'Çini De İnsan Gibi Toprağa Dönecek'

Türkiye'de yaşayan Japon çini sanatçısı Akkuş: '15 sene önce buraya yerleştik. Türkiye'yi çok sevdim. Zaten sevmeseydim böyle bir çalışma da yapmazdım' 'Çiniyi günlük hayata sokmak istiyorum çünkü süs olarak duruyor şu anki çiniler. Sehpa yapmıştık, mobilyalara da uygulansa diye düşüncem var'

HÜSEYİN YAHYA ŞEKERCİ - Japonya'dayken ilgisini çeken çiniye merakını yitirmeyen Kanae Akkuş, evlenip Türkiye’ye yerleştikten sonra 7 yıl çini eğitimi aldığını ve Hoca Ahmet Yesevi Vakfında sanatçı olarak görev yaptığını kaydetti.

AA muhabirine çiniyle ilişkisini anlatan Akkuş, çiniye Japonya’da babasının evini yaparken ilgi duymaya başladığını anlattı.

Evin mutfağında Türk çinilerini kullanmak istediklerini ancak çok pahalı olduğu için vazgeçtiklerini söyleyen Akkuş, ülkesinde tanıştığı Türk akademisyen eşiyle 15 sene önce Türkiye’ye yerleştikten sonra komşularının çini kursuna gittiğini öğrenince kendisinin de kursa katılmaya karar verdiğini belirtti.

Hobi amacıyla başladığı eğitime 7 sene eğitime devam ettiğini, çiniyle ilişkisinin bu şekilde başladığını dile getiren Akkuş, şöyle konuştu:

'Evlendikten sonra bir müddet de kaldık Japonya’da. Çocuklar da orada doğdu. Sonra Türkiye’ye gelmeye karar verdik. 15 sene önce buraya yerleştik. Türkiye'yi çok sevdim. Zaten sevmeseydim böyle bir çalışma da yapmazdım. İnşallah böyle çalışmaya, üretmeye devam etmek istiyorum. Türk arkadaşlarım da çok var. Aslında Japon ve Türk kültürünün çok benzediğini görüyorum. Ailesi yapısı, yaşam tarzı olarak çok benziyoruz. Çok farklı hissetmiyorum aslında.'

- 'Süs olarak kalmasın'

Japonya’da mimarlık eğitimi aldığını ve bir süre mesleğini icra ettiğini aktaran Akkuş, Türkiye’ye geldikten sonra Türkçe öğrenmeye ve ardından çini eğitimine başladığının altını çizdi.

Küçük Ayasofya Camisinin bahçesinde bulunan eski medreselerdeki Hoca Ahmet Yesevi Vakfında sanatçı olarak görev yapan Akkuş, çininin hayatın daha çok içine girmesini istediğini belirterek, 'Mesela mobilyalara uygulanabilse diye düşüncem var. Çiniyi günlük hayata sokmak istiyorum. Aslında birkaç tane yaptık, sehpa yapmıştık. Evde kullanılabilecek bir şeyler yapabilsek. Çünkü süs olarak duruyor şu anki çiniler.' diye konuştu.

Üretmeyi çok sevdiğini ve geleneksel desenler yapmaya çalıştığını dile getiren Kanae Akkuş, 'Dönem dönem motifler çok değişiyor. Mesela ben Selçuklu motiflerini çok seviyorum. Bir de Baba Nakkaş mavi beyaz desenleri çok seviyorum. Biraz daha erken dönem eserleri seviyorum Japonya’daki desenlere yakın olduğu için herhalde. Çünkü Japonlar da mavi beyaz çok sever.' dedi.

- 'Hala öğreniyorum'

Gençlerin geleneksel Türk sanatlarına ilgisini yetersiz gördüğünü aktaran Akkuş, sözlerini şöyle tamamladı:

'Ben istiyorum ki gençler de bu Türk sanatlarına merak duysun. Nasıl yapıldığını bilmelerini isterim. 'Alçı mı? Arkeolojik boyayla cila mı atılıyor?' diyen var. Bu sanata dair insanlar bilgili olsa ne güzel olur. Genç çocuklar yapacak ya da yapamayacak fark etmez ama en az bir kere nasıl yapılacağını görseler, öğrenseler ne güzel olur. İmkan varsa mutlaka toprak işleri yapmalarını tavsiye ediyorum. Ben yıllardır çini sanatıyla ilgileniyorum ama öğrenme aşamasını henüz tamamlayamadım. Hala öğrenme aşaması diye düşünüyorum. Herhalde ölene kadar da hepsini öğrenemeyeceğim. Sonuna kadar, yapabileceğim kadar öğrenmek istiyorum. Hala öğreniyorum. Çini yapmaktan dolayı onur duyuyorum. Çini ile olan ilişkim derin bir ilişki. Zaten bu çiniler zaman geçtikten sonra toprağa dönecek her şey gibi, insan gibi. Mutlaka kuruyacak, parçalanacak. Belki uzun süre cami çinileri gibi kalabilir ama belki bir gün o da yok olabilir. İnsanın toprakla olan ilişkisini sürdürmesini çok isterim.'

Kaynak: AA