Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (2)

'Uluslararası camianın burada bütün gücünü ortaya koyarak Halep'ten tahliyelerin sorunsuz şekilde gerçekleşmesini sağlaması lazım. Bu yapılabilecek en asgari şey. Halep ölmüş, Halep'te insanlık ölmüş de hiç olmazsa kalan son insanları kurtaralım çabasıdır' 'Türkiye bu çabanın içerisindedir. Burada bu saldırılarla tahliyeleri engellemeye çalışan unsurların süratle bölgeden uzaklaştırılması, engellenmesi lazım. Bunları kimler destekliyorsa o adamlarını oradan çekmesi lazım ki o tahliyeler sürdürülebilsin' 'Bu ülkede de birliği, dirliği bozmak isteyenler TürkKürt kavgası çıkarmayı başaramayanlar, bu sefer AlevilikSünnilik üzerinden bir ayrım ortaya koymaya çalışabilirler. Buna karşı herkes çok dikkatli olsun'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, uluslararası camianın bütün gücünü ortaya koyarak Halep'ten tahliyelerin sorunsuz şekilde gerçekleşmesini sağlaması gerektiğini belirterek, 'Bu yapılabilecek en asgari şey. Halep ölmüş, Halep'te insanlık ölmüş de hiç olmazsa kalan son insanları kurtaralım çabasıdır.' dedi.

Kurtulmuş, Tvnet'te katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Teröre karşı ortak bir dil oluşturulamadığı için terör örgütlerinin rahat hareket ettiğini ifade eden Kurtulmuş, uluslararası camianın yeterince duyarlı davranmaması ve terör örgütlerinin tamamının üstüne gitmemesi nedeniyle terörün küresel bir tehdit haline geldiğini dile getirdi. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Siz Rakka'yı, Musul'u DEAŞ'tan geri almak için mücadele edeceksiniz. Bu mücadeleyi meşru unsurlarla yapmak başka bir şeydir, bu mücadeleyi yaparken 'Biz buradan DEAŞ'ı atalım da hangi terör örgütü yerine gelirse gelsin.' demek başka bir şeydir. 'Biz Musul'dan, Telafer'den bu adamları, DEAŞ'ı atacağız, yerine Haşdi Şabi, PYD gelsin.' derseniz, terörün devam etmesini sağlamış olursunuz. Aynı şekilde 'Rakka'yı biz bunlardan alalım.' derken oraya PYD'yi koyarsanız, yine aynı şekilde terörü güçlendirmiş olursunuz. PYD, Haşdi Şabi ya da başka bir terör örgütü, bu günün birinde gelir sizi vurmaya başlar. Hiç şüpheniz olmasın PYD'si de diğerleri de bir gün kendilerine destek verenlerin ensesinde boza pişirecek. Çünkü canavar büyüttüğünüz zaman nerede durduracağınızı artık siz belirlemiyorsunuz.'

Kurtulmuş, uluslararası camianın, hem Türkiye'ye karşı hem de teröre karşı yaklaşımında samimi olması ve herkesin terörle ortak mücadele vermesi gerektiğini söyledi.

- 'Türkiye için evinin bahçesinin dibindeki tehdittir'

Kilis'e her gün roketlerin, füzelerin düştüğünü ve çok sayıda kişinin de şehit olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye Cerablus'a operasyon yaparak sınırdaki DEAŞ unsurlarını temizlediğini, sınır kasabalarının ve Kilis'in güvenliğe kavuştuğunu aktardı.

Türkiye'deki terörün sadece Türkiye'nin içinden kaynaklanmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, silahların, elemanların Türkiye'nin dışından Suriye'den, Irak'tan geldiğini kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin bunu seyretmeyeceğini, bu sızmaları önlemek ve ulusal güvenliğini sağlamak amacıyla gerekeni yapacağını belirtti.

Türkiye'nin, Suriye ile 911 kilometre, toplam bin 250 kilometre Suriye-Irak sınırının bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, bu durumda tehlikenin ve tehdidin Türkiye için uzakta olmadığını ifade etti.

Kurtulmuş, 'Amerika Birleşik Devletleri, Almanya için Suriye, çok uzaktaki bir tehdittir, aynı şekilde Irak da. Ama Türkiye için evinin bahçesinin dibindeki tehdittir. Komşu bahçeden de sürekli taciz edilen bir ülkedir. Türkiye, sınırımızın dışında, Türkiye aleyhtarı olan bütün terör faaliyetlerini izliyor. Gerektiğinde her birine de cevap verebilecek hazırlıklarını yapıyor. Bunları seyredecek değiliz. Türkiye terörün kaynağı neredeyse o kaynağa karşı operasyon yapma gücüne sahip.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Halep'te sadece insanlar ölmedi, bütün insanlık öldü'

Halep'te yaşananlara ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, Suriye politikasına bakıldığında dünyanın sınıfta kaldığını, Halep'te sadece insanların ölmediğini, bütün insanlığın öldüğünü dile getirdi.

Numan Kurtulmuş, 'Vekalet savaşları veren ülkeler, kendi ellerindeki vekilleri üzerinden 600 bin kişinin ölmesini sağlayan, böyle bir sonucu ortaya koyan maalesef bir insanlık suçuna ortak olmuştur. Orada rejimin kimyasal silah kullanmasına, kendi şehirlerini yukarıdan bombalayarak halkına zulüm etmesine, Halep'in, Şam'ın o güzel tarihi şehirlerin yok olmasına göz yummuştur. Sadece buradaki silahlı gruplar üzerinden herkes, maalesef bölgedeki gücünü nasıl artıracak bunun hesabını yapmıştır. Bu ağır bir faturadır ve insanlık bu faturanın altında kalmıştır, ezilmiştir.' şeklinde konuştu.

Halep'te ise kasım ayının ortalarında başlatılan ağır bir bombardıman olduğunu anımsatan Kurtulmuş, binlerce insan öldüğünü, ilaç ve yiyecek malzeme bulunmadığını söyledi.

Türkiye'nin Halep'te insani koridor açmak için gayret ettiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

'Suriye rejimi adına Rusya ile Özgür Suriye Ordusunun anlaşmasında Türkiye, bir yerde gözlemcilik yapıyor. Belli bir noktaya geldi. Tam buradan çıkışlar sağlanacakken maalesef başka kontrol dışı unsurlar, oradan çıkartılan Halep halkına karşı saldırıya geçtiler. Orada çok kısa süre içerisinde bitirilmesi planlanan tahliyeler uzamış oldu. Bu büyük bir hassasiyet oluşturdu. Uluslararası camianın burada bütün gücünü ortaya koyarak Halep'ten tahliyelerin sorunsuz şekilde gerçekleşmesini sağlaması lazım. Bu yapılabilecek en asgari şey. Halep ölmüş, Halep'te insanlık ölmüş de hiç olmazsa kalan son insanları kurtaralım çabasıdır. Türkiye bu çabanın içerisindedir. Burada bu saldırılarla tahliyeleri engellemeye çalışan unsurların süratle bölgeden uzaklaştırılması, engellenmesi lazım. Bunları kimler destekliyorsa o adamlarını oradan çekmesi lazım ki, o tahliyeler sürdürülebilsin.'

Kurtulmuş, bölgenin her yerinde mezhep çatışmalarını körükleyenlerin olduğuna, Türkiye'de de buna çok dikkat edilmesi gerektiğine işaret etti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'Suriye'de olan bir mesele Türkiye'nin içerisine taşınmamalıdır. Orada birtakım unsurlar Halep'teki vatandaşlara, sivil masumlara saldırıyorsa 'Biz de burada Aleviler-Sünniler birbirimize gireriz, Alevilere şöyle yaparız, böyle yaparız.' şeklinde birtakım tehditlerin son derece sakıncalı, yanlış, Türkiye'ye karşı olan bir takım ifadeler olduğunu düşünüyorum. Biz Türkiye'de Sünniler ve Aleviler asırlardır beraber yaşıyoruz ve asırlarca beraber yaşamaya devam edeceğiz. Herkes komşusuna sahip çıksın. Ne etnik köken farklılıkları ne mezhep meşrep farklılıkları dolayısıyla kimse bir diğerini kınamasın. Herkes sözlerine ve işlerine dikkat etsin, bu ülkede de birliği, dirliği bozmak isteyenler Türk-Kürt kavgası çıkarmayı başaramayanlar bu sefer Alevilik-Sünnilik üzerinden bir ayrım ortaya koymaya çalışabilirler. Buna karşı herkes çok dikkatli olsun. Halepli kardeşlerimizin sonuna kadar yanında olacağız. Bütün gücümüzle onlara insani yardım ulaştıracağız. Ama Halep'in etrafında dönen o kirli siyasetin bir parçası haline Türkiye'yi getirmeyeceğiz.'

(Bitti)
Kaynak: AA