Hastalığını Sanatla Yenmeye Çalışıyor

İzmir'in Urla ilçesinde yaşayan parkinson hastası Bozkurt, resim ve müzikle kendini rehabilite ederek hastalığın sebep olduğu ellerdeki hareket zorluğunu, kasılma ve depresyon hallerini kontrol altına almaya çalışıyor Bozkurt: 'Bu uğraş bana tablet gibi geliyor. Bazen ilacımı almayı dahi unutuyorum, alarm kuruyorum ama çalsa da resmin başından ayrılamıyorum. Stüdyoma girdikten sonra dünyam değişiyor, ilaç falan aklıma gelmiyor, içip içmediğimi bile hatırlamıyorum. Kendimi daha iyi hissediyorum' Bozkurt'un doktoru Prof. Dr. Çakmur: 'Sanatla uğraşması hastalığını olumlu etkiliyor. Bu uğraşları egzersiz yerine geçiyor. Parkinson rahatsızlığında etkilenen küçük kaslarını resim yaparak ve ud çalarak çalıştırabilir. Bu uğraşların etkisi egzersizin olumlu etkisine eş değer'

MERİÇ ÜRER - İzmir'in Urla ilçesinde parkinson hastası Batuhan Bozkurt, hastalığının neden olduğu ellerde hareket zorluğu ve azlığı, kasılma ve depresyon gibi belirtilerile 'çakıl taşı mozaik tekniği' ile eserler yaparak, ud çalarak mücadele ediyor.

Bozkurt, yerleştiği Barbaros köyünde kurduğu 'Emek Kültür ve Sanat Evi'nde AA muhabirine, patenti kendisine ait ve kayıtlara 'çakıl taşı mozaik tekniği' olarak geçen 'sanatı' sayesinde yaklaşık 4 yıl önce yakalandığı parkinson hastalığının dayanılmaz etkilerini minimize ettiğini belirtti.

Çocukluğundan bu yana resim sanatına ilgi duyduğunu, öğrencilik yıllarında resimlerde kullanacağı boyalara parası yetmediğinde renkli taşları kırıp tuvale yapıştırarak boya gibi gözükmesini sağladığını anlatan Bozkurt, bir bölümü yağlı boya diğer bölümü ise renkli taşlardan oluşan resimlerinin yıl sonunda sergilerde satılmasının motivasyonunu artırdığını ifade etti.

Topladığı renkli taşları balyozla kırdıktan sonra havanla parçalayarak küçülttüğünü, elekten geçirdiği taş kırıntılarını özel bir yapıştırıcı yardımıyla eserini oluşturmada kullandığını belirten Bozkurt, imkansızlıklar sonucu oluşan bu yöntemin, başvurusu üzerine Almanya'daki patent kuruluşu tarafından 'çakıl taşı mozaik tekniği' olarak tescillendiğini kaydetti.

Bozkurt, 1968 yılında başladığı taş resim sanatına 4 yıl önce teşhis edilen 'parkinson' rahatsılığı nedeniyle ara vermek zorunda kaldığını, hastalığının belirtilerinin etkisiyle hayattan soğuduğunu anlatarak şunları kaydetti:

'Dünyadan soyutlanmış gibiydim, sağ elimde hareketsizlik vardı. Oğlum terör bölgesinde çatışmada vuruldu, gazi oldu. O da hastalığımı arttırdı. Parkinson teşhisi konulmasıyla birlikte ilaç tedavisine başlandı. Parkinson Hastaları Derneğinde bana çalışmam gerektiğini, çalıştıkça iyileşme yönünde gelişmeler kaydedildiğini söylediler. Doktorum da çalışmanın bana iyi geleceğini söyledi.'

Doktorunun ve dernek yetkililerinin tavsiyesi sonrası stüdyosuna geri dönen, Türkiye'nin çeşitli illerinden topladığı ya da yurt dışından getirttiği sayısız taşla oluşturduğu tablolarının başına geçen Bozkurt, rahatsızlığı nedeniyle başlangıçta zorlandığı bu çalışmaların, zaman geçtikçe kendisini rahatlattığını, hastalığının belirtilerinin azalmaya başladığını ifade etti.

Bozkurt, stüdyoya tekrar girdikten sonra yaşadığı değişimleri şöyle anlattı:

'Stüdyoya giriyorum, kendimi kaptırıyorum. Bu uğraş bana tablet gibi geliyor. Bazen ilacımı almayı dahi unutuyorum, alarm kuruyorum ama çalsa da resmin başından ayrılamıyorum. Stüdyoma girdikten sonra dünyam değişiyor, ilaç falan aklıma gelmiyor, içip içmediğimi bile hatırlamıyorum. Kendimi daha iyi hissediyorum. Müzikle de uğraşıyorum, ud çalıyorum. Ege Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği bölümüne 35 yaşında girdim, 40 yaşında mezun oldum. İlkokul öğretmeniyken bıraktım bir üniversite daha bitirdim. Zaman zaman resmi bırakır, gelen dostlara ud çalarım.'

Kendisini iyi hissetmesinde resim yapmasının büyük payı olduğunu belirten Bozkurt, 'Ben inanıyorum ki bizim derneğimizin üyeleri bir uğraş buldukça daha iyi olacak gibi geliyor. Bunlar bana heyecan veriyor. Dernek üyelerine konser veriyorum. Bir ayın 28 günü buradayım. Udu parkinsona sağdan tutulduğum için yüzde yüz çalamıyorum. Yüzde 75 randımanlı çalabiliyorum. Hiç çalmazsam eğer o oran yüzde 20-30'a kadar düşebilir. Ama çaldıkça performansım artıyor. Parkinson hastaları için top verirler genelde. Ben top yerine mızrap kullanıyorum' diye konuştu.

- 'Uğraşısı, hastalığını olumlu etkiliyor'

Batuhan Bozkurt'un doktoru Prof. Dr. Raif Çakmur ise her hastalıkta olduğu gibi parkinson rahatsızlığında da hastaların ruh halinin önemine dikkati çekerek, Bozkurt'un sanatla ilgilenmesinin motivasyonunu artırdığını, yaşama bağlanmasını sağladığını belirtti.

Parkinson rahatsızlığında egzersizin önemine vurgu yapan Çakmur, 'Batuhan Bey'in sanatla uğraşması hastalığını olumlu etkiliyor. Bu uğraşları egzersiz yerine geçiyor. Parkinson rahatsızlığında etkilenen küçük kaslarını resim yaparak ve ud çalarak çalıştırabilir. Bu uğraşların etkisi egzersizin olumlu etkisine eş değerdir. Doğal antidepresan yerine geçebilir. Biz hastalarımızın aktif olmasını istiyoruz. Hastanın aktif olması tedaviye yanıtını olumlu etkiler.' diye konuştu.

Kaynak: AA