Eker, 'Uluslararası Diyarbakır Sempozyumu'na Katıldı

Diyarbakır Valiliği ve Dicle Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Uluslararası Diyarbakır Sempozyumu” ikinci gününde devam ediyor. Sempozyum çerçevesinde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehdi Eker tarafından, “Tarih, Kültür ve Medeniyet Çerçevesinde Diyarbakır” konulu sunum yapıldı. Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde yapılan programa, gerçekleştirilen sunuma, Vali Hüseyin Aksoy, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum olarak atanan Cumali Atilla, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

“Diyarbakır barışı korumaya yönelik dizayn edilmiş”

Diyarbakır’ın hem coğrafyanın ihtiyaçları dikkate alınarak hem de sosyal barışı koruma amacıyla dizayn edildiğini belirten Eker, “Diyarbakır bir mimarlık felsefesidir. Bu mimarlık felsefesi barışı korumaya, sosyal barışı inşa etmeye dönük olarak dizayn edilmiş. Diyarbakır’ın dar sokaklarında yürüdüğünüzde kapılar yan yana. Herkesin sokak kapısı aynı. Yüksek duvarın arkasında bir zenginin evi mi var? Bir yoksulun evi mi var? Bilmiyorsunuz. Çünkü varlık, zenginlik mal ve mülk sahibi olmak bizim tasavvurumuzda, bizim medeniyet anlayışımızda bir gösteriş aracı, bir kıskandırma aracı değildir. Mahremdir, özeldir. Dolayısıyla sokakta yürüyen birinin duygularını kışkırtacak onu başka bir aleme götürecek cinsten değildir. Karacadağ’ın etekleri yeryüzünde buğdayın ilk defa üretimin yapıldığı havzadır. Yani buğdayın anavatanıdır Diyarbakır. Tarım ve beslenme açısından da Diyarbakır son derece önemlidir” dedi.

“Diyarbakırlılar, kentin kalbine sahip çıkmak durumundadır”

Diyarbakır surlarının haritasına tersten baktığında onu bir insan kalbi olarak gördüğüne dikkat çeken Eker, şunları kaydetti:

“Bu kalbin sokaklarında yani damarlarında binlerce yıl barış aktı. Barışın kalbi Diyarbakır. Çoğulculuğu, birlikte yaşama kültürünü benimseyip kendi medeniyet tasavvurumuzu hayatta tuttuğumuz sürece bu şehir barışın kalbi oldu hep. Ne zaman ki şifreleri unuttuk, çoğulculuğu red ve inkar edip tekçi politikalar uygulanmaya başladı, o zaman sorun başladı.

Bugün o tekçi anlayışın başka bir formuyla PKK terörüyle karşı karşıyayız. Asla başka bir siyasi görüşü kabul etmiyor. Sen hainsin diyor ve bunu zorbalıkla, bunu kanla, bombayla, terörle yaptılar. Şimdi biz milletçe en çok da Diyarbakırlılar, Diyarbakır’ın kalbine sahip çıkmak durumundadır. Bu şehir Türkiye’nin birlikte yaşama arzusunun, Türkiye’de çoğulculuğunun, medeniyet değerlerinin, binlerce yıldır tesis ettiğimiz kardeşlik hukukumuzun tekrar yeşereceği, tekrar yaşayacağı, tekrar geleceğe dönük, güzel projelerin uygulanacağı yerdir. Sempozyumu bu bakımdan çok önemsiyorum.”