Organik Tarımın Sorunları Ve Çözüm Önerileri

İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Güllüoğlu: 'Türkiye’de toplam tarımsal alan içerisinde organik tarım yapılan alan, 2015 verilerine göre yüzde 2 seviyelerinde bir paya sahip bulunmaktadır. Dünya ve özellikle Avrupa’da yaygınlaşan organik ürün tüketimindeki artıştan ülkemizin iyi bir pazar payı elde edebilme fırsatı bulunuyor' 'Ülkemizde tarım birçok bölgede organik üretim şartlarında yapılmasına rağmen kontrol ve sertifikasyon sistemine dahil olunmadığı için 'organik ürün' olarak pazarlanamıyor. Ülkemiz, toprak ve su gibi doğal kaynakların henüz kirlenmemiş olması ve uygun ekoloji ile organik tarım açısından avantajlı bir konumda bulunuyor' Gıda Tarım ve Hayvancılık İzmir İl Müdürü Güldal: 'Milli Tarım Projesinin uygulanmasıyla beraber yeni bir heyecan ve aksiyonun geldiği şu günlerde, önümüzdeki yıldan itibaren organik tarım da Milli Tarım Projesi içerisindeki yeniden aktif bir rol üstlenmeli. Üreticilerimizde, bu işle uğraşan insanlarda yeni bir heyecanın öne çıkması lazım'

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Sebahat Güllüoğlu, 2015 verilerine göre Türkiye’de toplam tarımsal alan içerisinde organik tarım yapılan alanın yüzde 2 seviyelerinde olduğunu belirterek, 'Dünya ve özellikle Avrupa’da yaygınlaşan organik ürün tüketimindeki artıştan ülkemizin iyi bir pazar payı elde edebilme fırsatı bulunuyor.' dedi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 'Organik tarımın sorunları ve çözüm önerileri' konulu toplantı, bakanlık temsilcilerinin yanı sıra organik tarım üreticileri, kontrol sertifikasyon kuruluşları, üniversiteler ve firma temsilcilerinin katılımıyla Çeşme'de düzenlendi.

İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Sebahat Güllüoğlu, toplantıdaki konuşmasında, tarımsal üretimde ana hedefin verim ve üretim artışı olduğunu, ancak son yıllarda insan ve doğa arasındaki dengeyi ön planda tutup, doğal kaynakları koruyarak ve sürdürülebilirlik sağlayarak üretim yapmanın önem kazandığını belirtti.

Güllüoğlu, 'Bakanlık olarak ekolojik dengenin korunarak tarımsal sürdürülebilirliğin sağlanması ve tüketiciye kaliteli güvenilir ürünlerin sunulması öncelikli hedeflerimiz arasında bulunmaktadır. Bu amaca yönelik, ülkemizde organik ürünlerin üretimi ve yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine yönelik faaliyetlere önem veriyoruz.' ifadelerini kullandı.

Tarımın Türkiye'nin birçok bölgesinde, organik üretim şartlarında yapılmasına rağmen 'kontrol ve sertifikasyon sistemi'ne dahil olmadığı için organik ürün olarak pazarlanamadığını vurgulayan Güllüoğlu, ülkenin toprak ve su gibi doğal kaynakların henüz kirlenmemiş olması ve uygun ekoloji ile organik tarım açısından avantajlı bir konumda bulunduğunu bildirdi.

Güllüoğlu, Türkiye’de 1980’li yıllarda başlayan organik tarımın son yıllarda hızlı gelişme gösterdiğini kaydederek, şunları kaydetti:

'Başlangıçta, 1985 yılında sadece 8 üründe yapılan organik üretim, günümüzde 197 ürün çeşidine ulaşmıştır. Fındık, ceviz, Antep fıstığı, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller, tıbbi ve aromatik bitkiler, pamuk, zeytin, üzümsü meyveler ile yaş meyve ve sebzelerin organik tarım metotları uygulanarak üretimi yapılmaktadır. İşlenmiş ürünlerde çeşitli meyve suları ve konsantreleri, dondurulmuş meyve ve sebzelerle zeytinyağı başı çekmektedir. Ayrıca son yıllarda organik tarımsal üretimde de hayvansal üretimde de gelişme gösterilmeye başlanmış olup et, süt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünler olarak piyasada yerini almaya başlamıştır.'

Ülkemizde organik tarım, 2015 yılı verileriyle 69 bin 967 üretici tarafından 515 bin 260 hektar alanda yapıldığını aktaran Güllüoğlu, 8 bin 234 adedi tamamen organik süreçte olmak üzere toplam 8 bin 867 büyükbaş, 36 bin 863 adedi tamamen organik süreçte toplam 42 bin 896 küçükbaş, 952 bin 610 adedi tamamen organik süreçte toplan 981 bin 6 kanatlı ve 38 bin 296 adedi tamamen organik süreçte olmak üzere toplam 70 bin 976 kovan varlığına ulaşıldığı bilgisini verdi.

Güllüoğlu, 'Türkiye’de toplam tarımsal alan içerisinde organik tarım yapılan alan, 2015 verilerine göre yüzde 2 seviyelerinde bir paya sahip bulunmaktadır. Dünya ve özellikle Avrupa’da yaygınlaşan organik ürün tüketimindeki artıştan ülkemizin iyi bir pazar payı elde edebilme fırsatı bulunuyor. Bakanlık olarak temel hedefimiz organik ürünlerin üretim, tüketim ve pazar payını artırmaktır.' ifadelerini kullandı.

- 'Milli Tarım Projesiyle yeni bir heyecan geldi'

Gıda Tarım ve Hayvancılık İzmir İl Müdürü Ahmet Güldal ise sertifikasyon kuruluşlarının sayısında artış olmasına rağmen, Türkiye’de organik tarımın yaygınlaştırılmasında, üretici sayısı noktasında ve kamuoyunda hak ettiği yeri bulamadığını ifade etti.

Türkiye’nin tarımsal ihracatının yüzde 13,5'inin İzmir’den gerçekleştiğini hatırlatan Güldal, rakamsal büyüklüğün ise yaklaşık 2,5 milyar dolara ulaştığını kaydetti.

Güldal, üretilen her türlü kontrollü ve organik ürününün, İzmir’den Avrupa’ya, dünyaya satılmasına hiçbir engelin bulunmadığını belirterek, 'Bizim ihracatçı birliklerimiz de ticaret borsamız da bu konuda çok ehildir, tecrübeleri çok fazladır. Bu sebeple hangi ilde olursa olsun yeter ki elinizde belgelenmiş, sertifikalandırılmış organik ürünler olsun, İzmir sanayicisi, ihracatçısı bunu satabilecektir.' diye konuştu.

Organik tarımda yeniden popüler bir dönemin başlamasını dileyen Güldal, 'Milli Tarım Projesinin uygulanmasıyla beraber yeni bir heyecan ve aksiyonun geldiği şu günlerde, önümüzdeki yıldan itibaren organik tarım da Milli Tarım Projesi içerisindeki yeniden aktif bir rol üstlenmeli. Üreticilerimizde, bu işle uğraşan insanlarda yeni bir heyecanın öne çıkması lazım. Organik tarımın milli ekonomimize, üretici ekonomisine yansıması için ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA