arkadaş da "Bu olayın arkasında Rusya var. Rusya, kendi elçisini feda etti. Böylelikle istediğini dikte edebilecek’’ diyor. Beyefendi çok zeki ve biz de çok aptalız ya buna inanacağız. Bu suikast arkasında FETÖ’yü görmemek için ’miyop’ olmak gerekir. Başka bir amacınız yok ise eğer.

Diğer taraftan, CIA Türkiye’den özür dilemişken ki bu özür CIA tarihinde bir ilkmiş. Neden adres olarak direkt kendisini gösterecek bir suikast azmettiricisi olsun? Bu durumda iyice köşeye sıkışmış olan FETÖ bu suikast ile hem ABD ile hem de Rusya ile hatta İran ile ilişkilerimize yönelik bir provokasyon düzenlemiştir. Rusya, bu olaydaki FETÖ parmağının adresinin nereye dayanacağını bilir ve olay CIA’in yani ABD’nin üzerine kalırdı, dolayısı ile bu yönü ile de FETÖ’nün CIA’den bağımsız böyle bir suikast düzenleme ihtimalini çok güçlendiriyor. Belki olayın arkasında bu coğrafyada ABD ile ilişkileri çok güçlü olan ve ABD ve Rusya yakınlaşmamızı istemeyen bir devlet olabilir. Ama, bu olaydaki FETÖ imzasını görmemek olsa olsa en iyimser tabir ile aşrı saflık olur ki bunun başka ne anlama geldiğini biliriz hepimiz.

Sonuç olarak, bu olay Gezi Olayları ile fitili ateşlenen daha sonra 17-25 Aralık olayları ve 15 Temmuz ile devam eden sürecin devam ettiğini Türkiye’ye ve Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan’a yönelik bir suikastin devamı olduğunu görmek gerek. Müsterih olun, Türkiye güçlü ve sağlam durdukça başarılı olmaları mümkün değil. Aksine bu olaylar, bizim daha çok birbirimize kenetlenmemize sebep olur".
Kaynak: İHA