Maliye Bakanı Ağbal Açıklaması

'2017 bütçemiz 645 milyar lira, buradan eğitime ayırdığımız kaynak 122 milyar lira. Bütçemizin yüzde 20'sini tek başına eğitime ayırıyoruz. Bu son derece önemli bir kaynak' 'Ayağınızı yorganınıza göre uzatırsanız, doğru ekonomi politikaları uygularsanız, ülkede siyasi istikrarı sağlarsanız, milli bir duruş sergilerseniz, ülkeninin kaynaklarını ve potansiyelini bilirseniz, dış politikada da buna uygun aktif bir dış politika izlerseniz o zaman yürüyüşünüz de, yaptığınız iş de değişir' 'Eğer biz doğru işler yaparsak, bu ülkenin potansiyeline sahip çıkarsak, gündelik meselelerle boğuşmazsak ve ülkenin değerleriyle barışık olursak o zaman bu topraklar da fışkırıyor'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, '2017 bütçemiz 645 milyar lira, buradan eğitime ayırdığımız kaynak 122 milyar lira. Bütçemizin yüzde 20'sini tek başına eğitime ayırıyoruz. Bu son derece önemli bir kaynak.' dedi.

Ağbal, Bayburt Üniversitesinin 2016-2017 akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2008 yılında kurulan üniversitenin kent için büyük önem taşıdığını söyledi.

Üniversitelerin bilginin üretildiği, dönüştürüldüğü, geliştirildiği ve aktarıldığı yerler olduğunu belirten Ağbal, 'Bu anlamda bilgi zaman zaman ödünç de alınır. Bilgi zaten Müslüman'ın yitik malıdır. Biz ne yapacağız? Bilgiyi nerede bulursak bulalım alacağız, kendi öz değerlerimizle mukayese ederek, inançlarımıza ve değerlerimize uygun şekilde bilgiyi dönüştürüp daha da geliştireceğiz.' diye konuştu.

'Üniversiteleri toplumdan yalıtırsanız, toplumun dışına atarsanız veya toplumun dışında kalırsa o zaman üniversite ile toplum arasında bir duvar örülür.' ifadesini kullanan Ağbal, şöyle devam etti:

'Toplum üniversiteye yabancı, üniversite topluma yabancı... O zaman hiçbir şekilde birbirine katkı sağlamıyor. Onun için toplumla bütünleşen, toplumu geliştiren ve sorunlarına eğilen üniversite modelini önemsiyoruz. 2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye'deki üniversite sayısı 70'lerle ifade ediliyordu. İlk andan itibaren kendimize bir hedef koyduk. Eğer Türkiye kalkınacaksa, büyüyecekse ve bir vizyon ülkesi haline gelecekse bunun birinci şartı eğitim.'

Yüksek öğretime özel önem verdiklerini vurgulayan Ağbal, bu hedef doğrultusunda 81 ilde üniversite kurulduğunu, ayrıca vakıf üniversitelerinin sayısının da yıldan yıla arttığını söyledi.

Naci Ağbal, yüksek öğretime erişim oranının son 14 yılda önemli ölçüde arttığına dikkati çekerek, 'Artık gençlerimiz liseden mezun olduklarında üniversiteye daha rahat erişebiliyorlar. Hükümet olarak özellikle yüksek öğretime erişimi artırmamızın sebeplerinden bir tanesi de toplumda büyümeyi ortak bir zeminde meydana getirmek, gelir dağılımını düzeltmektir.' dedi.

Yüksek öğretimi büyütme politikalarına bundan sonra da devam edeceklerini dile getiren Ağbal, şunları kaydetti:

'Son 14 yıldır her zaman bütçe yaparken en fazla kaynağı eğitime ayırıyoruz. Ben 2006 yılından beri bu ülkede bütçe yapıyorum. Bir gelir kaynağımız var ve buna göre bütçe yaparız. Hükümet olarak birinci önceliğimiz eğitim. Elimizdeki kaynakları en yüksek şekilde eğitime ayırıyoruz. 2002 yılında bütçenin büyüklüğü yaklaşık 116 milyar lira. Buradan eğitime ayrılan kaynak ise yaklaşık 11 milyar lira. 2017 bütçemiz 645 milyar lira, buradan eğitime ayırdığımız kaynak 122 milyar lira. Bütçemizin yüzde 20'sini tek başına eğitime ayırıyoruz. Bu son derece önemli bir kaynak.'

Ağbal, ülkenin kalkınmasının itici gücünün eğitimden geldiğini bildiklerini belirterek, gelecek yıllarda da eğitime bugünden daha fazla kaynak ayıracaklarını ve gençlere yatırım yapacaklarını söyledi.

Maliye Naci Ağbal, bütçe hazırlama süreçlerine ilişkin şunları kaydetti:

'Bütün bunlar nasıl bir ortamda oluyor? Kolay mı öyle, bütçe yapacaksınız? Bütçe yaparken ekonomiye bakarsınız, ekonomi nasıl gidiyor? Eğer ekonominiz kötü ise bütçeyi yapamazsınız ki birileri getirir bütçeyi sizin önünüze koyar. 2002 yılında AK Parti, hükümeti devraldığında öyle bir dönemin içerisindeydik. IMF ile yapılan stand-by'ların her birisi başarısız, sürekli bir ekonomik kriz hali arka arkaya gidiyor. Bir türlü ülke kendini toparlayamıyor hem ekonomik olarak hem siyasi olarak. Böyle bir dönemde bütçe yaptığınız zaman bu nasıl bir bütçe olur?'

- 'Son 14 yıldır Türkiye adeta kabuğundan sıyrılıp çıktı'

Bütçenin iki temel gideri olduğunu dile getiren Ağbal, şöyle devam etti:

'Bunlardan bir tanesi faiz gideri. Bütçeler eğer açık veriyorsa borçlanırsınız, borçlanırsanız da faiz ödersiniz. Faiz önce ödenir çünkü o borçtur, onu ödememezlik yapamazsınız. Faizden geriye ne kaldıysa onu da diğer bütün masraflarınıza harcarsınız. Sene 2002, bütçemizde faize ayırdığımız kaynak yüzde 43, geriye yüzde 57 kalıyor. Onunla eğitim, sağlık, altyapı ve diğer bütün harcamaları karşılamanız lazım. Karşılayabiliyor musunuz? Karşılayamıyorsunuz. Onun için o dönemlerde temeller çok atılırdı, çok çukurlar kazılırdı ama onlarca yıl bitmezdi. Ortalama bir yatırımın bitmesi 8-9 yıl alırdı. Şimdi 4 yıla kadar, yani yarı yarıya düşürdük.'

Ağbal, 2017 bütçesini yaptıklarını anımsatarak, 'Yine faize para ödüyor muyuz? Ödüyoruz. Bu defa ne kadar ödüyoruz? Yaklaşık olarak 100 lirada 9 lira ödüyoruz, yüzde 9'a kadar düşürdük. Geriye 91 lira kaldı. 91 lirayı nereye harcıyoruz? Eğitime, sağlığa, gençlerimize, araştırma ve geliştirmeye, bu ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak her türlü iş için harcıyoruz. Dolayısıyla Allah'ımıza şükürler olsun, bugün bir projeye başladığımız zaman hemen bitirebiliyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.

Bugün eğitime yüksek bütçe ayrılabilmesinin arkasında yatan temel etmenlerden birisinin de mali disiplin olduğunu belirten Ağbal, 'Ayağınızı yorganınıza göre uzatırsanız, doğru ekonomi politikaları uygularsanız, ülkede siyasi istikrarı sağlarsanız, milli bir duruş sergilerseniz, ülkeninin kaynaklarını ve potansiyelini bilirseniz, dış politikada da buna uygun aktif bir dış politika izlerseniz o zaman yürüyüşünüz de, yaptığınız iş de değişir. Son 14 yıldır Türkiye adeta kabuğundan sıyrılıp çıktı.' diye konuştu.

Ağbal, 2002 yılında AK Parti hükümeti devraldığında kişi başına milli gelirin 3 bin 490 dolar olduğunu anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:

'1990'lı yılların başında bu rakam 2 bin dolardı. 14 yıl boyunca sadece bin 400 dolar üstüne koyabilmiştiniz, yani aşağı yukarı yerinizde saymışsınız. Şimdi 2017, kişi başı milli gelir 9 bin 400 dolar. 3 bin 400 dolardan aldık, 9 bin 400 dolara getirdik. İnşallah 2023'te bu çok daha yukarılara gelecek. Ekonomik refah bu dönemde arttı. Bugün Türkiye'nin dört bir tarafında yollar, köprüler, tüneller inşa ediliyor. Cumhuriyet tarihi boyunca bütün inşa edilen tünelleri ucu ucuna ekleyin, 50 kilometre ediyor. Tek başına AK Parti iktidarları döneminde inşa edilen tünelleri ucu ucuna ekleyin bunun 3 katı ediyor. Ne sayesinde? Siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde. Eğer biz doğru işler yaparsak, bu ülkenin potansiyeline sahip çıkarsak, gündelik meselelerle boğuşmazsak ve bu ülkenin değerleriyle barışık olursak o zaman bu topraklar da fışkırıyor. İnşallah bunlara devam edeceğiz.'

- 'Her şeyin başına, kendimize güveni koyacağız'

Türkiye'nin daha da büyüyeceğini ve gelişeceğini anlatan Ağbal, 'Bizim 2023, 2053, 2071 vizyonumuz var. Türkiye olarak çok daha kat edeceğimiz mesafe var. Bunları da gençlerimizle, hocalarımızla, yöneticilerimizle beraber yapacağız. Burada her şeyin başına, kendimize güveni koyacağız. Kendimize güvenelim. Millet olarak ne zaman kendimize güveni kaybetmişsek, çözümleri dışarıda aramışsak, kendi ben aidiyetimizi dışlamışsak, kültürümüzü, medeniyetimizi unutup başka kültür ve medeniyetlerde çözüm aramışsak o zaman kaybetmişiz. Aslında adeta tarihi, kültürü, Rönesans kelimesini kullanmak istemiyorum ama yeniden inşa ediyoruz.' dedi.

Ağbal, 'Biz, ben aidiyetimizi yeniden tanımlıyoruz.' ifadesini kullanarak, şu değerlendirmede bulundu:

'Kendimizi tanımlarken kullandığımız kodlar bu tarihin, medeniyetin kodları. Aslında böyle yapmak suretiyle doğruyu yapabileceğimizi de biliyoruz. Son 14 yılda bunu yaptık. 14 yılın kendi ölçeğinde bakıldığında çok önemli mesafeler kat ettik ama tarih önünde baktığımız zaman daha çok yolun başındayız. Burada da her şeyin başına bilgiyi koymak gerekiyor. Bilgiye kim sahipse o toplumu da dünyayı da yönetiyor. Bilgiyi üretmek bakımından hiçbir milletin özel bir ayrıcalığı yok. Hiçbir millet, bir başka millete göre, bilgi üretme bakımından bir üstünlüğe sahip değil. Bizim bildiğimiz üstünlük sadece takvadadır. Bilgide üstünlük başka bir şey, herkes bunu yapabilir. Bu manada mutlaka bilginin üretilmesi noktasında çok daha gayretli olmamız lazım.'

Öğrencilere bol bol okumalarını tavsiye eden Ağbal, sözlerini şöyle tamamladı:

'Çok farklı düşünceleri, çok farklı bakış açılarını bana göre öğrenmenizde sorun yok. Yeter ki kendi temel düşüncelerinizde sağlam ve tutarlı olun. Önce kendi düşünce biçiminizi doğru bir biçimde oluşturun, sonra farklı düşünce biçimlerini de gözden geçirebilirsiniz. Öğrenin, kendinizi geliştirin, çünkü bu milletin size ihtiyacı var. Türkiye, geçmişe bakıldığında çok iyi noktada ancak daha da iyi olması lazım. Türkiye olarak diyoruz ki milli savunma sanayimizi geliştirelim. Görüyoruz bugün milli savunma sanayinin ne kadar önemli olduğunu. Bugün Türkiye eğer global anlamda daha rekabetçi olacaksa, bu anlamda diyoruz ki daha fazla bilim ve teknoloji yapmamız lazım. Bunları siz yapacaksınız. O açıdan yüreğinizde bu tutku, irade, gayret olsun; o zaman inşallah kimse sizin sırtınızı yere getiremez. Biz de inşallah yarınlara sizlerin sayesinde daha iyi bir şekilde bakarız.'

Bakan Ağbal, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun'un, günün anısına kendisine hediye ettiği tablonun, daha da geliştirilmesi talimatını verdiği kütüphaneye asılmasını istedi.

Bayburt Üniversitesi Baberti Külliyesi 15 Temmuz Milli Birlik Salonu'nda gerçekleştirilen törene Vali İsmail Ustaoğlu, AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, Belediye Başkanı Mete Memiş, AK Parti İl Başkanı Hakan Kobal ve diğer ilgililerin yanı sıra akademisyenler ile öğrenciler katıldı.
Kaynak: AA