Hong Kong'ta Çin Karşıtı Protesto
Bağımsızlık yanlısı yaklaşık 2 bin kişi, Çin karşıtı gösteri düzenlendi.
Hong Kong Özel Yönetim Bölgesi Yasama Konseyinde, bağımsızlık yanlısı iki milletvekilinin mevcut yemin metninin dışında yemin etmesiyle başlayan kriz sonrası bağımsızlık yanlılarından oluşan yaklaşık 2 bin kişi, Çin karşıtı gösteri yaptı.
South China Morning Post'un haberine göre, yemin krizine neden olan bağımsızlık yanlısı milletvekilleri Yau Wai-Ching ve Leung Chung-hang'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 2 bin kişi, siyah kıyafetlerle yürüyüş yaparak, Çin yönetimine Hong Kong'a müdahale etmemesi çağrısında bulunuldu.
Söz konusu milletvekillerinin, meclisteki yemin töreni sırasında Hong Kong'un Çin'in bir parçası olmadığını söylemesi ve metindeki Çin kelimesi yerine 2'nci Dünya Savaşı döneminde Çin'i aşağılamak amacıyla kullanılan 'shina' kelimesini kullanmaları üzerine Yasama Konseyi Başkanı Andrew Leung Kwan-yuen, milletvekillerinin konseyden ayrılmasını istemiş ancak Yau ve Leung, dışarı çıkmayı reddetmişti.
Yau ve Leung'a destek için müdahaleye karşı çıkan bazı milletvekilleri ile güvenlik görevlileri arasında yaşanan arbedede 6 güvenlik görevlisi yaralanmıştı. Ardından kolluk kuvvetlerinin konsey salonuna girmesi üzerine oturuma ara verilmişti.
Yau Wai-Ching ve Leung Chung-hang'ın, daha önce de yemin metnini sabote ettiği için yeminleri geçersiz sayılmıştı. İki yıl önce başlayan 'Şemsiye' hareketi ile Hong Kong'taki demokrasi ve özgürlük yanlıları, Pekin'in Hong Kong üzerinde siyasi baskıyı artırdığını ileri sürerek, kitlesel eylemler gerçekleştirmişti.
- 'Tek ülke, iki sistem'
Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi olan Hong Kong, Çin'in İngiltere ile yaşanan ve 'afyon savaşı' adıyla bilinen savaşı kaybetmesinden sonra 1842'de bu ülkeye devredildi. Çin, daha sonra 1 Temmuz 1898'de Hong Kong dahil bölgedeki 235 adayı İngiltere'ye 99 yıllığına kiraladı.
Hong Kong, 1898'de imzalanan 'kira sözleşmesiyle' uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredildi. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde, bölgeye 2047 yılına kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak 'tek ülke, iki sistem' politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanındı.
Kaynak: AA
South China Morning Post'un haberine göre, yemin krizine neden olan bağımsızlık yanlısı milletvekilleri Yau Wai-Ching ve Leung Chung-hang'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 2 bin kişi, siyah kıyafetlerle yürüyüş yaparak, Çin yönetimine Hong Kong'a müdahale etmemesi çağrısında bulunuldu.
Söz konusu milletvekillerinin, meclisteki yemin töreni sırasında Hong Kong'un Çin'in bir parçası olmadığını söylemesi ve metindeki Çin kelimesi yerine 2'nci Dünya Savaşı döneminde Çin'i aşağılamak amacıyla kullanılan 'shina' kelimesini kullanmaları üzerine Yasama Konseyi Başkanı Andrew Leung Kwan-yuen, milletvekillerinin konseyden ayrılmasını istemiş ancak Yau ve Leung, dışarı çıkmayı reddetmişti.
Yau ve Leung'a destek için müdahaleye karşı çıkan bazı milletvekilleri ile güvenlik görevlileri arasında yaşanan arbedede 6 güvenlik görevlisi yaralanmıştı. Ardından kolluk kuvvetlerinin konsey salonuna girmesi üzerine oturuma ara verilmişti.
Yau Wai-Ching ve Leung Chung-hang'ın, daha önce de yemin metnini sabote ettiği için yeminleri geçersiz sayılmıştı. İki yıl önce başlayan 'Şemsiye' hareketi ile Hong Kong'taki demokrasi ve özgürlük yanlıları, Pekin'in Hong Kong üzerinde siyasi baskıyı artırdığını ileri sürerek, kitlesel eylemler gerçekleştirmişti.
- 'Tek ülke, iki sistem'
Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi olan Hong Kong, Çin'in İngiltere ile yaşanan ve 'afyon savaşı' adıyla bilinen savaşı kaybetmesinden sonra 1842'de bu ülkeye devredildi. Çin, daha sonra 1 Temmuz 1898'de Hong Kong dahil bölgedeki 235 adayı İngiltere'ye 99 yıllığına kiraladı.
Hong Kong, 1898'de imzalanan 'kira sözleşmesiyle' uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredildi. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde, bölgeye 2047 yılına kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak 'tek ülke, iki sistem' politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanındı.