ADÜ'de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü Programı Gerçekleşti

Açılış konuşmasını yapan ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, İnsan Hakları konusunda en çok konuşan, en çok fikir beyan eden bu işin öncülüğüne soyunmuş batı medeniyetinin yaptıkları ile söyledikleri arasında büyük fark olduğunu belirtti.

Batı medeniyetinin ikiyüzlü bir tavır takındığına dikkati çeken Rektör Bircan, “Hepimiz bizi yaratandan geldiğimiz için eşit haklara sahip olduğumuza inanıyoruz. Bizim derdimiz insanları, başka inançlardan oldukları, başka şeylere iman ettikleri için hor görmek değildir.” dedi.

Darbe girişimini atlatmış bir millet olarak Batının savunduğu bütün değerleri, üstünkörü değil, gerçekten özümseyerek uygulayabiliriz diyen Bircan, “Müslüman aleminde insan hakları konu olunca gerçekten canımız sıkılıyor, rahatsız oluyoruz ve bu rahatsızlığı en üst perdede nasıl dile getirebileceksek kimin yüzüne Hakk’ı söyleyebileceksek, her yerde her şartta bunu söylemek zorundayız’’ dedi.

Konuşmasına, 7 Aralık günü hayata gözlerini yuman İsmet Sezgin’in ailesine başsağlığı dileyerek başlayan Vali Yardımcısı Bahri Tiryaki ise 15 Temmuz 2016 akşamı ülkemizi kaosa sürükleyecek girişimden bahsederek, “Bu hususta Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türk milleti kenetlenerek bu darbe girişimi püskürtülmüş, ülkemiz birlik ve beraberliğini böyle sergilemiştir’’ dedi.

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ve Yrd. Doç. Dr. Yasemin Abayhan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Darbeler, Demokrasi ve İnsan Hakları’’ başlıklı konferansa geçildi.

Konferansın ilk konuşmacısı Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berat Özipek dinleyicilere insan hakları, demokrasi ve darbe arasındaki ilişkileri anlatarak Türkiye’nin darbeler tarihi konusunda bilgiler verdi. Demokrasiye yönelik askeri müdahalelerin darbe, muhtıra ve askeri müdahale şeklinde oluğunu söyleyen Prof. Dr. Özipek, Türkiye’de çeşitli dönemlerde darbe, muhtıra ve müdahaleler olduğunu belirtti.

2007’de asker tarafından verilen muhtıranın sivil otorite ve siyasi iktidar tarafından tanınmayarak, Türkiye’nin kaderinin değiştiğini belirten Prof. Dr. Özipek, 15 Temmuz’da darbeye karşı oluşan direnişin 2007 ‘deki muhtıranın tanınmaması birikimiyle ortaya çıktığını söyledi.

Darbenin demokratik ve ekonomik gelişimi engellediğini ifade eden Prof. Dr. Özipek “Darbe ile anılan ülkelerin geri kalmış ve geri bırakılmış olduğu görülür. Darbe bireyin politik hak ihlalidir. Darbelerin gerekçeleri olmaz, bahaneleri olur. Dünyanın her yerinde darbeciler kendilerini haklı çıkarmak için çeşitli sebepler öne sürmüşlerdir’’ dedi.

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç . Dr. Yasemin Abayhan’da darbe gecesi Ankara’da yaşadıklarını anlattığı konuşmasında, daha önce babasının darbeye maruz kalan biri olarak kendisine anlattıklarının, televizyonlardan gördüğü ve kitaplardan okuduklarının gerçek olma ihtimalinin kendisini rahatsız ettiğini, Adnan Menderes idam edildiğinde üzülen insanların yaşadığı utancı çocuklarının yaşamaması için dışarı çıktığını belirtti.

Kendisini en çok etkileyen olayın insanların birlik içinde sela ve tekbir getirerek bir araya gelmesi olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Abayhan, bu durumun ortak kültürel değerlerin insanları bir araya getirmesinden kaynaklandığını belirtti.

Sokağa çıkan kadınların yanlarına çocuklarını da almasının önemli olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Abayhan, darbe teşebbüsünden çok sonra bir arkadaşıyla röportaj yapan Mısırlı bir kadının, arkadaşına “Biz de sizin gibi, Türk kadını gibi, Mısır’da yapılan darbede çocuklarımızla beraber dışarı çıksaydık ve darbeye direnseydik.’’ dediğini sözlerine ekledi.

Dinleyicilerin sorularının cevaplandırıldığı programın sonunda, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan konuşmacılara çiçeklerini takdim etti. 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla gerçekleşen resim, şiir, kompozisyon dallarında dereceye giren öğrencilere de hediyelerin verildiği program sonrasında konuşmacılar, Cavit Bircan’ı makamında ziyaret etti.