İngiltere-Türkiye İş Forumu

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, son yıllarda 200'e yakın Türk şirketinin İngiltere'de yatırım yaptığını bildirdi.

Moore, Türk-İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (TBCCI) tarafından, Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) iş birliğiyle gerçekleştirilen 7. İngiltere- Türkiye İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, 2016'nın mülteci krizi, Suriye, terörist saldırıları, Brexit ve ABD seçimleri gibi çeşitli zorluklarla geçtiğini söyledi.

Moore, 'Tüm dünya birbirine bağlı durumda, münferit hareket etmek imkansız. Önemli ülkeler, uluslar ve hükümetler global tehditlere karşı birlikte dururlar. Bunun bir şartı da şüphesiz serbest küresel ticaretin artması ve gelişmesinden ibarettir. Brexit'i başarılı bir şekilde geçireceğiz. AB ile İngiltere arasındaki ilişkilerin geleceği konusu halen masada olmakla birlikte bizler Avrupa'yı asla terk etmiyoruz. Türkiye de dahil olmak üzere, Avrupa'daki ve dünyadaki tüm müttefik ve ticari ortaklarımızla yakın ilişkiler içerisinde kalmaya devam edeceğiz.' şeklinde konuştu.

AB'den ayrılmadan herhangi bir pazarlığa oturmanın mümkün olmadığını ancak Brexit sonrası için Türkiye'nin en büyük 3. ihracat pazarları olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurarak görüşmelere başladıklarını ifade eden Moore, 'AB'den çıkış kararımız, bize ticari anlaşmalarımızın kurallarını iş ortaklarımızla birlikte belirleyebilme ve dünyada serbest ticaret konusunda son derece güçlü bir ülke konumuna gelebilme adına yeni ve önemli bir rol üstlenmemizi sağlayacak.' dedi.

İngiltere'nin dünyanın 5'inci büyük ekonomisi olduğunu ve son yıllarda 200'e yakın Türk şirketinin İngiltere'de yatırım gerçekleştirdiğini belirten Moore, şunları kaydetti:

'İngiltere hükümeti, Türkiye'yi ticaret hacmi ve yatırımlar açısından son derece olumlu olarak değerlendirmeye devam etmektedir. Ancak darbe girişimi sonrası ticari boyutta üstesinden gelinmesi gereken birtakım kritik konular söz konusu olmuştur. GSYH ve uluslararası doğrudan yatırım rakamlarında kaydedilen düşüşler, ticari güveni de olumsuz etkilemiştir. Ticaret, istikrar ve güven talep eder. Ani ve sık yönetmelik değişiklikleri olumlu karşılanmaz. Elbette ki kanun dışı faaliyetlerde bulunan herkes yargılanmalıdır ancak bu konuda da bir denge sağlanmalıdır. Dünyada tüm büyük ekonomiler rekabet halindeyken bu unsurların sağlanması şarttır. İngiltere, Türkiye'nin dostu ve yakın iş ortağı olmaya devam edecektir. Karşılıklı ticaret hacmimiz 2010 yılından bu yana yüzde 70 oranında bir artış göstermiştir. Bizler bu rakamın çok daha üzerine çıkmayı arzu ediyoruz.'

- 'İş adamları olarak siyasi havanın iyileşmesini istiyoruz'

DEİK Türkiye-İngiltere İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Remzi Gür de İngiltere'nin kendi isteğiyle Avrupa Birliği'nden (AB) ayrıldığını hatırlatarak, 'Fakat 50 yıldan beri AB kapısında bekleyen Türkiye henüz kabul edilmedi. Bunun Türkiye'nin lehine ya da aleyhine olduğu ilerideki günler gösterecektir. Türkiye'nin kaybından ziyade Avrupa'nın kaybı olacaktır.' diye konuştu.

Avrupa'nın bu yanlıştan dönerek Türkiye ile ortaklığın sürdürüleceğine inandığını ifade eden Gür, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Biz iş adamları olarak siyasi havanın iyileşmesini istiyoruz. Tüccarlar, ülkelerin resmi olmayan elçileridir. Sosyal, siyasi, ekonomik işlerimizi daha iyi yerlere taşıyacağımıza inanıyorum. Türkiye olarak Avrupa'da 7'nci büyük ekonomiye, dünyada ise 16'ncı büyük ekonomiye sahibiz. İngiltere ile Türkiye arasındaki ticaretin 2017'de 2016'dan daha iyi olacağını ümit ediyoruz. Türkiye ile İngiltere arasındaki ekonomik ilişkilerin daha sağlıklı ilerleyeceğine inanıyorum.'

- 'Türkiye, her yönden güçlü bir duruş sergiledi'

Türk-İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (TBCCI) Başkanı Emma Edhem ise bu yıl forumun, her iki ülkede olağanüstü gündemler yaşanırken gerçekleştiğini ifade ederek, terör saldırıları ve hain darbe girişimi karşısında Türkiye'nin, ekonomisi de dahil, her yönden güçlü bir duruş sergilediğini ifade etti.

Edhem, yılın 9 ayında Türkiye ile İngiltere arasındaki karşılıklı ticaret hacminin yüzde 6,3 arttığını belirterek, 'Brexit konusunda bildiklerimizden biri de İngiltere'nin Türkiye ile ticaret yapmaya devam edeceği gerçeğidir. Son 9 ayda, tüm olağanüstü durumlara rağmen artış gösteren ticaret hacmi de bunun en önemli kanıtıdır.' diye konuştu.

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi sonrası Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin endişeli yorumlar yapıldığını belirterek, Türkiye'nin sağlam kamu finansmanı ve bankacılık sistemi sayesinde söz konusu endişelerin kısa sürede giderildiğini söyledi.

Bilgiç, İngiltere'nin Türkiye için en önemli ticari ortaklarından biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

'Brexit kararı ile her iki ülke de önemli bir değişim sürecinden geçmektedir. Süreç sonrası belirlenecek yeni ekonomi politikalarının Türkiye'nin de çıkarlarına en uygun biçimde şekillenmesi ancak yakın iş birliğinin devamı ile mümkün olacaktır. Halihazırda 1996 yılı Gümrük Birliği anlaşmasına tabi olan Türkiye-İngiltere ticari ilişkileri, İngiltere'nin AB'den çıkışı sonrasında, karşılıklı görüşmelerle belirlenecek ikili anlaşmalar ile yürütülecektir. İki ülke arasında konuya ilişkin görüşmeler başlatılmıştır. Sonuç itibarıyla iki ülke arasındaki ticaretin mümkün olduğunca serbest koşullarda gerçekleşmesi mühimdir.'

- 'İki ülke Avrupa mimarisinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur'

Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Vekili Ahmet Yücel de Avrupa kıtasının bugün yeni denge ve oluşumlara gebe kritik bir süreç yaşadığını ifade ederek, '2008 yılından bu yana devam eden ekonomik kriz, artan işsizlik ve yabancı düşmanlığı, düzensiz göç ve terör gibi pek çok önemli soruna çözüm bulmaya çalışan AB, Birleşik Krallık'ın birlikten ayrılma kararı ile birlikte tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya kalmıştır.' dedi.

Yücel, Brexit kararının Avrupa bütünleşmesinin sanıldığı gibi hep ileri değil, geriye de gidebileceğinin bir kanıtı olduğunu belirten Yücel, şunları kaydetti:

'Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması, Avrupa'dan ayrılması anlamına gelmediği gibi, Türkiye'nin AB üyesi olmaması da bir Avrupa devleti olmadığı anlamına gelmemektedir. Birleşik Krallık ve Türkiye, Avrupa mimarisinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Önümüzdeki dönemde, Birleşik Krallık ve Türkiye olarak hem kendi geleceğimiz hem de Avrupa'nın geleceği hakkında söz sahibi olabilmek için her alanda daha fazla iş birliği yapmamız gerektiğine inanıyorum.'